Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Performans Endeksi’nde, ODTÜ TGB 57,39 puanla birinci, İTÜ TGB 54,56 puanla ikinci, Batı Akdeniz TGB ise 53,03 puanla üçüncü oldu

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün:

”Bu yıl Boğaziçi, Ege, Gazi, Hacettepe, Koç, ODTÜ, Özyeğin, Sabancı, Selçuk ve Yıldız Teknik üniversitelerindeki teknoloji transfer ofislerini destekleyeceğiz”

”Buralara TÜBİTAK tarafından yıllık 1 milyon liraya kadar destek sağlanabilecek. Gösterdiği performansa göre 1 milyon liralık destek 10 yıl boyunca devam edecek”

”Teknoparklardan yapılan ihracat miktarı 1 milyar dolara yaklaştı”

”2002 yılına göreve geldiğimizde, ülkemizde sadece 2 tane teknoloji geliştirme bölgesi mevcuttu. Bugün 34’ü faal olmak üzere 49 teknoloji geliştirme bölgesi kurulmuştur”

”Bu bölgelerde faaliyet gösteren 2 binden fazla firmada 16 binden fazla Ar-Ge personeli ile 3 bin 500’e yakın destek personeli istihdam edilmektedir”

”Türkiye bir güneş gibi yükselmektedir. Bu gelişmeler, ‘güneş balçıkla sıvanmaz’ sözünü bir kez daha hatırlatmaktadır”

”Biz onlara çok fazla bakmıyoruz aslında, biz işimize bakıyoruz. Çünkü Türkiye’nin gerçek potansiyelini biz biliyoruz”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Performans Endeksi’ne göre, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) TGB 57,39 puanla birinci, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) TGB 54,56 puanla ikinci, Batı Akdeniz TGB ise 53,03 puanla üçüncü oldu.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 1. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’nin açılışında, Bakanlık tarafından bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi sonuçlarını açıkladı.

TGB’lerin ülkenin inovasyon ekosisteminin merkezine yerleştireceklerini ve bu yaklaşımın ilk ve önemli bir adımı olarak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi’ni oluşturduklarını belirten Ergün, endeks sayesinde Bakanlığın TGB’lerdeki gelişmelere daha yakından odaklanacağını, hangi alanlarda ne gibi düzenlemeler yapılması gerektiğini daha net tespit edeceklerini söyledi.

Bu çalışmanın sadece teknoparkların varlığı ile övünmek yerine bu bölgelerde ne tür değerlerin üretildiğinin tespitine yönelik olduğunu kaydeden Ergün, amacın ne pahasına olursa olsun Ar-Ge yapmak değil, ülkeye rekabet üstünlüğü sağlayacak ve diğer ülkeleri şaşırtacak projelere imza atmak olduğunu ifade etti.

Ergün, endeks sayesinde TGB’lerin hangi alanlarda iyi olup hangi alanlarda eksik kaldıklarını tespit ve zaman içinde yakaladıkları iyileşmeleri takip etme fırsatı bulacaklarını dile getirdi.

”Bir teknoparkın kurulması ve etkin bir şekilde faaliyete geçmesi zaman isteyen bir süreç”

Bakan Ergün, 2011 yılı verileriyle oluşturdukları Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi için 3 kategoride 6 boyutta ve 14 alt başlıkta veri topladıklarını ve endeksin 2011 yılında faaliyete geçen 32 TGB’yi kapsadığını belirterek, şöyle devam etti:

”Birinci boyutumuz olan devlet destekleri ve yönetici şirket harcamalarının altında, yönetici şirketlere sağlanan destekler, firmalara sağlanan muafiyetler ve yönetici şirket harcamalarını dikkate aldık. İkinci boyutta Ar-Ge yetkinliği kapsamında Ar-ge projelerini, harcamalarını ve gelirlerini endeksimize dahil ettik. Üçüncü boyutta firmalarımızın ihracat verilerini ve firma kompozisyonunu değerlendirmeye aldık.

Dördüncü boyutumuz olan fikri mülkiyet hakları kapsamında, yurtiçi ve yurtdışındaki patent başvurularına ve tescillerine, faydalı model ve marka tescil sayılarına yer verdik. Beşinci boyutumuzda Kuluçka programlarıyla, teknoloji transfer ofisi hizmetlerini değerlendirdik. Altıncı boyutta işbirliği ve etkileşim başlığı altında ise üniversite-sanayi işbirliği, firmalar arası işbirlikleri ve uluslararası İşbirliklerini endeksimize dahil ettik.”

Endeks sonuçlarına göre ODTÜ TGB’nin 57,39 puanla birinci olduğunun, bu üniversiteyi 54,56 puanla İTÜ TGB ile 53 puanla Batı Akdeniz TGB’nin takip ettiğinin bilgisini veren Ergün, ilk 10’daki diğer TGB’lerin ise Gazi, Bilkent Cyberpark, Ulutek, Selçuk, Erciyes, Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) ve TÜBİTAK MAM olarak sıralandığını söyledi.

