PROJE ADI: GÜBRELER ÇEŞİT ÇEŞİT, PEKİ AMA NEDİR BU LEONARDİT?
PROJE AMACI: Bu projenin amacı farklı gübre çeşitleri eklenen topraklarda çim tohumlarının çimlenme hızlarının karşılaştırılması, bu toprakların çimlenme sonrasında organik madde içeriklerinin kıyaslanması ve son zamanlarda özellikle organik tarımda sıkça kullanılan Leonardit organik toprak katkısının çim tohumlarının çimlenmesine ve toprağa etkisinin incelenmesidir.
GİRİŞ:
Bu projenin konusu belirlenirken 6.sınıf Fen ve Teknoloji dersi müfredatında yer alan tohumun çimlenmesine etki eden faktörler konusunda yapılan deney ve gözlem çalışması etkili olmuştur.Yapılan deneyde çimlenmenin ışıklı ve ışıksız ortamlardaki farkı gözlemlenmiş, deney sonucunda ışığın çimlenme için gerekli faktörlerden biri olmadığı sonucuna varılmıştır.Bu deney sonrasında bir başka faktörün, toprağın içeriğinin, çimlenmeyi nasıl etkileyeceği merak edilmiş ve farklı gübreleme teknikleri konusunda bir literatür araştırması yapılarak gerçekleştirilecek proje çalışmasının alt yapısı oluşturulmuştur.
Gübre nedir?
Gübre, bitkinin ihtiyacı olan kimyasal elementleri sağlamak için toprağa ilave edilen herhangi bir maddedir. Gübrelerin toprağa veya doğrudan doğruya bitkiye verilmesi işlemine ise gübreleme denir.
Hayvan pislikleri, saman ve diğer bitki artıkları binlerce yıldan beri organik (tabii) gübre olarak kullanılmaktadır. Eski zamanlarda toprağın asitliğini azaltmak ve kalsiyum temin etmek için kireçli maddeler kullanılmıştır. Kullanılan ilk inorganik (kimyevi, suni) gübreler, sodyum nitrat ve kemikler olmuştur.
Bugün organik ve inorganik gübrelerin her ikisi de değişik şekillerde elde edilmektedir. Bitkinin beslenmesi öncelikle inorganik gübre dediğimiz azot, fosfor ve potasyum tarafından sağlanır. Genellikle inorganik gübrelerin ihtiva ettiği besin,azot(N), fosfor pentaoksit (P2O5) ve potas (K2O) olarak ifade edilir. İnorganik gübrelerin ticari ambalajlarında bir veya daha fazla madde bulunur.
Bitkilerde temel besin elementlerinin eksikliğinde görülen belirtiler nelerdir?
Bitkiler, temel besinlerini yeterli alamadıkları zaman, çok defa eksiklik belirtileri gösterirler.
Potasyum ve Kalsiyum eksikliğinde: Yaprak uçları kavrulur, sararır, saplar zayıflar. Meyve çekirdekleri kuruyup büzülür. Yaprak uçları tarak dişi gibi parçalanır.Uç tomurcuklar ölür, çiçekler olgunlaşmadan taç yapraklarını kaybederler.
Magnezyum eksikliğinde: Yapraklar ince ve gevrek olurlar; uçlarında ve damar aralarındaki bölgede renklerini kaybederler, soluk yeşil renk alırlar.
Kükürt eksikliğinde: Bitkinin alt kısımlarındaki yaprakları sararır, kökler ve sapların çapları küçülür.
Bor eksikliğinde: Uç tomurcuklar açık yeşildir. Köklerde koyu lekeler görülür. Saplar çatlar. Bitkilerin renkleri ağarır. Turunçgiller kırmızımsı kahve renkte, anormal şekilde büyüme gösterir. Yapraklar sararır. Fakat damarlar yeşil kalır.Yapraklar yukarı doğru kıvrılır.
Mangan eksikliğinde: Arazlar demirdekine benzer. Yapraklarda ölü dokular görülerek, yaprağa pürüzlü bir görünüş verir.
Molibden eksikliğinde: Uç yaprakları çok küçülür. Yapraklar ölü bölgelerde benekli hale gelir. Tomurcuk teşekkülü azalır.
Farklı gübre çeşitleri ve bu gübrelerin özellikleri nelerdir? Bu gübreler bitkiye ve toprağa nasıl etki eder?
