PROJE ADI : Minerallerin Gücü
PROJE AMACI : Minarelerin canlılar üzerindeki etkisini görebilmek.
GİRİŞ:Literatür taramasında 2010019104 numaralı projede normal su ile sodalı su kullanılmış, ancak biz saf su(yağmur suyu) ve minareli su kullandık.Bu projede toprak veya kum kullanılmış, ama biz eşit miktarda pamuk kullandık . Bu projede veriler tutulmamış, ancak biz uzama ve sulama verilerini belirttik ve “kullanılan yöntemler ” bölümüne kaydettik. Ayrıca 2010019104 numaralı projede sodalı suyun analiz raporu belirtilmemiş, ancak biz belirttik ve ”kullanılan yöntemler” bölümüne kaydettik .
MİNERALLER VE MİNERALLERİN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Mineraller, vücudun sağlıklı kalabilmesi için gerekli olan ve vücudumuzun kendi kendine oluşturamadığı inorganik maddelerdir. Böylece, sağlıklı diş ve kemik yapısı, kalbin düzenli ve verimli çalışması, kas fonksiyonları, üreme sağlığı hücre korunması ve gelişimi, sağlıklı dolaşım ve sinir sistemi, vücuttaki su dengesinin korunması gibi pek çok hayati fonksiyonda görev alırlar. Bu nedenle, insan vücudu için sağlıklı ve dengeli beslenmede vitamin ve minerallerin önemi büyüktür.
Diyabet, kalp krizi, inme ve tansiyon hastalıkları önlemede etkilidir?
Maden suyu ve sodası olarak da adlandırılan mineralli suların diyabet, kalp krizi, inme, tansiyon gibi hastalıklara kaynaklık ettiği metabolik sendromun önlenmesinde etkili olduğu belirtildi.
Uluslar arası Hidroklimatoloji Derneği başkanı Prof. Dr . Zeki Karagülle 2010 Haziran ayında Paris’te gerçekleştirilen derneğin 37.Kongresi’nde sunulan bilimsel bir çalışmanın sonuçlarını değerlendirdi. Prof. Zeki Karagülle “ Kongrede mineralli suların inme, kalp enfarktüsü ve diyabet gibi hastalıklar için büyük risk oluşturan metabolik sendromun önüne geçilmesinde önemli bir etki yaptığını gösteren önemli bulgular gündeme geldi.”dedi.
Prof . Dr . Zeki Karagülle ‘nin verdiği bilgiye göre , Portekizli araştırmacılar , yüksek mineralli ve sodyumdan zengin bir doğal mineralli suyun früktozla beslene deney hayvanları üzerindeki olası yararlı etkilerini araştırdılar . Yedişer fareden oluşan 3 deney hayvan grubu oluşturuldu. 1. Gruptakiler ( kontrol grubu ) düz su ( şebeke suyu ) , 2. gruptakiler ( früktoz grubu) %10 früktozlu mineralli su içtiler ve 8 hafta süreyle izlediler . Bu süreçte her hafta vücut ağırlıkları besin ve sıvı alımlar ve ayrıca her hafta kan basınçları ve nabız sayıları ölçüldü . Çalışmanın sonunda kan şekeri , insülin kan yağları ve CRP(C- Reaktif Protein ) düzeyleri alınan kan örneklerinde ölçüldü . 8 Hafta sonunda % 10 früktozlu düz su ve mineralli su içirilen gruptaki farelerin kilolarında sadece düz su içirilen gruba göre anlamlı bir artış bulundu . Bu bulgu beklendiği gibi früktozlu beslenmenin kilo almaya neden olması şeklinde yorumlandı .Ancak , früktozlu mineralli su grubunda diğer gruplara daha fazla su içilmesi gözlendi . Yine bu grupta diğerlerine oranla alınan besin miktarında ise bir azalma eğilimi görüldü. % 10 Früktoz ilaveli minareli su içeren deney hayvanları süresince daha fazla sıvı içmeye , daha az besin almaya eğilim gösterdiler . Bu bulgular da mineralli su içmenin sağlıklı beslenme alışkanlığını desteklediği şeklinde değerlendirildi .
