Yapay zekanın günümüzde işletmeleri ve endüstrileri nasıl etkilediğini ve dönüştürdüğünü görüyoruz, peki ya hayatlarımızın diğer yönleri? Örneğin bir teknoloji girişimcisini düşünelim…Ya da bir mimarı… Yapay zekanın mesleki iş süreçlerindeki katkısı her geçen gün artan kanıtlarla kendisini göstermektedir. Peki günlük hayatımızı daha verimli hale getirmek için yapay zekadan faydalanmak mümkün mü? Bunun cevabı çok basit: elbette! Yeter ki bu konuda öğrenmeye açık ve denemeye istekli olalım 😉
Peki, hayatımızın diğer alanlarında YZ (AI) bize nasıl yardımcı olabilir? Örneğin ben bir öğretmenim, kendi mesleğimle ilgili yürüttüğüm eş zamanlı çok sayıda işim var. Bu işler ister istemez hem bilişsel hem de duygusal açıdan kişiye yük oluşturmakta. Tüm bunların yanında ben bir anneyim de… Ebeveyn olarak yapay zekayı nasıl kullanabilirim sorusu aklıma geldi. Bir anne olarak YZ (AI) taşıdığım zihinsel yükümü hafifletmeme yardımcı olabilir mi? Bana belirli olaylar karşısında ne söyleyeceğime dair tavsiyeler ve senaryolar verebilir mi? Bunu merak ettim ve denemeye karar verdim. Deneyimlerimi de sizinle paylaşmak istedim 😉
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, hiç kimse çocuğunuzu sizden iyi tanıyamaz. Dolayısıyla burada ebevenyliğinizi test etmiyorsunuz. Sadece zorlandığınız anlarda size alternatifler sunarak kriz anlarını soğuk kanlılıkla geçiştirebilmeniz için seçeneklere sahip olduğunuzu düşünün. Yani evde her daim yarımıza gelmeye hazır olarak bekleyen bir sağ kolunuz olduğunu düşünün. Bence bunu düşünmek bile insanı duygusal açıdan rahatlatıyor 😉
Örneğin iki yaş civarında sınır genişletme başladığı için inatlaşmalar hat safhaya çıkabiliyor. Bu durum da biz ebeveynleri zaman zaman zorlayabiliyor. Böyle durumlarda kullanabileceğiniz stratejiler ile ilgili birkaç örnek senaryoyu aşağıda sizinle paylaşıyorum.
Örneğin çocuğunuz yemeğini yemek istemiyor, onun yerine gözüne çarpan abur cuburu yemek istiyor. Ortam ve sinirler geriliyor… Bu süreçte derin bir nefes alarak “Bisküviyi/çikolatayı (abur cubur ne ise) yiyemediğin için üzgün ve kızgın olduğunu görüyorum. Üzgün ya da kızgın hissetmek normaldir. Bazen abur cubur yeriz ama şu an değil canım. Henüz onu yiyemeyiz; ama yemekten sonra yiyebilirsin. Bana yemek hazırlamaya yardım etmek ister misin? Kaşıkları sofraya götürmeye ne dersin? Hangi tabakta yemeğini yemek istersin?” vb. sorular ile ilgisini başka yöne çekebilirsiniz… Bu tarz sorular ya da senaryolar için AI’ den yardım alabilirsiniz 😉 Zaten amacımız çocuğumuzu kontrol etmek değil, sorularla onu farklı bir yöne yönlendirmek olmalıdır. Böylesi çok daha sağlıklı ve kolaydır.
Bu işe yaramadıysa işin içine biraz da yaratıcılık ve hikayeleştirme katarak yeniden deneyebiliriz. “O bisküviyi ne kadar çok istediğini ve şu anda alamamanın seni gerçekten üzdüğünü görüyorum. Lütfen bisküviye dikkatle bakalım ve onun ne kadar yorulmuş olduğunu düşünelim. Onun dinlenmeye ihtiyacı varmış. (ya da acıkmış olduğunu da söyleyebiliriz. Biraz onu besleyip biraz da çocuğumuzu besleyebiliriz) O dinlenirken yanında durabilir. Böylece sen de yemeğini yiyebilirsin. Yemekten sonra karnımız onu yemeye hazır olur. Ne dersin?”
Bunun dışında yapay zekayı yemek menüsü hazırlamak için, alışveriş listesi yapmak için, çocuğunuza etkinlik programı hazırlamak, çocuğunuza okumak için kısa hikayeler oluşturmak, anlatacak yeni fıkralar üretmek ya da ödevlerine yardımcı olmak için kullanabilirsiniz…
Sonuçta dijital göçmenler olarak dijital yerliler ile aynı çatı altında yaşıyoruz. Dolayısıyla dijital bir sağ kolumuzun olması hiç de fena bir fikir değil, sizce de öyle değil mi?