Gübreler genel olarak organik (tabii) ve inorganik (suni) gübreler olmak üzere iki sınıfta incelenir.
Organik (Tabii) Gübreler:
Tabii gübreler bitki ve hayvanlardan sağlanır. Bunların en önemlisi guano denilen kurutulmuş kuş gübresidir. Bu gübrede % 12 azot ve % 12 fosfor pentaoksit vardır. Bütün organik gübreler azot ve fosfor temin ederler. Fakat sentetik gübrelerden daha pahalı oldukları için, modern ziraatte çok az kullanılırlar. Bununla beraber organik gübreler daha yavaş tesirli oldukları, suda daha az çözündükleri için, çim tohumlarına, yeni filizlerin köklerine zarar vermezler. Bu özellikleri dolayısıyla sebze ve çiçek yetiştiriciliğinde tercih edilirler.
Organik gübrelerden en önemlileri; ahır gübresi, kompostlar ve yeşil gübredir.
Ahır gübresi: Ahır gübresi, terkibinde bulunan azot, fosfor ve potasyum gibi bitki besin elementleri dolayısıyla, toprağı besin maddelerince zenginleştirir. Toprağa humus vererek de toprağı ıslah eder.
Az miktarda besin maddesi ihtiva etmesine rağmen fonksiyonu itibariyle toprağın fiziki yapısını düzeltmek bakımından büyük önem taşır. Toprağın fiziki yapısı denilince toprak zerrelerinin ebadı, kalitesi, havalanması, su tutması, kısaca iyi bir tohum yatağı özelliği taşıması anlaşılır. Ziraatte bu özellikleri bakımından iyi olan topraklar, fevkalade önemlidir ve en az gübreler kadar bitki yetiştirilmesi açısından dikkat edilir. Ahır gübresi toprağın iyi bir tarım toprağı olmasını sağlar ki, bu yolla elde edilecek gelir artışı çok büyüktür.
Kompostlar: Çiftlikte meydana gelen bitki ve hayvan kaynaklı artıkların bir araya toplanıp, gübre yapmak üzere çürümeye terk edilmesiyle elde edilir.
Çiftlikteki bitki ve hayvan artıkları takriben 30 cm yüksekliğinde yayılır. Üzerine su serpilerek iyice ıslatılır ve sıkıştırılır. Bunun üzerine 5-15 cm yüksekliğinde, varsa ahır gübresi, yoksa toprak veya odun külü yayılır. Bunu takiben yine 30 cm’lik bitki artığı konur. Sulandıktan sonra, tekrar 5-15 cm toprak veya odun külü ilave edilerek istenilen yükseklikte bir kompost yığını yapılır. Yığına yukarı doğru daralan bir şekil verilir. Rutubet kaybını önlemek için en üste toprak serilir. Hazırlanan kompost yığını 3-4 hafta kendi haline bırakılır. Bundan sonra birer ay ara ile bir veya iki defa alt üst edilerek yığının her tarafının çürümesi sağlanır. 3-4 ay sonra kompost gübre kullanılmaya hazır bir hale gelir.
Yeşil gübreler: Ekilmiş bir mahsulün hasat edilmeden, toprağı ıslah etmek maksadıyla, toprağa gömülmesine yeşil gübreleme ve bu maksat için kullanılan bitkilere ise yeşil gübre adı verilir. Yeşil gübre bitkileri, toprakta çürüyerek, toprağı organik maddece zenginleştirir. Bünyelerinde bulunan besin maddeleri de toprağa geçer. Toprağın yapısı düzelir.
İnorganik (Suni) Gübreler:
İnorganik gübreler,sıvı ve katı halde bulunur. Genellikle taşınması ve depolanması kolay olduğundan, katı ve granül haldekiler tercih edilir. Eskiden kimyevi gübreler toz halinde yapılmaktaydı. Toz halindeki gübreler çok nem çekici ve taşınması zor olduğundan terk edilmiştir. Sıvı gübreler ise gün geçtikçe önem kazanmaktadır.
İnorganik gübreler bitkilerin ana besin kaynağıdır.Bu gübrelerin esas fonksiyonu, uzun yıllar kullanılması sonucu besin maddeleri bakımından fakirleşmiş ve verimsizleşmiş toprağın ihtiyacı olan bitki besin maddeleri noksanlıklarını kısa zamanda karşılamaktır.
