DÜNYA NEREYE GİDİYOR?

Blog Yazarı
Bilge Sevil ASLANv

DÜNYA NEREYE GİDİYOR?

Nicolaus Copernicus kilisenin tüm baskılarına rağmen 1453’te astronomiyi ters düz edecek bir başyapıt yayımladı; De revolutionibus orbium coelestium! Türkçesi Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine olan bu kitap gerçek anlamda bir devrim yarattı ve dünya merkezli evren teorisini yerle bir etti.  Ay ve Güneş tutulmalarına ve de gezegenlere dair birçok gözlem yaptı. Zira mevcut astronomi tablolarının yetersiz olduğunu bilen Copernicus Bu düşünceler ve gözlemleri ışığında, yer’i yani Dünya’yı da diğer gezegenler gibi Güneş çevresinde dolandıran bir sistem kurdu.

1969 yılına geldiğimizde ise Dünya başka bir yerdeydi; Ay’da. Uzaycılık Politikası Enstitüsü eski direktörü John Logsdan Ay’a atılan ilk adım için; 1969 yılında en az beş yaşında olan herkes, Armstrong’un insanlığın dev adımını nasıl attığını hatırlar. Bu 20. yüzyılın en büyük hadiselerinden biriydi. demiştir. Çünkü her ne kadar komplo teorileri devam etse de insanlık hayal dahi edilemeyen bir adım attı. Sonrasında da Güneş sistemimiz ve Uzay keşfedilmeye devam etti.

İnsanlık Kopernik ile evrenin etrafında dönmediğini (bazılarını mutlu etmese de) anlamış oldu. 565 yıl sonra ise artık dünya bize yetmez oldu! zira insan o kadar bencilleşti ki etrafında yok olan doğaya aldırış etmeden yaşamayı öğrendi. 21. Yüzyılın başlarında  kaynaklarımızı hızla tüketmeye ve nüfusumuzu hızla arttırmaya devam ediyoruz. Ozon tabakası artık iyileşemeyecek noktada, her 5 dakikada 1 tür yok oluyor ve Dünya gitgide yaşanmaz hale geliyor. Ama dünya bugün tersine dönse ve tüm bu göstergeler tersine dönse bile yani mesela temiz su kaynakları tükenmese ya da ozon tabakası eski güvenlik anlayışına geri dönse de hiç bir kuvvet insanlığı Dünya’da tutamaz! Yani Dünya bize yetse ne fayda biz onunla yetinemeyiz artık. Tıpkı coğrafi keşiflerde yeni kıtalar bulma hevesimiz gibi insanlık keşfetme arzusundan hiçbir şey kaybetmedi. Sıkı durun Mars’a gidiyoruz, hem de arabayla!

6 Şubat 23:59’da (Türkiye saati ile) SpaceX’in en büyük roketi Falcon Heavy Mars’a doğru başarıyla fırlatıldı ve Elon Musk’ın kişisel Tesla Roadster aracı 3 roketin kapsülden ayrılması ile Mars’a olan yolculuğuna başladı. ‘Uçan araba’ya Elon Musk’ın Bowie’nin 1972’de yayınlanan hitinden esinlenerek “Starman” lakabını taktığı bir cansız manken de eşlik ediyor. Aracın müzik setinde de David Bowie’nin aynı albümünde bir başka şarkısı olan “Space Oddity” çalacak.

Apollo 11 gibi birçok çığır açan uzay projesi gibi Kennedy Space Center’dan gerçekleşen tarihi kalkış Youtube üzerinden canlı yayınla tüm dünyadan izlendi. Fırlatma sonrası 2 roket kapsülden ayrılıp Dünya’ya başarılı bir şekilde geri döndü ancak ana roketin inişi sırasında arıza yaşadı. Tesla Roadster dünyadan 400 milyon yıl uzağa saniyede 11 kilometre yol yapacağı bildirildi. Tesla aracı yaklaşık 6 ay sonra Mars ve Dünya arasında belirlenen 1 milyar yıl boyunda döneceği bir yörüngeye ulaşacak. Tüm bunlar bir test İlk olarak akıllara gelen Mars’ta kolonileşme veya uzaya tatil planları olabilse de bu tarihi başarı pek çok olasılığın da önünü açıyor.

İnsanlık mağaralarda yaşamaya başladığından beri belki daha da önceden göğe bakıyor; yıldızları, evreni anlamaya çalışıyor. Artık hayallerimizin de ötesini gerçekleştirmek için ilk adımı attık. Bugün bile Ay’a adım atılmadığına hatta Dünya’nın şeklinin düz olduğuna inanan insanlar olsa dahi insanlık artık bambaşka bir noktaya ulaştı ve bu daha bir başlangıç. Hala akıldan, bilimden nasibini alamamışlar için aradaki fark gittikçe açılıyor. Peki, Dünya nereye gidiyor? Dünya’nın bir yere gittiği yok ama belli ki biz yerimizde sayıyoruz.

Kıssadan hisse çıkarmak gerekirse ‘bu’ Dünya’nın gittiği yer için rotaya ihtiyacı yok zira onların yol göstericisi, hayattaki en hakiki mürşit olan ilim ve fendir!

space
space