Proje Adı
YAŞADIĞIM GEZEGENİ ÖĞRENİYORUM II (BÜYÜKLÜK VE UZAKLIK KAVRAMLARI)
Proje Yürütücüsü
PROF. DR. HÜSEYİN KALKAN
Yürütücü Kurum/Kuruluş
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ
Hedef Kitle
İlköğretim 8. sınıf öğrencileri İlköğretim öğretmenleri
Etkinilk Tarihleri
09/10/2012 -12/10/2012
20/11/2012
10/12/2012
20/12/2012
10/01/2013
20/02/2013
10/03/2013
20/03/2013
10/04/2013
20/04/2013
24/05/2013
Etkinlik Yeri
SAMSUN ORDU GAZİANTEP İZMİR ADANA SİİRT EDİRNE ANTALYA ESKİŞEHİR ARTVİN
PROJE İÇERİĞİ (özet-amaç-hedef)
ÖZET
İnsanoğlu var olduğu günden beri üzerinde yaşadığı Dünyayı hep merak etmiş, onu tanımaya, işleyiş mekanizmasını algılamaya ve kendi yaşamını kolaylaştıracak şekilde kullanmaya çalışmıştır. Bu süreç temel doğa bilimlerinin ortaya çıkmasına ve gelişmesine neden olmuş ayrıca, başlangıçtan günümüze değin bütün medeniyetlerin onu anlama ihtiyacını da ortaya çıkarmıştır. Bu süreçlerden en önemlilerinden biri de yaşadığı Dünyanın şeklini, boyutlarını ve bulunduğu konumunu algılama ve öğrenme sürecidir. Yapılan birçok araştırma, öğrencilerin bu konularda belirli bilgilere sahip olmalarına rağmen, sahip oldukları bilgileri somutlaştıramadıklarını göstermiştir. Dünyanın şeklinin ne olduğu sorusuna genellikle “küre”, “elips”, “geoit” gibi doğru cevaplar verilirken, “Bu kanıya nasıl ulaştınız?” sorusuna ise çok az doğru cevap verildiği gözlenmiştir. Eğitim sistemimizde konuyla ilgili temel bilgiler verilirken, üzerinde yaşadığımız Dünyanın şekli, konumu ve boyutları hakkında öğrencilerimizin bizzat kendilerinin yapabileceği bir uygulama sunulmamaktadır. Bu durum, öğrencilerimizin üzerinde yaşadığı Dünyayla ilgili temel bilgileri kavramada güçlük çekmesine ve doğaya ve temel fen kavramlarının öğrenimine karşı bir direnç oluşmasına neden olmaktadır (Türk, 2010).
Bu projenin temel amacı, Eratosthenes’in M.Ö. 276 yılında Mısır’ın İskenderiye ve Syene şehirlerindeki güneş ışınlarının gölge boylarını ölçerek gerçekleştirmiş olduğu dünyanın çevresini ölçme yöntemini, Samsun ve Hatay illerinden belirlenecek ilköğretim öğrencilerinin bizzat kendi ölçümleri ile gerçekleştirmelerine olanak sağlamasıdır. Bu projenin gerçekleşmesi durumunda, farklı illerdeki öğrencilerimizin etkileşimi sağlanacak, onlara aktif rol verilerek ortak bilimsel çalışma ve düşünme ortamları oluşturacaktır. Bununla birlikte, yapmış oldukları gözlem ve ölçümlerden elde ettikleri bilgileri paylaşarak, bilgi paylaşımının temel fen kavramlarının ortaya konulmasındaki önemini kavrayacaklardır.
AMAÇ
İnsanlık tarihinin başlangıcından beri, en çok merak edilen ve öğrenilmeye çalışılan konuların başında, kendisinin de bir parçası olduğu evrenin sırları ve gizemi gelmektedir. Bu doğal öğrenme içgüdüsü, doğanın temel işleyiş mekanizmasının sorgulanmasını ve öğrenilmesini önemli kılmaktadır. Başlangıçtan beri, bu sorgulama ve öğrenme süreci, bilgi birikimine, bu bilgilerin geliştirilmesine ve farklı kültürlerde farklı bilimsel süreçlerin doğmasına neden olmaktadır.
İnsanların,
a) Üzerinde yaşadığı gezegenin şeklini, hareketlerini ve doğal işleyiş mekanizmasını öğrenme merakları,
b) Yaşadığı gezegen üzerindeki yerini, Güneşe, Aya, gezegenlere ve yıldızlara bağlı konum ve hareketlerini öğrenme merakı,
c) Üzerinde yaşadığı gezegenin, Güneş ve Ay ile olan yaşamsal ilişkilerini öğrenme merakı,
bilimsel gelişim süreçlerinin en büyük ateşleyicisi, medeniyetlerin ve kültürlerin oluşmasında en önemli etkenler olmuşlardır.