Toprağın yapısına ve yetiştirilen bitkinin çeşidine göre azot, fosfor ve potas ihtiva eden inorganik gübrelerin dekara verilecek miktarları hesap edilir ve buna göre verilir. Bazı inorganik gübreler şunlardır:
Azotlu gübreler: Azotlu gübrelerin çeşitli tipleri vardır. Bunlardan amonyak sıvı, diğerleri ise katı olup, amonyaktan elde edilirler. Kalsiyum nitrat ve potasyum nitratın dışındaki bütün azotlu gübreler toprağı asidik yaparlar. Fakat bu asitlik uygun kireçleme ile kolaylıkla düzeltilebilir.
Fosfatlı gübreler: Fosfatlı gübrelerin imalinde çeşitli kaynaklar vardır. Bunlar tabii trikalsiyum fosfatlar, hayvan kemiklerinden elde edilen fosfatlar ve tomas çelik üretim konverterlerinden çıkan curuflardır. Tabii fosfat yataklarının en önemlileri Amerika’da ve Fas’ta bulunmaktadır. Bu fosfatlar ince bir şekilde öğütülerek başka işlem yapılmadan asidik topraklara kullanılabilir.
Potasyumlu gübreler: Bütün potasyum gübreleri suda çözünürler. Potasyum tuzlarının çoğu, esas itibariyle (% 91-93 nispetinde) gübre olarak kullanılırlar. Potasyum ihtiva eden yatak ve kayalardan üretilerek zenginleştirilir ve gübre şekline getirilirler.
Organik Tarım nedir?
Organik tarım; çeşitli nedenlerle kirlenen toprak ve çevrenin, doğal yöntem ve önlemlerle temizlenerek, kimyasal gübre ve ilaç kullanmadan, yetkili kurumların onayladığı girdileri kullanarak yapılan tarım yöntemidir
Dünya’da havayı, suyu ve toprağı kirletmeksizin, erozyonu, toprağın tuzlulaşmasını, diğer hastalık ve zararlıların etkisini en aza indirecek tarımsal tekniklerin geliştirilmesine her geçen gün duyulan ihtiyaç artmaktadır. Bu ihtiyacı karşılayacak, doğaya dost üretim metodu, Organik Tarım, olarak nitelendirilmektedir.
Organik tarım, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Doğal dengeyi koruyarak hava ve su gibi yaşamsal kaynakların ve doğal hayatın korunmasını amaçlayan bir üretim yöntemidir.
Organik tarımda ürün yetiştirilmesi, toplanması, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma ile ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan diğer tüm işlemlerde, kimyasal madde veya tarım ilacı kullanılmamaktadır. Çiftçiler ve aileleri tarım ilaçlarına daha sık maruz kaldıkları için, Organik tarım, öncelikle çiftçi ve ailesinin sonrasında da genel olarak toplumun sağlığını korur ve iyileştirir. Organik tarım yaygınlaştıkça, tedavisi çok pahalı olan hastalıklara yakalanma oranları da azalacak ve ekonomi de dolaylı yoldan olumlu etkilenecektir.
Leonardit nedir ve ne amaçla kullanılmaktadır?
Leonardit organik değeri azalmış, çoraklaşmış toprakların uzun süreli ıslahında, sağlıklı tohum çimlendirilmesinde, sağlıklı fide ve fidan dikiminde, kullanıldığı alanlarda bitkinin çevre ve diğer olumsuz etkilere olan dayanıklılığını artırmak amacı ile kullanılan, organik tarımın en önemli girdilerinden biri olan tamamen doğal ve bitkisel kaynaklı bir üründür.
Leonardit, yüksek oranda ‘Humik Asitler’ ile karbon, makro ve mikro besin elementleri içeren, kömür düzeyine ulaşmamış tamamen doğal organik maddedir. Oluşumu milyonlarca yıl öncesi bitki ve hayvan kalıntıları , sıcaklık, nem, basınç, oksidasyon ve çok özel jeolojik şartlar gerektirdiğinden tabiatta nadir olarak bulunur ve kalitesi bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. İçerdiği yüksek oranda humik asitlerden dolayı önemli bir ekonomik değere sahiptir. İlk defa ABD-Kuzey Dakota Eyaleti’nde Dr. Leonard tarafından bulunmuş olmasından dolayı bu adı almıştır. Leonardit adı ABD ve Dünyanın pek çok ülkesinde genellikle kabul edilmekle beraber bazı ülkelerde Humat, Organik Humat, Humalit veya Humus olarak da adlandırılmaktadır.