Bir teknoparkın kurulmasının ve etkin bir şekilde faaliyete geçmesinin zaman isteyen bir süreç olduğunu vurgulayan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bu nedenle, TGB’leri 2002-2004, 2005-2008 ve 2009-2011 yıllarında faaliyete geçenler olmak üzere sınıflandırmanın ve kendi içlerinde bir değerlendirme yapmanın da sağlıklı olacağını düşündük. TGB’lerimizin yaşları ve bulunduğu illerin gelişmişlik düzeyleri gibi bazı kriterler açısından homojen bir yapıya sahip olmadıklarını biliyoruz.

Bu nedenle, endeks sonuçları TGB’lerimizin birbirlerine karşı üstün ya da zayıf olduklarını göstermenin ötesinde, her bir bölgemizin belirli özellikler açından ne durumda olduğunu gösteren bir mevcut durum analizi olarak da değerlendirilebilir. Birkaç yıl sonra endeks sonuçları karşılaştırmalı olarak incelendiğinde her bir TGB’lerimizin performans seyrini görecek olmamız son derece değerlidir.”

Teknoloji transfer ofisine 1 milyon lira destek

Teknoloji geliştiren bu bölgelerin gelişmesinin gerektiğini ve bunu sağlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Ergün, şu an hazırlıklarını son aşamaya getirdikleri yeni yönetmelikle, TGB’ler için bir dizi önemli adım daha atacaklarını söyledi.

Bu yönetmelikle, yapılaşma, Ar-Ge personelinin dışarıda geçirdiği süre, ruhsat ve izinlerle ilgili bazı rahatlıklar sağlayacaklarını, kuluçka programlarını, Teknoloji Transfer Ofisi hizmetlerini destekleyeceklerini ve teknolojik ürün yatırımlarını özendireceklerini kaydeden Ergün, şöyle konuştu:

”Mesela Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun önceki toplantılarında alınan en önemli kararlardan biri de teknoloji transfer ofislerinin desteklenmesiyle ilgiliydi. Biz TÜBİTAK bünyesinde bu konuda bir hibe destek programı başlattık ve ilk başvuruları aldık. 39 üniversitenin proje başvurularını, teknoloji transfer ofisinin deneyimi, yetkinliği, personel yapısı, projenin hedefleri, çıktıları ve iş planı gibi kıstaslara göre değerlendirdik.

Buna göre bu yıl Boğaziçi, Ege, Gazi, Hacettepe, Koç, ODTÜ, Özyeğin, Sabancı, Selçuk ve Yıldız Teknik üniversitelerindeki teknoloji transfer ofislerini destekleyeceğiz. Buralara TÜBİTAK tarafından yıllık 1 milyon liraya kadar destek sağlanabilecek. Gösterdiği performansa göre 1 milyon liralık destek 10 yıl boyunca devam edecek. Önümüzdeki yıl yeni bir çağrıya çıkılacak ve 10 yeni başka üniversitenin projeleri değerlendirilecek ve teknoloji transfer ofisleri kademeli olarak desteklenmeye devam edecek.”

Ergün, hem performans endeksinin hem yeni yönetmeliğin hem de teknoloji transfer ofisi desteklerinin üniversiteler ve ülke için hayırlı olmasını diledi.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi

Bakan Ergün’ün açıkladığı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi’nin tam sıralaması ise şu şekilde gerçekleşti:

Sıra TGB Toplam Puan Sıra TGB Toplam Puan

1 ODTÜ 57,39

2 İTÜ 54,56

3 Batı Akdeniz 53,03

4 Gazi 48,87

5 Cyberpark 48,75

6 Ulutek 48,06

7 Selçuk 44,65

8 Erciyes 40,90

9 GOSB 40,57

10 TÜBİTAK MAM 40,45

11 Yıldız Teknik 39,62

12 Boğaziçi 38,61

13 Hacettepe 37,14

14 Trabzon 36,42

15 İzmir 36,07

16 Ankara 35,33

17 Pamukkale 35,20

18 Fırat 34,48

19 Gaziantep 34,15

20 Sakarya 33,25

21 Eskişehir 33,24

22 Mersin 31,62

23 İstanbul Üni. 29,65

24 Çukurova 29,04

25 Cumhuriyet 27,22

26 Erzurum 26,66

27 Trakya 25,00

28 Göller 25,00

29 Kocaeli 21,98

30 Düzce 17,93

31 Bolu 10,60

32 Dicle 3,25

”Teknoparklardan yapılan ihracat miktarı 1 milyar dolara yaklaştı”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, teknoparklardan yapılan ihracat miktarının 1 milyar dolara yaklaştığını bildirdi.

