Bütçe ve kesin hesap görüşmeleri kapsamında 8 Kasım 2012 Perşembe günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi tartışılacak. Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Türkiye’nin eğitime ilişkin hedeflerine erişebilmesi için gerekli asgari mali kaynakları, eğitimde son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında inceledi.
ERG’nin değerlendirme bulgularının ve merkezi bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılması gereken paya ilişkin önerilerin paylaşıldığı “Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesinde Öngörülen Artış, Eğitim Sisteminin Geçirdiği Dönüşüme ve Kaliteli Eğitimin Gereklerine Ne Ölçüde Yanıt Veriyor?” başlıklı belgeye ulaşmak için lütfen tıklayınız.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI BÜTÇESİNDEKİ ARTIŞ
OLUMLU ANCAK
HÜKÜMETİN EĞİTİM HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLMESİ
VE EĞİTİMİN KALİTESİNİN KORUNMASI İÇİN
YETERLİ DEĞİL
Eğitim Reformu Girişimi (ERG), 8 Kasım 2012 Perşembe günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda
görüşülecek olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesini eğitimdeki dönüşüm ile Hükümet ve Bakanlık’ın
eğitim hedefleri ışığında inceledi. ERG bulgularını ve önerilerini bir politika notu aracılığıyla tüm
milletvekilleriyle paylaştı. ERG’ye göre, 6287 sayılı Kanun dolayısıyla yaşanan öğrenci artışına yanıt
verebilmek ve okulöncesi eğitim hedeflerini gerçekleştirmek üzere, üç yılda 22,1 milyar TL dolayında ek
sermaye gideri için kaynak gerekiyor. Aksi takdirde, eğitimin kalitesinde gerileme olası duruyor.
Orta Vadeli Mali Plan (OVMP) 2013-2015’e göre, MEB bütçesinin GSYH içindeki payı 2013’te % 2,7’den % 3’e
yükselecek ve merkezi bütçe içindeki payı üç sene içinde yaklaşık iki yüzde puanlık bir artışla 2015’te % 14,2’ye
ulaşacak. ERG’nin milletvekilleriyle paylaştığı Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesinde Öngörülen Artış, Eğitim
Sisteminde Yaşanan Dönüşüme ve Kaliteli Eğitimin Gereklerine Ne Ölçüde Yanıt Veriyor? başlıklı notta bu
artış olumlu değerlendirilmekle birlikte, artışın yetersiz olduğu belirtiliyor ve nedenleri açıklanıyor.
Öğrenci sayısındaki hızlı yükseliş, OVMP’de öngörülen bütçe artışından fazlasını gerektiriyor. 6287
sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun sonucunda öğrenci
sayılarında ciddi bir artış söz konusu. İlköğretimdeki artış, 66 ayını tamamlamış çocukların zorunlu eğitime
katılımından kaynaklanıyor ve yaklaşık 300.000 daha fazla öğrenciye denk geliyor. Ortaöğretimin zorunlu
eğitim kapsamına alınması ise, kaynakların yaklaşık 180.000 çocuğun daha ortaöğretime geçiş yapacağı ve
ortaöğretimde okulu terk eden yaklaşık 400.000 çocuğun sistem içinde tutulacağı öngörüsüyle düzenlenmesini
gerektiriyor. İlk ve ortaöğretimde mevcut derslik gereksinimini ve MEB 2010-2014 Stratejik Planı’nda ifade
edilen okulöncesi eğitimde derslik sayısı hedeflerini dikkate alan hesaplamalar, sadece derslik yatırımı için,
2012 fiyatlarıyla, MEB’in 19,9 milyar TL’ye gereksinim duyduğunu ortaya koyuyor.
Okulöncesinde hem erişimin hem de kalitenin önceliklendirilmesi ve okulöncesi eğitim için ayrılan
kamu kaynaklarının hızla artırılması gerekiyor. Türkiye’de erken çocukluk eğitimi için ayrılan kamu
kaynakları, OECD ortalamasının sadece % 5’i düzeyindedir. Öngörülen bütçe, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer
tarafından ifade edilen ve son derece önemli bir hedef olan, 2013-2014’te 48-60 ay yaş grubu için okulöncesi
eğitimde % 100 okullulaşma hedefini karşılayacak nitelikte değildir.
Sekiz yıllık zorunlu eğitime geçiş sonrasındaki beş yıllık dönemde, yatırım giderleri MEB bütçesinin ortalama %
21’ini oluşturmuştur. OVMP 2013-2015’te ise bu oran ortalama % 10’dur. Eğitimin kalitesinde gerileme
yaşanmaması için, MEB bütçesi sermaye giderleri kalemi için 2013’te ek 7 milyar TL, 2014’te ek 7,4
milyar TL ve 2015’te ek 7,8 milyar TL’lik kaynak gereksinimi söz konusudur.
ERG ayrıca, personel giderlerinin 6287 sayılı Kanun ve okulöncesi eğitimin öncelikli konumu dikkate
alınarak gözden geçirilmesinin kaliteli eğitim için kilit önem taşıdığının altını çiziyor.