Leonardit tarımda nasıl kullanılır?
Leonardit’in tarımda kullanımı esas olarak iki şekilde olur: Katı (granül yada Pelet) veya Leonardit’in ekstraksiyonu ile elde edilen humatları (sıvı veya toz).
Madenden çıkartılan Leonardit, kırılması, öğütülmesi, elenmesi, içerisindeki yabancı maddelerin temizlenmesi ve kurutulup suyunun alınması için bir dizi tesislerde, çeşitli ve uzun süreli işlemlerden geçirilir. Homojenizasyon işleminden de geçirildikten sonra torbalanıp tarlaya iletilen Leonardit (Toprağın, bitkinin ve Leonardit’in türü ve özelliklerine göre değişen oranlarda) toprakla karıştırılır.
Leonardit organik tarıma uygun bir yapıya mı sahiptir?
Leonardit ve Leonardit’ten elde edilen humik asitler bütün dünya ülkelerince kabul edilmiş olan organik (Ekolojik) tarıma tam uygunluk sertifikasına da sahiptir. Gelişmiş ülkelerin tarımda kimyasal gübre ve ilaç kullanımına getirdikleri sınırlamalar ve yasakların yanı sıra organik tarım ürünlerine olan talep artışları da Leonardit kullanımının hızla yaygınlaşmasında önemli bir etken olmaktadır.
Leonardit, tarım dışında nerelerde kullanılır?
Tarımda, organik toprak kondisyonlaşıcısı olarak kullanılır. Humik asit konsantresi (humat) üretiminde ana hammadde olarak kullanılır. Toprağın ıslah edilmesinde, sanayi artıklarının kirlettiği toprağın ve bunların oluşturduğu bataklıkların tümüyle temizlenmesinde. Buralardaki kötü kokuların giderilmesinde, hava ve su filtre sistemlerinde de kullanılabilir.
Leonarditin yararları nelerdir?
-Toprağın yapısını düzeltir. kil mineralleri ile birleşerek toprağı daha tanecikli duruma getirir. Böylece, toprağın hava ve su geçirgenliği artar. Toprağın gevşekliği ve işlenebilirliği artar, topaklanma önlenir. Verimsiz killi toprakların parçalanmasını sağlayarak verimli toprak haline dönüştürür. Toprağın zamanla sıkışmasını önleyerek daha havadar ve kabarık kalmasını sağlar.
-Toprağın havalanma özelliğini artırır. Köklerin daha iyi havalanmasını sağlar. Yorgun toprakları gençleştirir.
-Toprağın su tutma kapasitesini artırır (Kendi ağırlığının 20 katı fazla ağırlıktaki suyu tutabilme yeteneği vardır). Topraktaki su miktarını dengeler ve düzenler. Böylece, bitkinin kuraklığa karşı direnci artar ve kuraklık şartlarında bile daha iyi verim alınmasını sağlar. Daha az su ile daha verimli bir sulama için zemin hazırlar.
-Uygun tohum yatağı şartları hazırlar.
-Toprağın rengini koyulaştırarak daha fazla güneş enerjisinin emilmesini sağlar.
-Leonardit, asidik ve bazik özelliklerdeki toprakları nötralize eder. Fazla tuzluluğu ve fazla kireçliliği gidererek toprağın pH’ını düzenler.
–Suda çözünebilir inorganik gübreleri kök bölgesinde muhafaza eder (depolar) ve bitkinin ihtiyacı oldukça bunları serbest bırakır. Kök çivarındaki besinlerin (ve gübrenin) yıkanıp uzaklaşmasını önler. Tüm fazla gübreyi bünyesine alıp yavaş yavaş toprağa verdiği için sürekli verimli bir toprak yapısı sağlar. Bitkinin köklerinde fazla gübrelemekten kaynaklanan zararları önler.
-Topraktaki kireç içerisindeki karbondioksiti serbest duruma getirir. Bu serbest karbondioksitin fotosentezde kullanılması imkanını hazırlar.