Früktozlu düz su ve mineralli su içen metabolik sendroma eğilimli gruplarda,sadece düz su içeren gruba göre sistolik ve diastostolik kan basıncında (tansiyon) anlamlı yükselme
Bulunduğu bilgisini aktaran Prof. Karagülle,aynı şekilde bu gruplarda nabız sayısınında yükseldiğini söyledi .Prof. Karagülle,sonuç olarak araştırıcıların ödül aldıkları çalışmalarında yüksek mineralli ve sodyumlu ( tuzlu ) doğal mineralli su tüketiminin günümüzün sık görülen bir yanlış beslenme alışkanlığının ( örneğin burada olduğu gibi früktozdan zengin beslenmenin ) bir sonucu olarak gelişen metabolik sendromun ortaya çıkmasını önlediğini deneysel olarak gösterdiklerini vurgulayarak “Şimdi zengin mineralli su içilmesini metabolik sendromu önleyici benzer etkilerini ve sağlıklı beslenmeyi destekleyici ve sağlığa yararlı etkilerinin insanlarda araştırılması gündemdedir .” dedi .
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler normal bir büyüme ve çeşitli biyolojik fonksiyonlar için besinler arasında inorganik elementlere ( minerallere ) de ihtiyaç duymaktadır. Bu elementlere ihtiyaç fazladır . Çoğunlukla birden fazla fonksiyon gösterirler. Bu elementlere örnek olarak; Kalsiyum, Fosfor, Magnezyum, Klor, Sodyum, Potasyum dur. Kullandığımız mineralli suda çoğunlukla bulunan elementler aşağıdaki gibidir. Bunların insan yaşamı üzerindeki etkileri şöyledir:
A)Kalsiyum (Ca)
Kemiğin yapısal elementidir. Hücre zarı geçirgenliği ve kan pıhtılaşması için önemlidir. Bunun yanında kalp işlevleri ve sinir sisteminin düzenlenmesinde rol oynar. Hücre sitoplâzmasında önemli bir düzenleyicidir. Kan kalsiyum miktarı ile depo kalsiyum miktarı arasındaki dengeyi parathormon adındaki hormon sağlar. D vitamini: bağırsaklarda kalsiyum emilimi ve kemiklerde birikmesini hızlandırır. Bu yüzden az miktarda D vitamini raşitizme,aşırı D vitamini ise kireçlenmeye neden olur. Bunun yanında: ıspanak, kakao gibi besinler ve sitrat, tartarak gibi bileşikler kalsiyum emilimini arttırır. Oksalik asit ve tahıllarda bulunan phytin kalsiyum emilimini önler. Ani kalsiyum azalmaları kramplara neden olur. Sürekli kalsiyum azlığı: Büyümede durgunluğa, Beslenmede isteksizliğe, Metabolizmanın artmasına, Raşitizme, Bacakta uyuşmalara ve felce, Hemoroite, Güçsüzlüğe ve sonuçta ölüme neden olur. Aniden verilen fazla miktarda D vitamini kalsiyum emilimini arttırır ve tetanos benzeri belirtilere neden olabilir. Çocukların ilkbaharda zaman zaman kasılması bu nedene dayanır.
B) Magnezyum (Mg)
Bitkilerde klorofilin temel taşı olduğu için bitkisel besinlerde daha bol bulunur. Besinlerde magnezyumun %20-30 `u ince bağırsağın üst kısmında emilir , % 60-70 `i ise dışkıyla atılır. Kanda proteine bağlı halde bulunan magnezyum, albümin ve globülinler e bağlanır. ATP `den bir fosfat alıcısına fosfat taşımasını katalize ederek ADP ve fosforlaşmış bir yapı oluşturan enzimlerin aktivasyonunda rol alır. Magnezyum, ATP ye gerek duyulan glikoz kullanımı kullanımı, yağ, protein nükleik asit sentezi ve kas kasılmasında önemli görevler alır. Magnezyum tarafından etkinleştirilen enzimler beynin fosfolipid, prüvik asit ve glikoz metabolizmasına girmektedir. Mitokondri oksidatif fosforilasyon için de magnezyum istenir. Magnezyumu vücuttan esas atılım yolu böbrekler olup terle de önemli atılımı söz konusudur. Uzun süre ateşli hastalıklar ve kas egzersizlerinde toplam magnezyum atılımının % 10-15 `i terle gerçekleşir. Magnezyum emilimini besinlerdeki laktoz, protein (özellikle serbest aminoasitler ) . Fosfat, kalsiyum lipitler engeller. Magnezyum eksikliğinde; Damar genişlemesi, kan miktarında artma, aşırı duyarlılık, küçük beynin bazı hücrelerinde bozukluk, böbrek bozuklukları, kramplar, büyümede durgunluk, saç dökülmesi, ödem ortaya çıkar. Bu arazlar ancak çok uzun süre magnezyum alınmazsa meydana gelir. Gebeliğin son 3 ayında, diyabetik komanın insilünle tedavisi sırasında,
Hipertiroidizmde, bazı sindirim sistemi ve böbrek hastalıklarında hipermagnezmi görülür.
