
1-SÖZ OLA KESE SAVAŞI
Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz
Kelecilerin pişirgil yaramazını şeşirgil Sözün us ile düşürgil dimegil çağ ede bir söz
Gel ahî ey şehriyâri sözümüzü dinle bâri Hezâr gevher ü dinârı kara taprağ ede bir söz
Kişi bile söz demini demeye sözün kemini Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz
Yürü yürü yolun ile gâfil olma bilin ile Key sakın ki dilin ile cânına dağ ede bir söz
Yûnus imdi söz yatından söyle sözü gayetinden Key sakın o şeh katından seni ırağ ede bir söz
Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar oldurur Aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem Mecnun olup dağa düşem Sensin dünü gün endişem Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene Ver anları Bana seni gerek seni
Yunus’dürür benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni
3-BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE
Bir kez gönül yıktın ise Bu kıldığın namaz değil Yetmiş iki millet dahi Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise Er eteğin tuttun ise Bir kez hayır ettin ise Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara Göz odur ki Hak’kı göre Er odur alçakta dura Yüceden bakan göz değil
Erden sana nazar ola İçin dışın pür nur ola Beli kurtulmuştan ola Şol kişi kim gammaz değil
Yunus bu sözleri çatar Sanki balı yağa katar Halka matahların satar Yükü gevherdir tuz değil
4-HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA
Hak bir gönül verdi bana Ha demeden hayrân olur Bir dem gelir şâdân olur Bir dem gelir giryân olur
Bir dem sanasın kış gibi Şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşâretden doğar Hoş bağ ile bostân olur
Bir dem gelir söyleyemez Bir sözü şerh eyleyemez Bir dem dilinden dür döker Dertlilere dermân olur
Bir dem çıkar arş üzere Bir dem iner taht-es-serâ Bir dem sanasın katredir Bir dem taşar ummân olur
Bir dem cehâletde kalır Hiç nesneyi bilmez olur Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur
Bir dem dev olur yâ peri Vîrâneler olur yeri Bir dem uçar Belkîs ile Sultân-ı ins ü cân olur
Bir dem varır mescidlere Yüz sürer anda yerlere Bir dem varır deyre girer İncil okur ruhbân olur
Bir dem gelir Îsâ gibi Ölmüşleri diri kılar Bir dem girer kibr evine Fir’avn ile Hâmân olur
Bir dem döner Cebrâil’e Rahmet saçar her mahfile Bir dem gelir gümrâh olur Miskin Yunus hayrân olur
Cana cefa kıl ya vefa Kahrın da hoş, lutfun da hoş, Ya derd gönder ya deva, Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Hoştur bana senden gelen: Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken.. Kahrında hoş lutfun da hoş.
Gelse celalinden cefa Yahut cemalinden vefa, İkiside cana safa:
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
Ger bağ-u ger bostan ola. Ger bendü ger zindan ola, Ger vasl-ü ger hicran ola, Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
Ey padişah-ı Lemyezel!
Zat-ı ebed, hayy-ı ezel!
Ey lutfu bol, kahrı güzel! Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Ağlatırsın zari zari,
Verirsen cennet-ü huri, Layık görür isen nari, Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Gerek ağlat, gerek güldür, Gerek yaşat gerek öldür, Aşık Yunus sana kuldur, Kahrında hoş, lutfun da hoş.