Ergün, Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine ulaşmak için en çok geliştirmesi gereken alanların bilim ve teknoloji olduğunu kaydetti.

Bu alanlarda atılacak her bir adımın ülkeyi tüm diğer alanlarda birkaç adım birden ileriye taşıyacağına işaret eden Ergün, hem bilgi üretimi hem de bilginin ticarileşmesi konularına özel önem verilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakan Ergün,, Bakanlık olarak hem Ar-Ge projelerine hem de bu projelerin ekonomiye kazandırma süreci olan inovasyon çalışmalarına destek olduklarını dile getirerek, ”2011 yılında Bakanlığımızın adının Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na dönüştürülmesi ve buna uygun bir organizasyon yapısına kavuşması, bu açıdan son derece kritik, stratejik bir hamledir. Yeni yapımızla bir yönümüz sanayiye, diğer yönümüz ise akademisyenlerimize ve öğrencilerimize yani üniversitelerimize bakıyor” dedi.

Yıllık 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için yüksek teknolojiye geçişi sağlamak gerektiğini vurgulayan Ergün, Türkiye’nin enerji, hammadde ve işgücü maliyetleri üzerinden küresel rekabet etme şansı olmadığını, sanayicilerin rekabet gücünü artırmak için mevcut üretim sistemlerini iyileştirmeye, verimliliği artırmaya, mevcut ürünlerini geliştirmeye ve inovatif yeni ürünler oluşturmaya yönelmelerinin şart olduğunu kaydetti.

Ergün, bu noktada üniversitelerin devreye girmesi ve sanayicilere bilgi ve teknoloji tabanlı çözümler geliştirmesi büyük önem taşıdığına işaret ederek, birçok gelişmiş ülkede teknoloji geliştirme bölgelerinin ömürlerinin neredeyse yarım asra ulaştığını, Türkiye’de ise ortalama yaşları 5-6 arasında olan teknoparkların birçoğunun diğer ülke teknoparklarının 20 yılda ulaştığı başarılara ulaşma performansı gösterdiğini anlattı.

”Bundan sonra niteliği geliştirmeye odaklanacağız”

Nihat Ergün, Türkiye’nin yakın tarihinde önemli siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar yaşandığını, içi boş ve bilimsel olmaktan uzak tartışmalar nedeniyle önemli bir zaman kaybettiğini söyledi.

Daha fazla kaybedecek zaman olmadığına işaret eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Teknoloji geliştirme bölgeleri de diğer birçok konuda olduğu gibi bu gereksiz zaman kaybının ne yazık ki bir tanesidir. Çok şükür bu noktaları son 10 yılda hızlı bir şeklide aştık. Şuraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum; 2002 yılına göreve geldiğimizde, ülkemizde sadece 2 tane teknoloji geliştirme bölgesi mevcuttu. Biz bu manzaranın kabul edilemez olduğunu söyledik ve teknoloji geliştirme bölgelerini artırmak ve ülke sathında yaygınlaştırmak için adeta bir seferberlik başlattık.

Üniversitelerimizin, yerel yönetimlerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın da katkılarıyla bu konuda önemli başarılar gösterdik. Bugün 34’ü faal olmak üzere 49 teknoloji geliştirme bölgesi kurulmuştur. Bu bölgelerde faaliyet gösteren 2 binden fazla firmada 16 binden fazla Ar-Ge personeli, 3 bin 500’e yakın da destek personeli istihdam edilmektedir. Teknoparklardan yapılan ihracat miktarı artık 1 milyar dolara yaklaşmıştır.”

Firmaların ağırlıklı olarak yazılım, bilişim, ileri malzeme, elektronik, medikal, tasarım ve savunma gibi sektörlerde faaliyet göstermesinin bu bölgelerin önemini izah ettiğini belirten Ergün, teknoloji geliştirme bölgeleri konusunda nicelik açısından hedefledikleri noktaya yakın olduklarını, bundan sonraki süreçte bu bölgeleri nitelik olarak geliştirmeye daha fazla odaklanacaklarını kaydetti.

”Bilgi üssü olmayı hedefliyoruz”

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise 2023 yılında hedeflenen noktalara gelebilmek için ülkenin beşeri, iktisadi ve bilimsel sermayesini bir araya getirerek daha fazla üretmek, daha fazla katma değer yaratmak, daha fazla refahı toplumla ve insanlıkla paylaşma amacıyla çalıştıklarını söyledi.

Her çalışmanın içerisine bilimi koymak gerektiğini belirten Mutlu, ”Bugün ulaştığımız mesafe itibariyle güçlü bir yeri yakalamakla birlikte, bilginin daha fazla üretildiği, teknolojinin daha fazla kullanıldığı bir noktaya ulaşabilmenin arzusu içerisindeyiz. Bu konuyla ilgili, başta teknoparklar olmak üzere çok farklı yöntemlerle bilgi üssü olmayı hedefliyoruz. Bilginin sanayi ile buluşmasında teknoparkların önemli bir yeri var” dedi.