C) SODYUM VE KLOR (Na ve Cl)
Sodyum kas liflerinin uyarılmasında sinirlerdeki iletimde önemli rol oynar. Klor mide salgısında bulunur. Klor ayrıca amilaz enziminin aktivatörüdür. Sodyum eksikliğinde sindirim ve büyüme bozuklukları ortaya çıkar. Sodyum ve klor eksikliğinde kramplar, baş dönmesi ve baygınlık görülür. Vücut sıvılarının dengesi bozulur.
D) POTASYUM (K)
Sodyum gibi sinirsel iletimde kas ve kasların uyarılmasında rol oynar. Bitkisel besinlerden alır. Vücutta sodyum ve potasyum oranının sabit tutulması gerekir. Büyüyen hayvanlarda günlük potasyum gereksinimini artar. Eksikliğinde bazı metabolik bozukluklar görülürken fazlalığı sodyum ve potasyum dengesini bozacağından sodyum ve klor ihtiyacını arttırır.
E) FOSFOR (P)
Tüm organizmaların bulundurmak zorunda olduğu elementlerin başında gelir. Nükleotidlerin yapıtaşı olan fosfatların oluşumu için kullanılır. Karbonhidratların ve yağların yıkımında; RNA ve DNA tapısına girerek kalıtsal bilginin taşınmasında rol alır. Fosfolipitlerde fosfat, proteinlerle birlikte embriyonun beslenmesi için salgılanır. Organik Fosfat; hızlı büyüyen ve hızlı iş gören dokularda (kas ve sinir gibi) bolca bulunur. Omurgalı hayvanların kemik ve dişlerinde büyük miktarda vardır. Kandaki fosfat miktarı kalsiyum miktarına oranlanarak sabit tutulur. Fosfat verilmesi zihin ve vücut işlerini arttırır.
Fosfat azlığında büyüme durur. İskelet bozuklukları görülür. Kanda kalsiyumun artması kemiklerden fosfor çekilmesine ve böylece kemiklerin yumuşamasına yol açar . Kanda fosforun artması ise kemiklerden kalsiyum çekilmesine neden olur. Ancak bu daha yavaştır.
Bu çalışmamızda hedefimiz minerallerin canlıların gelişimi üzerine etkisini gözlemlemektir. İçinde hiç mineral bulunmayan damıtılmış su ile içinde çeşitli minerallerin bulunduğu mineralli soda pamuk içine ekilmiş fasulyeler içine düzenli olarak eşit miktarlarda ve düzenli aralıklarla bitki gelişimi gözlemektedir. Çalışmamızda bitki kullanmamızın sebebi sonuca çok daha hızlı ulaşabilirlik hayvanlara göre bitkilerin olumsuzluklardan daha az etkilenmesindendir .
KULLANILAN YÖNTEMLER: Proje çalışmasında yağmur suyunun uygun kaplarda topladık. Ayrıca Beypazarı markalı maden suyunu ( mineralli su) analiz tablosunu inceledik. Özellikle Kalsiyum ( Ca) minerali miktarı fazla olduğu için bu maden suyunu ( Mineralli su) tercih ettik. Bu analizler aşağıdaki gibidir.