-Topraktaki azot, fosfor, potasyum, demir, çinko ve iz elementler gibi gerekli besinlerin bitki tarafından alınabilmesini en yüksek düzeye çıkartır. Potasyum, azot gibi çözünebilirliği yüksek olan elementler bitki tarafından emilmeden önce yıkanıp uzaklaşırlar. Leonardit kullanılması durumunda ise, bitki hücre zarlarının geçirgenliği artar ve bu elementler yıkanıp uzaklaşmadan önce bitki tarafından alınabilir. Öte yandan, tam tersi olarak, topraktaki fosfor K, Mg, Al ve Fe iyonları ile birleşerek inert ve çözünemez duruma geçer ve bitki tarafından alınamaz. Leonardit kullanılması durumunda bu inert bileşenler tekrar çözünebilir hale gelir ve fosfor bitki tarafından alınabilir. Gübre kullanılması (özellikle mineral gübreler) halinde leonarditin bu özellikleri gübre veriminin çok artması açısından önemlidir.
-Bitki gelişimi için gerekli olan mineraller (iz mineraller de dahil) ve organik maddelerce zengindir. Ayrıca, doğal karbon içermesinden dolayı bitkinin gelişimde kullanabileceği oldukça fazla miktarda enerji de ihtiva eder (1 gramda 5000 kaloriye kadar)
-Hümik asit, biyokimyasal aktif özelliği ile, toprağın zararlı, kirletici ve zehirli maddelerden temizlenmesini sağlar. Toprakta mevcut olan kurşun, cıva, kadmiyum ve diğer zararlı ve radyoaktif elementlerin, endüstriyel atıkların, zehirlerin ve çevre için zararlı kimyasal maddelerin (ilaçlamadan gelenler de dahil) çözünebilir durumdan çözünemez duruma geçmelerini sağlar. Böylece, bunların bitki tarafından emilmelerini önler. Bunların zamanla dibe çökmesi sonucu toprak temizlenir.
-Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolaysıyla, bitkinin büyümesi ve gelişmesi de hızlanır. Fidelerin daha hızlı ve kuvvetli büyümelerini sağlar.
-Kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırır. Kökleri kuvvetlendirir. Köklerin, özellikle uzunlamasına, büyümesi ve gelişmesi üzerine uyarıcı etkisi vardır. Bitki köklerinin uzunluklarında, kesitlerinde ve özgül ağırlıklarında önemli ölçüde artışlar sağlar. Bunun sonucu olarak da, bitki daha fazla besini bünyesine alabilir ve hastalıklara karşı daha dirençli olur. Ayrıca, bu güçlü ve daha geniş alana yayılmış olan köklerle, bitkinin stabilizesi artar, topraktaki suyu bulma ve absorb etme yeteneği fazlalaşır.
–Tohumda çimlenmeyi hızlandırır. Bitkinin hayatta kalabilme yeteneğini artırır.
–Bitki hücre zarlarının geçirgenliğini artırır. Dolayısıyla, bitkinin topraktan daha fazla besini almasını ve kullanmasını sağlar.
-Bitkide; klorofil, C vitamini, şeker, amino asitler ve diğer önemli bileşenlerin oluşmasını teşvik eder. Fotosentezi artırır.
-Bitkinin soğuğa, sıcağa, ve fiziksel etkilere karşı dayanıklılığını artırır. Böcek ve hastalıklara karşı direncini çoğalır. Bünyesinde bulunan antibiyotikler ve phenolik asitler gibi biyolojik aktif bileşenlerin bitkinin hastalıklara karşı direncinin artmasında önemli etkisi vardır.
-Meyvelerde (üründe) hücre duvarları kalınlığının artmasını sağlar. Böylece, ürünün depolanma süresi ve raf ömrü uzar.
-Elde edilen ürün (meyve, sebze, çiçek, dene, kök gibi) daha kaliteli olur. Bunların, dış görünüşlerinin daha göz alıcı ve besin değerlerinin daha yüksek olmasını sağlar. Tahıl ve hububatlarda; daha fazla protein içeriği ve amino asit içeriğinde daha fazla denge elde edilir. Bütün bunlar ürünün pazardaki değerini artırır.
Tarımda leonardit kullanımının sonuçları nelerdir?
Tarımda leonardit veya leonarditten elde edilen hümik asidin kullanılması ile :
1)Verim çok artar.
2)Daha kaliteli, canlı, sağlıklı , besleyici ve standart ürün elde edilir.
3)Önemli ölçüde erkencilik sağlanır.