Mutlu, İstanbul Kalkınma Ajansı’nda bilgi odaklı ve yaratıcı endüstrilerin geliştirilmesi amacıyla son 3 yıl içerisinde toplam 36 milyon liralık 76 projeyi kapsayan bir destek programını sürdürdüklerini de ifade etti.

”Teknoparklar olarak bu sıçramanın merkezinde olacağız”

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği Başkanı Mustafa İhsan Kızıltaş, teknoparkların Türiye’nin Ar-Ge ve inovasyon politikasının en temel yapı taşı ve ülkede yaşanan teknolojik değişimin en önemli tetikleyicilerinden biri olduğunu söyledi.

Teknoparklarda geliştirilen teknoloji ve teknolojik ürünlerin satışından elde edilen ihracat rakamının 900 milyon dolara ulaştığını, buralardan elde edilen gelirin şimdiden sağlanan tüm teşviklerin 6 katını geçtiğini dile getiren Kızıltaş, ”Önümüzdeki 10 yılda ülkemizde teknolojik sıçrama olacak ve biz teknoparklar olarak bu sıçramanın merkezinde olacağız” dedi.

Kızıltaş, bugüne kadar teknoparklara 144 milyon lira destek sağlandığını, buna karşın 500 milyon liranın üzerinde yatırım yapıldığını ve daha fazla desteğe ihtiyaçları bulunduğunu da ifade etti.

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yükse de dünyadaki teknoparkların sayısının kuluçka merkezleri ile 4 bini bulduğunu, bu teknoparkların çoğunluğunun 80’li yıllarda kurulduğunu belirtti.

Yüksek, ”Yüzde 83’ü kar amacı gütmeyen yapıda bulunan, yüzde 70’i kamu katılımı ile kurulan bu teknokentlerin yüzde 73’ü arazi kiralayarak kendini idame ettiriyor. Teknokent firmalarının yüzde 26’sının bilişim teknolojilerinde, yüzde 20’sinin biyoteknolojide, yüzde 19’unun elektronikte, yüzde 8’inin çevrede, yüzde 6’sının ileri mekanik malzemelerde, yüzde 5’inin kimyada, yüzde 9’unun tarımda ve kalanların ise diğer sektörlerde olduğu görülüyor” diye konuştu.

Bakan Ergün, daha sonra zirve kapsamında ödül alan teknoparklara ödüllerini verdi. Daha sonra Ergün, teknoparklarda üretilen projelerin sergilendiği stantları gezip, incelemelerde bulundu.

Ergün, soruları cevapladı…

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Standard and Poor’s’un (S&P) not artırımına ilişkin, ”Türkiye bir güneş gibi yükselmektedir. Bu gelişmeler, ‘güneş balçıkla sıvanmaz’ sözünü bir kez daha hatırlatmaktadır” dedi.

Bakan Ergün, 1. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’nin ardından,S&P’nin, Türkiye’nin kredi notunu artırmasına dair gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye’ye karşı uzun zamandır çok ”cimri” ve ”hasis” davranan, Türkiye’nin ekonomisini, performansını tam anlamıyla değerlendirmeyen bazı kuruluşların artık yavaş yavaş bundan vaz geçtiğini görmenin son derece memnuniyet verici olduğunu dile getiren Ergün, Türkiye’nin ilerlemesinin, performansının, bir anlamda ‘artık güneşin balçıkla sıvanmayacağı’ gerçeğini de ortaya koyduğunu söyledi.

Ergün, Türkiye’nin bir güneş gibi yükseldiğini belirterek, şunları kaydetti:

Bu gelişmeler, ‘güneş balçıkla sıvanmaz’ sözünü bir kez daha hatırlatmaktadır. Biz onlara (Kredi derecelendirme kuruluşlarına) çok fazla bakmıyoruz aslında, biz işimize bakıyoruz. Çünkü Türkiye’nin gerçek potansiyelini biz biliyoruz. Türkiye’nin ne yapacağını, Türkiye’nin imkanlarını biz biliyoruz.

Türkiye’deki istikrar ve güven ortamının Türkiye’ye kazandırdıklarını biliyoruz. Onların her zaman bunu takdir etmelerini de beklemiyoruz açıkçası. Etmiyorlardı da zaten ama şimdi yavaş yavaş onların da takdir etmekten uzak kalamadıkları bir atmosfer yaşanıyor. Bu iyi bir şey. Eminim daha iyi değerlendirmeler yapacaklardır.”

http://www.sanayi.gov.tr/NewsDetails.aspx?newsID=7105&lng=tr