6-İLİM İLİM BİLMEKTİR
İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendin bilmezsin Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne Kişi Hak’kı bilmektir Çün okudun bilmezsin Ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme Çok taat kıldım deme Eğer Hak bilmez isen Abes yere gelmektir
Dört kitabın mânâsı Bellidir bir elifte Sen elifi bilmezsin Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece Okursun uçtan uca Sen elif dersin hoca Mânâsı ne demektir
Yunus Emre der hoca Gerekse bin var hacca Hepisinden iyice Bir gönüle girmektir
Geldi geçti ömrüm benim Şol yel esip geçmiş gibi Hele bana şöyle gelir Şol göz yumup açmış gibi
İş bu söze Hak tanıktır Bu can gövdeye konuktur Bir gün ola çıka gide Kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin adem-oğlanını Benzetmişler ekinciye Kimi biter kimi yiter Yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye Yanar içim göynür özüm Yiğit iken ölenlere Gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise Bir içim su verdin ise Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise Bir eskice verdin ise Yarın anda sana gele Hulle donun biçmiş gibi
Yunus Emre bu dünyada İki kişi kalır derler Meger Hızır, İlyas ola Âb-i hayat içmiş gibi
8-AŞK
İşitin ey yârenler, Kıymetli nesnedir aşk. Değmelere bitinmez, Hürmetli nesnedir aşk.
Hem cefadır hem safâ Hamza’yı attı Kafa.
Aşk iledir Mustafa, Devletli nesnedir aşk.
Dağa düşer kül eyler, Gönüllere yol eyler, Sultanları kul eyler, Hikmetli nesnedir aşk.
Kime kim vurdu ok? Gussa ile kaygu yok. Feryad ile âhı çok, Firkatli nesnedir aşk.
Denizleri kaynatır, Mevce gelir oynatır. Kayaları söyletir, Kuvvetli nesnedir aşk.
Akılları şaşırır, Deryalara düşürür.
Nice ciğer pişirir,
Key odlu nesnedir aşk.
Miskin Yunus n’eylesin? Derdin kime söylesin? Varsın dostu toylasın, Lezzetli nesnedir aşk.
Dağlar ile taşlar ile Çağırayım Mevlâm seni Seherlerde kuşlar ile Çağırayım Mevlâm seni
Sular dibinde mâhiyle Sahralarda âhû ile Abdal olup yâhû ile Çağırayım Mevlâm seni
Gök yüzünde İsâ ile Tûr dağında Mûsâ ile Elimdeki asâ ile Çağırayım Mevlâm seni
Derdi öküş Eyyûb ile Gözü yaşlı Ya’kûb ile Ol Muhammed mahbûb ile Çağırayım Mevlâm seni
Hamd ü şükrullah ile, Vasf-ı Kulhüvallah ile Daima zikrullah ile, Çağırayım Mevlam seni
Bilmişim dünya halini Terk ettim kıyl ü kâlini Baş açık ayak yalını Çağırayım Mevlâm seni
Yûnus okur diller ile Ol kumru bülbüller ile Hakkı seven kullar ile Çağırayım Mevlâm seni
- BİZ DÜNYADAN GİDER OLDUK
Biz dünyadan gider olduk kalanlara selam olsun Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun
Ecel büke belimizi söyletmeye dilimizi Hasta iken halımızı soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla yakasız gömlek biçile Bizi bir arı veçhile yuyanlara selam olsun
Azrail alır canımız kurur damarda kanımız Yayıcağız kefenimiz saranlara selam olsun
Sözdür söylenir araya kimse döymez bu yaraya İltip bizi makbereye koyanlara selam olsun
Bunda hep gelenler gider hergiz gelmez yola gider Bizim halimizden haber soranlara selam olsun
Aşık oldur Hakk’ı seve Hakk derdine kıla deva Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözü kan yaş ile doldu gözü Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun
- BEN GELMEDİM DAVA İÇİN
Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim Bezirganem metaım çok, alana satmağa geldim
Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim
Dost esrüğü deliliğim, aşıklar bilim neliğim Denşürüben ikiliğim, birliğe bitmeğe geldim
Ol hocamdır ben kuluyum, Dost bağçesi bülbülüyüm Ol hocamın bağçesine, şad olup ötmeğe geldim
Bunda biliş olan canlar, anda bilişirlermiş Bilişüben Hocamla, halim arzetmeğe geldim
Yunus Emre aşık olmuş, Maşuka derdinden ölmüş Gerçek erin kapısında, canım arz etmeğe geldim
- ŞOL CENNETİN IRMAKLARI
Şol cennetin ırmakları Akar Allah deyü deyü Çıkmış İslam bülbülleri Öter Allah deyü deyü
Salınır Tüba dalları Kuran okur hem dilleri Cennet bağının gülleri Kokar Allah deyü deyü
Aydan arıdır yüzleri Şekerden tatlı sözleri Cennetteki huri kızları Gezer Allah deyü deyü
Kimler yeyip kimler içer Hep melekler rahmet saçar İdris Nebi hulle biçer Sabhanallah deyü deyü
Yunus Emre var yarına Koma bu günü yarına Yarın Hakkın divanına Varam Allah deyü deyü
Severim ben seni candan içeri Yolum vardır bu erkandan içeri
Beni bende demem bende değilim Bir ben vardır bende benden içeri
Nereye bakar isem dopdolusun Seni nere koyam benden içeri
- bir dilber dürür yoktur nişanı Nişan olur mu nişandan içeri
Beni sorma bana bende değilim Suretim boş yürür dondan içeri
Beni benden alana ermez elim Kim kadem basa sultandan içeri
Tecelliden nasip erdi kimine Kiminin maksudu bundan içeri
Kime didar gününden şule değse Onun şulesi var günden içeri
Senin aşkın beni benden alıptır Ne şirin dert bu dermandan içeri
Şeriat tarikat yoldur varana Hakikat meyvası andan içeri
Dini terk edenin küfürdür işi
- ne küfürdür imandan içeri
Unuttum din diyanet kaldı benden Bu ne mezhep dürür dinden içeri
Süleyman kuş dilin bilir dediler Süleyman Süleyman’dan içeri
Geçer iken Yunus şeş oldu dosta Kim kaldı kapıda andan içeri
14-ŞOL GÖZ Kİ SENİ GÖRDÜ
Şol göz ki Seni gördü, ol neye nazar etsin Şol can ki Seni duydu, tende ne karar etsin
Aşkına düşen aşık, derdine yanar dün gün Vaslındır ana derman, hekim ne tımar etsin
Aşkın ezeli Hacem, yoklukta komuş varın Bu remzi duyan aşık, yokluğu şikar etsin
Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın Vasfın kaleme gelmez, dil kanda şümar etsin
Gerçek Şaha kul olan, gönlünü Sana veren Seni kendinde bulan, kanceru sefer etsin
Bu çeşniyi tadana, kim ne vereler kana Derdine düşen cana, hekim ne tımar etsin
Bu sırrı duyan kani, ger aşık ise canı Açıldı gevher kanı, alana haber etsin
Çün aşkın ola emelim, sürüle gönülden gamım Vaslına eren bir dem, bin canı nisar etsin
İmdi ki Yunus kalmış Hazret’e yüzü kara Bir nesnesi yok müflis, neyile bazar etsin
15-EŞİDİN EY YARENLER
Eşidin ey yarenler aşk bir güneşe benzer Aşkı olmıyan gönül misal-i taşa benzer
Taş gönülden ne biter dilinden ağu tüter Nice yumşak söylese sözü savaşa benzer
Aşk erinin gül yüzü yumşanır muma döner Taş gönüller kararmış şol yavuz kışa benzer
Münkirler işin bilmez işi ileri gelmez Nice tâbir eylesen anlanmaz düşe benzer
Hırs anı almışdürür nefsine kalmışdürür Kendi tatlı canına yavuz yoldaşa benzer
Aşk kudret küresidir sızdırır âşıkları Kaiden hale döndürür andan gümüşe benzer
Âşık canı dinlenmez tâ dosta ermeyince Dünyada kararı yok pervazı kuşa benzer
Ol Sultan kapısında ol Hazret tapusunda Aşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer
Geç Yunus endişeden ney gerek bu pîşeden Önden ere aşk gerek andan dervişe benzer