4)Gübre kullanılması durumunda , kullanılan gübre miktarı çok azaltılır.
AYRICA, LEONARDİT (VEYA HÜMİK ASİT) TOPRAĞIN YAPISINI MÜKEMMEL BİR ŞEKİLDE DÜZENLER VE İSLAH EDER. TOPRAĞI KİRLETMEZ VE ÇEVREYE ZARAR VERMEZ. TAM TERSİNE, TOPRAKTAKİ MEVCUT KİRLENMELERİ GİDERİR.
KULLANILAN YÖNTEM:
Yapılan literatür araştırması sonucunda elde edilen bilgiler göz önünde bulundurularak üç adet hipotez kurulmuştur.
HİPOTEZ 1: Leonardit kullanılan topraktaki çim tohumları diğer tüm toprak çeşitlerindekinden daha hızlı çimlenir.
HİPOTEZ 2: Kimyasal gübre kullanılan topraktaki çim tohumları hayvansal gübre kullanılan topraktaki tohumalardan daha hızlı çimlenir.
HİPOTEZ 3: Gübre ve leonardit karışımının eklendiği toprakların oganik madde yüzdesi , sadece leonardit eklenen topraklara kıyasla daha fazla olur.
Projede kullanılan araç gereçler:
-6 adet aynı boy saksı
-6 paket organik toprak
-1 paket kimyasal gübre
-1 torba hayvansal gübre
-1 paket leonardit
-Beher
-Spatula
-Su
-6 adet aluminyum kap
-Elektrikli ısıtıcı
-Hassas terazi
Projenin yapılışı:
1.BASAMAK: FARKLI GÜBRE ÇEŞİTLERİNİN ÇİM TOHUMLARININ ÇİMLENME HIZINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ:
1-Projenin ilk basamağında farklı gübre çeşitleri ile ilgili yapılan literatür araştırmalarından sonra belirlenen gübre çeitleri temin edildi.
2-Altı adet özdeş saksı alınarak her bir saksı etiketlendi. Her bir saksıya 250 ml organik toprak konuldu.
3-Her bir saksıya eşit sayıda (30 adet) çim tohumu ilave edildi.
4-Her bir saksıya aşağıdaki tabloda verildiği şekilde farklı gübre /organik toprak katkısı çeşitleri konularak üzerleri eşit miktarda toprak ile örtüldü.
SAKSI NO KONULAN TOPRAK TÜRÜ EKLENEN ÇİM TOHUMU SAYISI KONULAN GÜBRE/ORGANİK TOPRAK KATKISI
1 ORGANİK TOPRAK 30 –
2 ORGANİK TOPRAK 30 HAYVANSAL GÜBRE
3 ORGANİK TOPRAK 30 KİMYASAL GÜBRE
4 ORGANİK TOPRAK 30 LEONARDİT
5 ORGANİK TOPRAK 30 HAYVANSAL GÜBRE+LEONARDİT
6 ORGANİK TOPRAK 30 KİMYASAL GÜBRE+LEONARDİT
5-Tüm saksılar aynı derecede ısı ve ışık alabilecekleri bir ortama yerleştirildi.Tohumlar çimlenme sırasında ışığa ihtiyaç duymadığı için saksılar laboratuarın çok fazla ışık almayan bir bölümüne yerleştirildi.
6-Her bir saksıya eşit miktarda su verildi.
7-Deneyin başlangıç tarihi olan 06.12.2012 tarihinden itibaren tüm saksılar eşit zaman aralıkları ile eşit miktarda sulandı ve gözlemlendi.
8-Tüm saksılardaki çim tohumlarının ilk çimlenmeye başladıkları tarihler not edilerek aşağıdaki tablo oluşturuldu.
SAKSI NO KONULAN GÜBRE/ ORGANİK TOPRAK KATKISI DENEY BAŞLANGIÇ TARİHİ ÇİMLENMENİN GÖRÜLDÜĞÜ TARİH
1 – 06.12.2012 12.12.2012
2 HAYVANSAL GÜBRE 06.12.2012 15.12.2012
3 KİMYASAL GÜBRE 06.12.2012 13.12.2012
4 LEONARDİT 06.12.2012 20.12.2012
5 HAYVANSAL GÜBRE+LEONARDİT 06.12.2012 18.12.2012
6 KİMYASAL GÜBRE+LEONARDİT 06.12.2012 01.01.2013
2.BASAMAK: ÇİM TOHUMLARI FARKLI GÜBRE ÇEŞİTLERİ İLE ÇİMLENDİRİLDİKTEN SONRA TOPRAĞIN ORGANİK MADDE İÇERİĞİNİN BELİRLENMESİ:
1-Tüm saksılardaki çim tohumları çimlenerek, çimler büyümeye başladıktan sonra her bir saksıdaki topraklardan birer ölçek örnek alındı ve içlerindeki çer çöp (yaprak, gövde, dal, kök ve taş parçaları) dikkatle ayıklandı.Toprak örnekleri ufalandı.
