EMPATİYİ TAMAMLAMAK

blog yazarı
Süzan Pırnalyan

EMPATİYİ TAMAMLAMAK

Şimdi birinci sınıftayım. okulu bitirmeme daha çok var. Birinci sınıfı bitirdikten sonra ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci sınıflara gideceğim. Of, sayarken bile nefesim tükendi. Ne kadar uzun zaman var liseye ve sonra da üniversiteye geçmeme. Evet, gerçekten de birinci sınıf öğrencisiyken kendi kendime böyle konuştuğumu hatırlıyorum. Her sene büyük bir özenle ve bir sınıfı daha bitirmiş olmanın sevinciyle seneleri sayacaktım. Sonra baktım ki seneler hızla geçip gidiyor, ben de saymayı bıraktım.

Ağır ağır raylarda ilerleyen tren zaman içinde öyle bir hızlanıyor ki biz o trene yetişmeye çalışıyoruz artık. Bir şeylere yetişmek için koşarken haftaların ne zaman başladığını ve nasıl bittiğini anlamıyorum bile. Anlamsızlığa düşmek de istemiyorum. Hayata ufacık da olsa bir şey katmadığım günü, günden sayamıyorum. Peki bu ne olabilir? Bunun yolu benim için empati yapmaktan geçiyor. Öğrencilik yıllarımda arkadaşlarım kendi çıkarlarını gözetmek için öğretmenleri eleştirirken ben öğretmenlerimle empati kurduğum için hep onlara hak verirdim. Karşı pencereden bakmaya başladığımda ise bir öğretmen olarak öğrenciler için empati kurmaya başladım. Onların ihtiyaçlarını, sorunlarını, isteklerini, psikolojilerini anlamaya odaklanıyorum. Bu durumda insan hem kendini hem de karşısındakini anlayabilecek kapasiteye sahip olmuş oluyor. Ancak her şeyin sağlıklı bir ölçüsü var. Bazen başkalarını o kadar çok anlarız ki kendimizi en son ne zaman anladığımızı unuturuz.

Bu noktada yine şuraya geliyoruz: Eğer kendimi anlarsam hayata anlam katacak gücü içimde bulabilirim. Kendimi anlamaya öncelik veriyorsam ve bunu da başkalarını anlamakla tamamlıyorsam ruhumu canlandırdığım kesindir.

Süzan Pırnalyan
Herkesin bilebileceği şekilde İstanbul Üniversitesi- Üstün Zekalılar Öğretmenliği mezunu, 25 Ekim 1995 doğumlu ve şuanda Bezciyan Ermeni İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmeni olan bir insanım. İnsanlıkla ilgili değerlerin ardından gidiyorum. Hayatımı "sevgi" kavramını bütünüyle yaşamaya ve yaşatmaya adıyorum. Bu uzun yolculukta ben de her gün kendim ve insanlar hakkında bir şeyler öğreniyorum ve bunları paylaşmak istiyorum. Çocukları, ailemi, dostlarımı, çikolatayı ve sınıfımızdaki balığımız Huys'u(umut) çok seviyorum. Ölen balığımız Luys'u(ışık) da özlemle anıyorum.