Yemek Yerken Konuşmak Serbesttir!

Blog Yazarı
Bilge Sevil ASLANv

Verilere göre 1998’den beri yaklaşık 17,700,000 kadının cinsel tacize uğradığı rapor edildi. Tabi ki kayıtlı olmayan ve sayılmayan vakaları düşünürsek sayı çok daha korkunç bir seviyede olmalı; zira, mesela Türkiye’de çoğu kadın sosyal statü veya eğitim seviyesi fark etmeksizin cinsel tacize uğradığının bilincinde dahi değil ya da buna ses çıkarmıyor, çıkarmasına izin verilmiyor!

Örneğin, cinsel tacizin en yaygın olduğu yerlerden birisi toplu taşıma araçları ve sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde, her gün yaşanıyor ve çıt çıkartılmadan tacizler devam ediyor.  New York metrosunu incelersek mesela; yaşanan olayların yüzde 96’sının cinsel taciz olayları iken bu vakaların yüzde 86’sının resmi kayıtlara geçmediği tahmin ediliyor. Mexico City’de de 10 kadından 9’u toplu taşımada kendini güvensiz hissediyor. İş yerlerinde de benzer bir durum söz konusu, iş yerlerinde çokça yaşanan cinsel taciz vakaları konuşmadığı için bilinmiyor ve rapor edilmiyor. Sözlü veya fiziksel olarak cinsel tacize uğrayan kadınların birçoğu bir daha iş bulamama, ayıplanma ya da bazı durumlarda sınır dışı edilme gibi korkular duyduğu için  ses çıkartmıyor! Ve sadece kadınlar değil; cinsel yönelimimiz, milliyetimiz, inancımız, mesleğimiz, giydiklerimiz ne olursa olsun her yerde cinsel tacize maruz kalabiliyoruz!

#MeToo

15 Ekim 2017’de ABD’li aktris Alyssa Milano bir tweet attı ve dünya çapında yeni bir tepki hareketi doğdu, #MeToo! 100 gün boyunca güncelliğini koruyan etiket 85’ten fazla ülkede ve dilde bir ses oldu. İnsanlar şimdiye kadar en yakınlarıyla bile paylaşmadığı cinsel taciz hikayelerini Twitter’da paylaştı ve Twitter’ın global verilerine göre katılımcıların %30’a yakını erkekti . Bu çok önemliydi çünkü cinsel taciz bipolar bozukluk, depresyon ya da anoreksiya gibi yeme bozuklarına yol açıyor. Oysa ses çıkartmak suçlu olanın sen değil tacizci demektir ve bu hareket ile kadınlar ses çıkarabilmek için cesaretleniyor! Ayrıca bu hareket sayesinde birçok insan yalnız olmadığını da farkediyor.  Bir sessizlik kırılıyor!

“It’s time to say, ‘I’m not on the menu!’.” (Menüye Dahil Olmadığımı Söyleme Zamanı!)

2016 yılında Hart Research Associates  tarafından yapılan araştırmaya göre kadın fast food çalışanlarının %40’ı iş yerinde cinsel tacize uğruyor! Dün de (18 Eylül 2018) McDonald’s  çalışanları cinsel tacize karşı en geniş katılımlı protestoyu gerçekleştirdi.  Chicago, Durham, Kansas City, Los Angeles, Miami, Milwaukee, New Orleans, Orlando, San Francisco ve St Louisolmak üzere ABD’nin 10 kentinde gerçekleşen eylemde çalışanlar restoranlardaki günlük, sıradan olaylar haline gelen cinsel taciz, baskı ve taciz vakalarını dile getirdiler. Eylemin aynı zamanda, McDonald’s için de bir #MeToo olduğu düşünülüyor.

Fast Food zincirlerinin çalışanlarını düşük ücret ve ağır çalışma şartları ile çalıştırdığı bilinen bir gerçek. Sağlıklı olmadıkları da su götürmez bir gerçek. Bir de yapılan eylem ile konuşulmayanlar da artık ortada. Tıpkı size iyi davrandığı halde başkalarına kötü davranan birinin iyi biri olmaması gibi; unutmayın, başınıza gelmemiş olması gelmeyeceğini göstermiyor! Evet, ses çıkartmak için neyi bekliyorsunuz?