KATYONLAR
Alüminyum:0.0087 mg / Lt
Kalsiyum :235.5 mg / Lt
Potasyum :63.01 mg /Lt
Sodyum :265.2 mg/Lt
Amonyum :< 0.05 mg / Lt
Demir : 0.046 mg /Lt
Magnezyum :108 . 4 mg /Lt
ANYONLAR
Sülfat : 138.3 mg /Lt
Nitrat :< 1.0 mg /Lt
Silikat :62.5 mg /Lt
Fosfat :1.87 mg /Lt
Florür :0.46 mg /Lt
Nitrit : < 0.005 mg /Lt
Klorür :25 .77 mg/Lt
İki cam kap içerisine eşit miktarda pamuk koyduk ve içlerine 5 adet fasulye tohumu yerleştirdik . Belirli aralıklarla aşağıdaki 1.şemadaki gibi suladık. Bu sırada ortam sıcaklığı 25 Celsiyus olarak ölçüldü. Çimlenmenin ilk olarak mineralli su konan kapta meydana geldiği gözlemlendi.
Ayrıca çimlenmeden sonra bitkilerin uzama miktarları belirli aralıklarla ölçüldü ve 2 . Şemaya kaydedildi. Bu sırada bitki gelişimi fotoğraflandı.
ŞEMA 1
Tarih:Gün Mineralli Su Saf Su
13.11.2012 Salı 30 ml 30 ml
16.11.2012 Cuma 30 ml 30 ml
21.11.2012 Çarşamba 10 ml 10 ml
24.11.2012 Cumartesi 20 ml 20 ml
29.11.2012 Perşembe 20 ml 20 ml
03.12.2012 Pazartesi 30 ml 30 ml
05.12.2012 Çarşamba 20 ml 20 ml
07.12.2012 Cuma 20 ml 20 ml
10.12.2012 Pazartesi 30 ml 30 ml
13.12.2012 Perşembe 10 ml 10 ml
15.12.2012 Cumartesi 10 ml 10 ml
17.12.2012 Pazartesi 30 ml 30 ml
20.12.2012 Perşembe 10 ml 10 ml
ŞEMA 2
Tarih : Gün Mineralli Su Uzama Miktarı Saf Su Uzama Miktarı
19.11.2012 Pazartesi 2,5 cm 1 cm
21.11.2012 Çarşamba 12 cm 7,5 cm
24.11.2012 Cumartesi 20 cm 17 cm
26.11.2012 Pazartesi 27 cm 22 cm
28.11.2012 Çarşamba 29 cm 25 cm
30.11.2012 Cuma 31 cm 29 cm
03.12.2012 Pazartesi 33 cm 30 cm
05.12.2012 Çarşamba 35 cm 32 cm
09.12.2012 Pazar 37 cm 35 cm
11.12.2012 Salı 38 cm 36 cm
13.12.2012 Perşembe 38,5 cm 37 cm
15.12.2012 Cumartesi 39 cm 38 cm
17.12.2012 Pazartesi 40 cm 39 cm
19.12.2012 Çarşamba 41 cm 40 cm
PROJE BÜTÇESİ: 3 TL
PROJE ÇALIŞMASININ TAKVİMİ: Biz bu projeye 13.11.2012 (Salı Günü ) tarihinde başlayıp, projemize 19.12.2012 (Çarşamba Günü ) sonuçlandırdık.
SONUÇLAR: Projemizi 19.12.2012 (Çarşamba Günü ) sonuçlandırdık. Projemiz olumlu yanıt verdi. Bitkilerimiz uzadı ve gelişti. Minerallerin canlıların gelişimine etkisi olduğu deneyle kanıtlandı.Mineralli su ile beslenen bitkilerde büyüme ve gelişme çok daha fazla meydana geldi.
SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Projemiz olumlu sonuç verdi. Mineralli su ile beslediğimiz fasulye bitkisi, saf su ile beslediğimiz fasulye bitkisinden daha fazla uzadı ve gelişti.Minerallerin hayvan ve insanların kemik ve diş sağlığı üzerine olumlu etkilerinin olduğu öğrenildi.
KAYNAK:
www.sifa-bitkileri.com
www.fenokulu.net
7.sınıf Ekoyay ders kitabı
ADIYAMAN GÖLBAŞI
Atatürk Ortaokulu
CUMHURİYET MAH.SAKARYA CAD NO:127
BİYOLOJİ – MINERALLERIN GÜCÜ
MERVE KABİLAY RUMEYSA YILDIRIM
EROL SEÇMEN
Fen Projesi / Matematik Projesi
Bu Benim Eserim Fen Bilimleri ve Matematik Projeleri Yarışması
Bilim Şenliği Projeleri