
Teknoloji ilerledikçe, özellikle yapay zekanın hayatımıza dahil olduğu şu modern çağda ebeveynlik daha karmaşık ve zor bir göreve dönüşmeye başladı. Günümüzün en ciddi problemlerden biri, yapay zekanın (YZ) yükselişinin çocuklarımızın dünyayla etkileşim biçimini nasıl değiştirdiğidir. Özellikle de okuma söz konusu olduğunda…. Hem öğretim hem de sosyal hayatımızın büyük bir bölümü okuma ve anlama üzerine kuruluyken…
Amerika’ da Common Sense Media tarafından yapılan araştırmaya göre gün içinde çocuklar ekran karşısında 4 saat 44 dakika, gençler ise 7 saat 22 dakika geçirmekteler. Üstelik bu sürelere ödev ve araştırma yaptıkları saatler dahil edilmemiştir. Bunun yanında ekranlara ayrılan sürenin 2015’ten beri 42 dakika artmış durumda olduğu rapor edilmiştir. Diğer taraftan Amerikan Pediatri Akademisi, 18 aydan küçük çocukların ekranla temasının olmamasını tavsiye etmektedir. Zira küçük çocukların ekranlara değil insanlara ihtiyaç duyduğu bir gerçektir. Bu durum UNICEF tarafından da dile getirilmektedir. Okuma oranları ise ekranda geçirilen sürelerin çoook altında kalmaktadır. Örneğin Japonya’da toplumun yüzde 14′ü, Amerika’da yüzde 12′si, İngiltere’de ve Fransa’da yüzde 21′i düzenli kitap okurken, Türkiye’de yalnızca on binde bir kişi kitap okuyor. Evet, yanlış okumadınız. Oran bu kadar düşük…
21. yüzyılda, çocuklar ve ergenler için çevre önemli ölçüde değişti. Artık olağanüstü düzeyde görsel ve bilgilendirici içeriklere adeta ışık hızıyla erişim sağlayabiliyorlar. Bu durumun bazı problemleri de beraberinde getirdiği ifade edilebilir. Örneğin günümüzde gençler arasında nörodiverjans da artış göstermektedir. Hemen küçük bir açıklamayla bu terimi açıklayayım. Nöro-diverjan (nörolojik farklılığı olan); otizm spektrum bozukluğu (OSB), dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), disleksi, diskalkuli ve Tourette sendromu gibi çeşitli bilişsel tanıları kapsayan şemsiye bir terimdir. Nörodiverjans olgusu, yalnızca küresel ölçekte hızla artması nedeniyle değil, aynı zamanda iş dünyası ve toplum için belirgin özellikleri ve faydaları nedeniyle de ilgi odağı olmaya başlamıştır. Nitekim Nörodiverjans bireyler, küresel çeşitliliğin %15-20’sini temsil etmekle birlikte yaygınlığı ve bilinirliği her geçen gün artmaktadır. Nörodiverjan bireyler, üretkenliği ve inovasyonu destekleyen benzersiz güçlere katkıda bulunarak STEM ve yaratıcı alanlarda özellikle daha yaygındır. SAP, Microsoft ve JPMorgan Chase gibi büyük şirketlerin nörodiverjan insanların işe neler getirebileceğiyle ilgilenmesi şaşırtıcı olmadığını düşünüyorum.
Ekran süresinin arttığı bir dünyada, ebeveynler olarak, okumanın düşüşte olduğu bu dönemde anlamlı entelektüel katılımı nasıl teşvik edebiliriz?
Gelin önce hep birlikte bunun üzerine bir düşünelim… Çünkü bu konunun üzerinde uzun soluklu düşünülüp konuşulmayı hak ettiğine inanıyorum. Sizlerin de düşüncelerini yorumlara belirtmenizi bekliyorum. Bir sonraki bölümde alan uzmanlarının ne dediğine ve bize ne önerdiğine bakalım 😉
Görüşmek üzere 😉