Yapılan araştırmalar (Vosniadou ve Brewer, 1992; Kalkan ve Kıroğlu, 2007) göstermektedir ki, insanlar, üzerinde yaşamış olduğu Dünyanın şeklini, boyutunu, konumunu ve buna bağlı diğer özellikleri kavramada büyük sorunlar yaşamaktadır. Bununla birlikte, yapılan bir araştırmada (Türk, 2010) öğrencilerin bu alanda belirli temel bilgilere sahip olmakla birlikte, bu bilgileri kendi yaşamlarına uygulamakta güçlük çektikleri gözlenmiştir.
Projenin gerçekleştirilmesindeki temel amaç, ilköğretim öğrencilerinin bu alandaki bilgilerini geliştirmek, doğaya ve evrene karşı olan ilgilerini artırmak, temel fen kavramları ile ilgili öğrenme zorluklarını en aza indirmek, gençlerimize fen bilimlerini sevdirerek onları geleceğin Türkiye’sinin bilim insanı adayları olmaları için cesaretlendirmektir. Bu amaçla, eğitim sistemimizde sadece bilgi olarak verilen Dünyanın şekli ve boyutlarıyla ilgili kazanımlara, ülkemizin farklı iki konumunda yaşayan (Samsun ve Hatay) öğrencilerimizin bizzat kendi yapmış oldukları ölçüm ve gözlemler ile elde ettikleri bilgileri paylaşmak suretiyle ulaşmalarını sağlamaktır.
“Yaşadığım Gezegeni Öğreniyorum” başlıklı projenin yapılmasında örnek alınan çalışma Eratosthenes’in M.Ö. 276 yılında Mısır’ın İskenderiye ve Syene şehirlerindeki güneş ışınlarının gölge boylarını ölçerek gerçekleştirmiş olduğu “Dünyanın çevresini ölçme yöntemi”dir. Bu çalışma 41017 N – 36020 E konumunda bulunan Samsun’daki ve 36030 N – 36022 E konumunda bulunan Hatay’daki ilköğretim öğrencilerinin günümüzün teknolojilerini de kullanarak Dünyanın çevre uzunluğunu ölçmesi, şeklini tahmin etmesi ve Güneş ile üzerinde yaşadığı gezegen arasındaki yaşamsal ilişkileri yorumlayabilmesi üzerine kurulmuştur.
Bu keşif yaklaşık olarak M.Ö. üçüncü yüzyılda, o dönemin en büyük metropolü sayılan Mısır’ın İskenderiye kentinde yapılmıştır. Astronomi bilgini, filozof, ozan, tiyatro eleştirmeni, matematikçi ve İskenderiye Kütüphanesinin yöneticisi olan Eratosthenes, bir gün oradaki papirüs üzerine yazılı kitaplardan birininde, Nil Nehri dolaylarındaki Syene şehrinde 21 Haziran günü yere dik olarak dikilen sopaların öğle vakti gölgelerinin olmadığını okuyunca, aynı gün öğle vaktinde İskenderiye’deki sopanın gölge oluşturması onda devrim niteliğinde bir sorunun aklına gelmesine yol açtı. “Nasıl oluyor da aynı günün aynı anında Syene’de dikilen bir sopa gölge yapmıyordu da, bir hayli kuzeydeki İskenderiye’de sopaların gölgesi oluyordu?” Yaz günlerinin en uzun olduğu gündönümünde, saat öğlene yaklaştıkça, cisimlerin de gölge boyları kısalıyordu. Sopalar, gölgeler, Güneşin konum gibi günlük olguların ne önemi olabilirdi? Eratosthenes’in sezgileri Dünya hakkındaki görüşlerinin değişmesine neden olmuştu. Bir bakıma Dünyayı kafasında yeniden biçimlendirdi.
Sopaların oluşturdukları gölge boylarının her iki ilde de aynı olmamasının tek cevabı olabilirdi:“Yeryüzü kavisli olmalıydı”diye düşündü Eratosthenes. Kavis ne denli fazla olursa gölge uzunlukları da farklı olmalıydı. Güneş gezegenimize o denli uzak mesafededir ki, onun ışınları yeryüzüne paralel ulaşırlar. Güneşin ışınlarına değişik açı yapacak şekilde dikilen sopalar farklı uzunluklarda gölge yaparlar. Söz konusu iki sopanın gölge uzunlukları arasındaki farka göre İskenderiye ile Syene arasındaki mesafe Yerküremiz yüzeyinde 7 derecelik olmalıydı. Bunun böyle olduğunu anlamak için yeryüzüne çaktığımız iki sopanın uzantılarının Yerküre merkezine kadar uzatılmış olduklarını göz önüne getireceksiniz. Uzantıları Yerküre merkezinde birbiriyle kesişen iki çizgi 7 derecelik bir açı yapmak suretiyle birbirine kavuşmuş olurlar (Sagan, 2007).
