Zihnimizin Zincirleri

Bu yazımı okumadan önce mutlaka bir önceki yazım olan “psikoloji yönlendirilebilir mi? yönlenebilir mi?” yazısını okumanızı tavsiye ederim. İkinci kısmı yazmam biraz zaman alsa da artık buradayım…

Zihnimiz, derin bir yapıdan oluşan ,içinden çıkılamayan üç boyutlu bir perdedir. Keza içinden çıkıldığında geriye sadece beden yığını kalır. Ruhumuzun sürükleyicisi, beynimizin sevecen yapısı ve hafızanın gizli anahtarı burada muhafaza edilir. Zaruri bilinç ya da bilinçaltıdır.

Ezberlemek ile akılda tutmanın ince çizgisini zihinde farkederiz. Biri çöp olur, diğeri yıllarca akılda muhafaza edilebilir. Bu bizim elimizde. Tıpkı sınavdan bir gün önce ezber yapıp sınavdan çıktıktan on dakika sonra soruları dahi hatırlamazken ; düzenli çalışılan sınavdan çıktıktan sonra sorular ve cevaplar hakkında konuşma iştahımızın kabarması gibi…

Zihin, gücünü her vakit göstermek ister.

Duygularımızın ve aklımızın bir bütün halinde karar verebilmesi oldukça zor… Zihinde tutsak kalmış anılar gün yüzüne çıkmayı beklerken duygu sarmalına takılı hale gelmiştir çoktan…Duyguları yönetebilir miyiz? Mümkün. Zor. Temposu yüksek bir iş.

Her anı bir duyguyla saklanır. Her duygunun içinde saklı bir kokusu vardır. Belki de sevdiklerimizin hissettirdiği duyguların o muhteşem kokusu ,adrenalin salgılamamıza neden oluyordur…

Bu karmaşık zihin zincirini bir dna sarmalına benzetirsek ; dna dediğimiz şey “akıl-aklı kullanma gücü-akıl etme-kavrama kabiliyeti ” ise, onu sarmalayan hidrojen bağlarına “duygu-iç güdüsellik-vesvese-iç ses” diyebiliriz..

Elbette duyguyla iç ses aynı şey değildir. Hangisini kullandığımıza bağlı bu durum aslında.

Kullanılmayan ;eskir,unutulur,önemini kaybeder çoğu zaman.

Yazan:GÜLŞAH HARMANTEPE

Yorum yazarsanız memnun olurum, okuyorum. Makale yazılarına daha sonra başlayacağım. Business and Science şeklinde bir derleme gelecek…Teşekkürler 🙂