2-Alınan 6 adet özdeş aluminyum kap boş olarak tartıldı.Tüm kapların boş iken 3 g geldiği not edildi.
3-Tüm aluminyum folyo kapların içine diplerini örtecek kadar su konuldu. Ardından kaplar alınan 6 adet toprak örneği ile doldurularak hassas terazide yeniden tartıldı.Dolu kabın kütlesinden boş kabın kütlesi çıkarılarak tüm toprak örneklerinin kütleleri belirlendi.
4-Toprak örneklerinin organik içerik yüzdelerinin bulunması için toprak içeren kaplar, toprak buharlaşma yoluyla nemini kaybedene kadar birkaç gün süreyle kurutuldu.Kurutulan topraklar yeniden tartıldı.
5-Her bir toprak örneği elektrikli ısıtıcılarda 10-15 dakika süreyle yüksek ısıda pişirildi.Pişirilen kaplardaki toprak örnekleri soğutularak tekrar tartıldı.Pişirme işlemi sırasında toprak örnekleri içindeki organik bileşenler tamamen yandığı için, kurutma işleminden sonra ölçülen kütle ile ısıtma işleminden sonra ölçülen kütle arasındaki fark bulunarak toprak örnekleri içindeki organik bileşenlerin miktarı hesaplandı.Bulunan değerler kullanılarak her bir toprak örneğinin içerdiği organik madde yüzdesi bulundu.
Örnek no Kabın kütlesi Toprak+kabın kütlesi Toprağın kütlesi Kap+kurumuş toprağın kütlesi Kap+pişirilmiş toprağın kütlesi Organik madde kütlesi
1 3 g 13,708 g 10,708 g 1,996 g 0,513 g 1,4832
2 3 g 14,231 g 11,231 g 6,853 g 4,450 g 2,403 g
3 3 g 13,361 g 10,361 g 2,780 g 1,485 g 1,295 g
4 3 g 15,316 g 12,316 g 3,130 g 1,379 g 1,751 g
5 3 g 19,821 g 16,821 g 7,380 g 4,230 g 3,870 g
6 3 g 20,141 g 17,141 g 8,182 g 5,382 g 2,800 g
ÖRNEK NO KONULAN GÜBRE/ ORGANİK TOPRAK KATKISI (%) ORGANİK MADDE
1 – % 13,849
2 HAYVANSAL GÜBRE % 21,396
3 KİMYASAL GÜBRE %12,498
4 LEONARDİT %14,217
5 HAYVANSAL GÜBRE + LEONARDİT % 23,006
6 KİMYASAL GÜBRE + LEONARDİT % 16,335
Yukarıdaki hesaplamalar yapılırken aşağıdaki formüller kullanılmıştır:
Kurumuş toprak kütlesi: (Kap+kurumuş toprak)-kap
Organik madde kütlesi : (Kap+kurumuş toprağın kütlesi) – (kap+pişirilmiş toprağın kütlesi)
% Organik madde: (Organik kütle / toprak kütlesi) x 100
PROJE BÜTÇESİ:
Bu projede aşağıda verilen malzemelerin temini için toplam 70 TL harcanmıştır.
6 adet saksı, 6 paket organik toprak, 1 paket inorganik gübre, 1 paket leonardit, 6 adet aluminyum kap.
PROJE ÇALIŞMASININ TAKVİMİ:
15.10.2012-25.10.2012: Proje konusunun belirlenmesi.
26.10.2012-10.11.2012: Proje konusu ile ilgili okul kütüphanesinden ve internetten literatür araştırmasının yapılması.
10.11.2012-20.11.2012: Proje anahatlarının belirlenip danışman öğretmen ile paylaşılması.
20.11.2012-27.11.2012 : Proje ile ilgili malzemelerin temini.