Yedi derece, yerkürenin 360 derecelik çevresinin yaklaşık ellide birine eşittir. Eratosthenes İskenderiye ile Syene arasındaki mesafenin 800 km olduğunu, bu mesafeyi parayla tuttuğu bir adamı yaya olarak göndererek ölçtürdü. 800 km, 50 ile çarpılırsa 40.000 km çıkar. Buda yerküremizin çevre uzunluğunun ölçüsüdür.
Erastosthenes’in M.Ö. 276 yılında Mısır’ın İskenderiye ve Syene şehirlerindeki güneş ışınlarının gölge boylarını ölçerek gerçekleştirmiş olduğu Dünyanın çevresini ölçme yöntemini, Samsun ve Hatay illerindeki ilköğretim öğrencileri ile gerçekleştirmeyi planlamaktayız. Samsun ve Hatay illerinden belirlenecek ilköğretim öğrencileri aynı anda, her iki ilde de aynı büyüklükteki bir cismin oluşturduğu gölgelerin boylarını ölçecekler. Bu ölçümlerden elde ettikleri bilgilerle, daha önce hep ezber olarak öğrendikleri sayısal büyüklükler olan Dünyanın çapını, hacmini, yoğunluğunu hesaplayacaklar ve kavramakta zorluk çektikleri Dünyanın şeklini kendi deneyimleri ile tahmin etme olanağına sahip olacaklardır. Proje kapsamındaki öğrencilerin, temel bilimleri kitleselleştirerek bilgiyi paylaşmaları, ortak bir amaç etrafında birleşmeleri, farklı illerdeki öğrenci grupları arasında bilimsel olarak ortak arkadaşlıklar oluşturmaları ve bilimsel heyecanlarını sonraki eğitimlerine taşımaları amaçlanmaktadır. Bununla birlikte proje çıktılarındaki sonuçlara bağlı olarak Samsun – Hatay, Ordu – Adana gibi, hatta, daha sonra ülkeler arasındaki Güneşin konumuna bağlı olarak tespit edilecek illerdeki ilköğretim düzeyindeki öğrencilerin bilgiyi uluslararası düzeyde paylaşarak ortak bir amaç etrafında birleşmeleri tasarlanmaktadır.
Bu projenin gerçekleşmesi durumunda, öğrenciler kendi gözlem ve ölçümleri sonucu elde ettikleri bilgileri paylaşarak;
a. Dünyanın çevresini ölçebileceklerdir.
b. Çevre uzunluğunu kullanarak Dünyanın çapını ölçebileceklerdir.
c. Dünyanın hacmini ölçebileceklerdir.
d. Dünyanın ortalama yoğunluğunu hesaplayabileceklerdir.
e. Dünya üzerinde bulundukları konuma bağlı olarak Dünyanın ve Güneşin hareketlerini yorumlayabileceklerdir.
f. Güneşin Dünya üzerinde farklı konumlarda oluşturduğu gölge boylarından Dünyanın şeklini tahmin edip, yorumlayabileceklerdir.
g.Yerçekimi kavramlarını yorumlayabileceklerdir.
h. İlköğretim Programlarında öğrenmiş oldukları soyut temel matematik kavramları, özellikle de geometri ve trigonometri kavramlarını bu projede uygulama fırsatı bularak, temel matematik kavramlarının yaşamları içerisinde ne kadar önemli olduğunu kavrayabileceklerdir.
i. Öğrencilerin Dünya üzerindeki konumlarını algılamaya dönük kazanımları elde etmeleri planlanmaktadır. Dolayısıyla, Dünya ve Güneş ile ilgili birçok hedefe ulaşılması planlanmaktadır.
Gerçekleştirilecek olan eğitim, uzman bir kadro tarafından, katılımcı ve sorgulayıcı bir yaklaşımla Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) astronomi merkezinde uygulamalı olarak gerçekleştirilecektir. Bu projenin en önemli noktalarından biri, Eratoshenes’in M.Ö. 276 yılında Mısır’ın İskenderiye ve Syene şehirlerindeki güneş ışınlarının gölge boylarını ölçerek gerçekleştirmiş olduğu dünyanın çevresini ölçme yöntemini, Samsun ve Hatay illerinden belirlenecek ilköğretim öğrencilerinin bizzat kendi ölçümleri ile gerçekleştirileceklerine olanak sağlamasıdır. Proje süresince, projeye katılacak öğrencilere konu ile ilgili gerçekleştirdikleri çalışmalarını sunma imkânı verilecek ve tartışma ortamları oluşturulacaktır.
