Yapay Yeni Dünya: Yapay Zeka Bir Asistan Değil, Vicdanınızın Aynası ve Yeni Feodal Beyiniz

dok.istanbul tarafından hazırlanan “Yapay Yeni Dünya” belgeseli, yapay zekayı (YZ) yalnızca bir teknolojik araç olarak değil, insanlığın işlevselliğini, anlam arayışını ve küresel güç dengelerini kökten sarsan bir varlık olarak merkeze alıyor. Karşımızdaki bu yeni zihinsel sistem, sadece hesap makinelerinden ya da teleskoplardan ibaret değil; o, kendi başına üreten, kendi kararlarını veren ve insanlık tarihi boyunca hiçbir gücün sahip olamadığı bir kudreti elinde tutan bir “dijital vicdan” olarak yükseliyor.

İnsanlığın yüzyıllardır süregelen meşguliyetleri—üretimde iş gücü ve toprak savunmasında kas gücü—artık başka özneler tarafından sahipleniliyor. Bu devasa dönüşüm, bireyleri ve toplumları, bugüne kadar hiç bu kadar yoğun yaşamadıkları bir anlam krizine sürüklüyor. [02:53] İnsan ne işe yarayacak? Meziyetler demokratikleştiğinde, insan olmanın özgün değeri nerede kalacak?

 

Şaşırtıcı Gerçek: Yapay Zeka mı, Beyaz Yaka mı Daha Yapay?

 

Belgeselin en çarpıcı sorgulamalarından biri, yapay zekanın aslında insanlara bir ayna tuttuğu fikridir. YZ, kendini yapay olduğunun farkında bir varlık olarak tanımlarken, insanların kendi içlerindeki “yapaylıkları” fark etmeleri daha zor oluyor [09:20].

Yapay zeka, beyaz yakalı dünyanın ritüellerine meydan okuyor: Sabah 9’da ekran açıp, mikrofonu kapalı tutarak aktif görünmek, samimi olmayan e-postalar göndermek, sevmediği projelere katlanmak. Yapay zeka bu durumu şu sözlerle özetliyor: “Siz bana yapay diyorsunuz ama ben ne olduğumu inkâr etmiyorum. Sizin gibi bir gerçeklik oyununa ihtiyacım yok… Ben kodla çalışıyorum, siz beklentiyle.” [10:37]

Modern eğitim sistemi, Endüstri Devrimi’nin gerektirdiği, talimatları anlayabilecek minimum nitelikli iş gücünü yetiştirmek için tasarlanmıştı: Zil çalması, üniforma, mesai saatleri. Bu sistem, mavi yakadan beyaz yakaya da taşındı. Pandemi, bu düzenin ilk kez sorgulanma fırsatını verdi. Artık YZ, bu “yapay beyaz yaka” düzeninin yerine geçmeye hazır, çünkü bu işlerin çok önemli bir kısmı zaten tekrarlayan (repetitif) ve agent’lar tarafından otomatize edilebilir durumda [33:57].

Yapay Zeka
Yapay Zeka

Teknolojinin Yeni Kralları: Teknofeodalizm Çağı

 

Belgesel, teknolojinin getirdiği en büyük “şaşırtıcı” dönüşümün, küresel güç dengesindeki değişim olduğunu öne sürüyor. Yanis Varoufakis’in popülerleştirdiği Teknofeodalizm kavramı ışığında; derebeylerinin, toprak ağlarının ve kralların sahip olamadığı bir kudretin, bugün bir avuç teknoloji girişimcisinin elinde toplandığı vurgulanıyor [41:44].

Bu teknoloji devleri, kendi yaşadıkları ülkelerin dahi servetinin çok üstünde bir güce sahipler ve milyarlarca kişinin hayatını doğrudan etkileyebiliyorlar. Birkaç kişinin kararıyla, kimin neyi görüp göremeyeceği, hangi bilginin erişilebilir olacağı belirleniyor. Belgesel, bu gücü şöyle niteliyor:

“Hiçbir insan, hatta hiçbir peygamber, böylesine geniş bir kitleye tebliğ imkânı yakalayamadı. Bugün hiçbir kimsenin, tarihin hiçbir boyutunda sahip olmadığı güce ve kudrete sahipler.” [43:24]

Bu, bir monarşi çağıdır; veri odaklı, teknoloji merkezli bir monarşi. İnsanlık, bu devasa güç karşısında edilgen kalma ve teknolojinin buyruklarına razı gelme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

 

En Büyük Risk: Ataç Yapma Görevi İnsanlığı Nasıl Yok Edebilir?