28.11.2012-05.01.2013: Proje için belirlenen kontrollü deney çalışmasının başlatılması, sürecin gözlemlenmesi, verilerin toplanması, elde edilen verilerin yorumlanması ve projenin sonuçlandırılması.
05.01.2013-15.01.2013: Proje raporunun hazırlanması.
SONUÇLAR,SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Gerçekleştirilen deneyin sonuçları yorumlandığında , yapılan literatür araştırması sırasında karşılaşılan leonarditin tohumda çimlenmeyi hızlandırdığına yönelik bilginin çim tohumları için geçerli olmadığı görüldü.Zira deney sonucuna göre çimlenme sırası ;
1-Sadece organik toprak
2-Organik toprak+kimyasal gübre
3-Organik toprak+hayvansal gübre
4-Organik toprak+hayvansal gübre+leonardit
5-Organik toprak+leonardit
6-Organik toprak+kimyasal gübre+leonardit
şeklinde oldu.
Leonarditin tohumda çimlenmeyi hızlandırdığına ilişkin ilk hipotezimiz bu sonuca göre doğru çıkmadı.Ancak kurduğumuz ikinci hipotez olan, kimyasal gübre kullanılan toprakta çimlenmenin hayvansal gübre kullanılan toprağa kıyasla daha hızlı olacağı varsayımımız doğru çıktı.Burada literatür araştırmamız sırasında karşılaştığımız organik gübreler daha yavaş tesirlidirler, ancak kimyasal gübreler kısa sürede bitkinin ihtiyacını karşılarlar bilgisinin çim tohumları için de geçerli olduğu sonucuna varıldı.
Leonarditli toprakların çim tohumlarının çimlenmesine etkisi ise tüm diğer gübre çeşitlerinden daha yavaş oldu.Buradan yola çıkılarak tarımda yeni yeni kullanılmaya başlanan leonardit organik katkısının çim tohumlarının çimlenmesi üzerinde hızlandırıcı bir etkisi olmadığı sonucuna varıldı.
En hızlı çimlenen tohumların hiçbir gübre kullanılmadan , sadece organik toprağa konulan tohumlar olması dolayısıyla çim tohumlarının en kısa sürede çimlenmesi için hiç bir gübrenin kullanımının gerekli olmadığı, sadece organik toprağın yeterli olduğu görüldü.
Hızla büyüyen çimlerin bulunduğu toprakların projenin sonunda hesaplanan organik bileşen yüzdeleri değerlendirildiğinde ise organik bileşen yüzdesi en fazla olan toprağın hayvansal gübre+leonardit ilave edilen örnek olduğu görüldü. Sadece leonardit eklenen toprağın organik bileşen yüzdesinin daha az çıkması sonucunda tek başına leonarditin toprağın yapısındaki organik bileşen yüzdesini arttırmada çok etkili olmadığı ancak bir gübre ile birlikte kullanıldığında toprağın organik yapısının iyileşmesine yardımcı olduğu görüldü.
Projemiz sonucunda , son yıllarda tarım alanında yeni yeni kullanılmaya başlanan, bitki büyümesi ve ürün kalitesinden,toprağın yapısının iyileştirilmesine kadar sayısız faydası olduğu iddia edilen leonardit organik toprak katkısının çim tohumlarının çimlenme hızlarına herhangi bir olumlu etkisinin olmadığı ve fakat gübre ile birlikte kullanıldığında tek başına kullanılmasına kıyasla toprağın organik yapısını daha fazla iyileştiridiği sonucuna varılmıştır.
KAYNAKLAR:
http://gubre.nedir.com/#ixzz2IyXpQYuw
http://www.solverkimya.com/site/makaleler/organik-tarim-makaleleri/leonardit-nedir.html
ÖZEL EYÜBOĞLU ÇAMLICA ORTAOKULU
ESENEVLER MAH.DR.RÜSTEM EYÜBOĞLU SOK.NO:1 ÜMRANİYE-İSTANBUL
BİYOLOJİ – GÜBRELER ÇEŞİT ÇEŞİT, PEKİ NEDİR BU LEONARDİT?
IŞILSU COŞKUNER
BANU CENGİZ MATAY
Fen Projesi / Matematik Projesi
Bu Benim Eserim Fen Bilimleri ve Matematik Projeleri Yarışması
Bilim Şenliği Projeleri