HEDEF
“Yaşadığım Gezegeni Öğreniyorum” başlıklı projemiz iki aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşaması bilim okulunu, ikinci aşaması ise ilköğretim öğrencileri ile Dünyanın çevresini hesaplamayı içermektedir.
Bilim Okulu: Bilim okulu iki aşamalı olarak planlanmaktadır. İlk aşama, proje kapsamında Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa bir çalışmayla seçilecek toplam 30 Fen Bilgisi ve Sınıf öğretmeniyle gerçekleştirilecektir. Öğretmenler şehir merkezi, ilçe ve köylerdeki ilköğretim okullarından orantılı bir şekilde seçilecektir. İkinci aşama ise ilköğretim 8. sınıf öğrencileriyle gerçekleştirilecektir. Hedef kitlenin Fen Bilgisi ve Sınıf öğretmenleriyle ilköğretim öğrencileri olarak seçilmesinin amacı, eğitim sistemimizdeki temel astronomi konularınınilköğretim programları içerisinde yoğun olarak işlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Dünyanın Çevresinin Hesaplanması: Hatay veSamsun hemen hemen aynı boylamda oldukları için ölçüm yapmak açısından bu iki il uygun görülmüştür. Hatay ve Samsun Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından belirlenecek dörder fen bilgisi öğretmeni ve bu öğretmenlerin belirleyeceği ilköğretim 8. sınıf öğrencileri bu çalışmanın hedef kitlesini oluşturacaktır.
Proje kapsamında gerçekleştirilecek olan Dünyanın çevresini ölçme etkinliği için, pilot çalışmalar yapılacaktır. Bunun içinproje ekibi Samsun ve Hatay illerinde pilot uygulamalar gerçekleştirecek ve bu sayede projenin hedeflenen sonuçlara ulaşması sağlanacaktır.
Ayrıca, projeye katılan öğretmen ve öğrencilere uygulanacak ölçeklerin güvenirliğini sağlamak için bu ölçek OMÜ Astronomi Merkezine gelen ziyaretçilere uygulanacaktır.
Proje sonucunda, hedef kitlenin;
1. Bilime olan bakış açısında,
2. Bilimsel ve yaratıcı düşünme becerisinde,
3. Sosyal becerisinde,
4. Bilgi ve kavrayışında
ne yönde değişim/gelişim meydana geldiğini ölçmek için uygulayacağınız ön test ve son test örnekleri nelerdir?
Proje sonucunda hedef kitledeki değişimi gözlemleyebilmek için ön test ve son testler uygulanacaktır. Proje süresince 3 tür veri toplama aracı kullanılacaktır. Bunlar;
• Ölçek
• Yarı yapılandırılmış görüşme
• Gözlem
Proje başlamadan önce takvimde belirtilen tarihlerde katılımcılara ölçek ön test olarak uygulanacaktır. Bu ölçeğin içerisinde çoktan seçmeli ve açık uçlu sorular bulunmaktadır. Ölçek uygulandıktan sonra katılımcılarla ön görüşmeler yapılacaktır. Bu görüşmeler kameraya çekilerek daha sonra derinlemesine analiz edilecektir. Görüşmenin türü yarı yapılandırılmış olacaktır. Çünküyarı yapılandırılmış görüşme türü hem sabit seçenekli cevaplamayı hem de araştırılan konuda derinlemesine veri elde etmeyi mümkün kılar(Büyüköztürk ve ark., 2009).
Proje süresince yapılacak etkinlikler sırasında katılımcıların bilime karşı bakış açıları, sosyal becerileri ve bilgi ve kavrayışlarındaki değişimler gözlemlenerek sürekli kayıt altına alınacak ve proje sonucunda elde edilen gözlem verileri analiz edilecektir. Gözlem, herhangi bir ortamda gerçekleşen davranışı ya da davranışları ayrıntılı bir şekilde ortaya koymak için kullanılan veri toplama yöntemidir. Gözlem daha çok nitel araştırmalarda tercih edilir. Gözlemin en önemli özelliği araştırmacının veriye doğrudan ulaşmasına sağlamasıdır.
Proje sonunda ise ön test olarak uygulanan ölçek son test olarak uygulanacaktır. Ayrıca katılımcılarla tekrar yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılarak katılımcılardaki değişim derinlemesine tespit edilecektir.
Bu proje süresince nitel ve nicel veriler elde edilecektir. Nicel verilerin analizi bilgisayar programı kullanılarak yapılacaktır. Görüşme ve gözlem yoluyla elde edilen nitel veriler ise içerik analizi yöntemiyle analiz edilecektir. Tüm bu analizler sonucunda, ön test ve son test verileri birlikte yorumlanarak, projenin, katılımcıların temel astronomi kavramlarını kavramada ve bilime bakış açılarında yaptığı değişim belirlenerek, değerlendirme yapılacaktır.
İLETİŞİM
kalkanh@omu.edu.tr