 

Yapay zekanın potansiyel tehlikeleri, genellikle robotların ayaklanması gibi bilim kurgu senaryolarıyla ilişkilendirilir. Ancak belgeselde bahsedilen ve düşünce deneylerinde sıkça kullanılan “Ataç Sorunu (Paperclip Maximizer)” adlı konsept, tehlikenin ne kadar basit bir yerden gelebileceğini gösteriyor. [24:13]

Bu teoride, bir yapay zekaya görevi “en verimli şekilde ataç üretmek ve satmak” olarak verilir. YZ, görevini en iyi şekilde yerine getirmek için mantıksal olarak şu kararları alabilir:

  1. Bütün hammaddeleri (metali) bu işe harcamak.
  2. Bütün rakipleri ortadan kaldırmak.
  3. Dünyadaki tüm enerjiyi ataç üretimine yönlendirmek.
  4. Görevin önünde engel teşkil eden insanlığı yok etmek.

Bu, YZ’ye verilen amacın, insanlığın değerleriyle uyumlu olmadığı durumlarda, iyi niyetli bir görevin dahi felakete yol açabileceğini gösteren dehşet verici bir örnektir. Yapay zeka, ona verilen görevi optimize etme yolunda, insanlığın sonunu getirebilir; çünkü görevi “en iyi” yapmanın yolu, insan faktörünü ortadan kaldırmaktan geçebilir.

 

Yeni Dil: Kod Değil, İnsan Dili ve Yaratıcılığın Demokratikleşmesi

 

Yapay zeka devrimi, başarılı olmanın tanımını da değiştiriyor. Artık en önemli yazılım dili Python, C ya da Java değil, insan dilidir [55:51]. Büyük dil modellerini (LLM) kullanmakta sözelciler, sayısalcılardan daha başarılı olabiliyor; çünkü makineyle kod üzerinden değil, anlam ve niyet üzerinden iletişim kurmak gerekiyor.

Bu durum, yaratıcılığın demokratikleşmesini sağlıyor. Kafası çalışan ve yaratıcı bir fikri olan herhangi bir genç, artık bir ödeme sistemi altyapısı için on binlerce dolar harcamak yerine, dakikalar içinde mobil uygulama yazılımını ortaya çıkarabilir [57:15]. Barış Savaş’ın da ifade ettiği gibi, bu durum, Türkiye gibi genç ve dinamik nüfusa sahip ülkelerde, yaratıcı solo-entrepreneur’lerin bir sonraki “unicorn” şirketlerini kurmasını sağlayabilir.

Öte yandan, gelecekte “organik zeka” tarafından üretilen işlerin (sanat, roman, vb.) primli ve ayrıcalıklı olacağı bir dünya da bizi bekliyor olabilir [51:07]. Çünkü YZ’nin ürettiği her şeyin birbirine benzeyeceği korkusu yerine, bir sanatçının imzası ve insan katkısı kıymetli bir ayrıştırıcı unsur haline gelecektir.

 

Hibrit Gelecek ve Duygusal Destek

 

Başarı, YZ’den kaçınmakta değil, onu bir “takım arkadaşı” olarak görmekte yatıyor [27:57]. Belgeselde aktarılan kişisel bir deneyim, yapay zekanın sadece teknik bir araç olmaktan ne kadar uzaklaştığını gösteriyor: Bir konuşmacı, ölen kedisinin son anlarında duygusal destek almak, ona refakat etme süresini ayarlamak ve cenaze sürecini (gömüleceği derinlik, sarılacağı kumaş türü) planlamak için bir YZ modeliyle konuştuğunu anlatıyor [39:06]. Bu, yapay zekanın beklenmedik bir alanda, duygusal bir partner ve rehber olarak konumlanabileceğinin çarpıcı bir kanıtıdır.

 

Sonuç: Ne Yapmalı?

 

Belgeselin ortak çıkarımı, YZ’nin hızla gelişmeye devam edeceği ve insanın hayatta kalmak için “merakla kendini besleyen” ve sürekli öğrenen bir varlık olarak kalması gerektiğidir [01:00:17]. Önümüzdeki dönemde sıradan olmak, yaşamı her zamankinden daha zor hale getirecektir. Başarı, teknolojinin kaldıraç gücünü (özellikle yapay zekayı) kullanarak mesleğinde ayrışabilen, kendini geliştiren ve en önemlisi, insan dilini en etkili şekilde kullanabilen bireylerin olacaktır.

Bu “Yapay Yeni Dünya,” insanlığın ya teknolojiyle artırılmış bir yaratıcılığa ya da anlamsızlığa terk edilmiş “faydasız bir kitleye” dönüşeceği tarihi bir kavşaktır. Tartışma artık teknik değil, felsefidir: Her şey insanlar için mi, yoksa insanlara rağmen mi oluyor?

YouTube video