19. Milli Eğitim Şurası’nda, Genel Başkanımız Veli Demir’in katılım sağladığı “Öğretmen Niteliğinin Artırılması” Komisyonu çalışmalarını tamamladı.
Eğitim-İş’in önerileri ve mücadeleleri doğrultusunda öğretmenlerin özlük hakları konusunda birçok iyileştirme içeren kararlar, Şura Genel Kurulu’nda oylanacak. Komisyon kararları şöyle:
Rotasyondan Vazgeçilmesi
Milli Eğitim Bakanlığının uzun zamandır gündeminde olan Rotasyon uygulamasından vaz geçilmesi, bunun yerine kalkınmada öncelikli bölgelere öğretmenlerin gitmeleri için çeşitli teşvikler verilmesi kabul edildi.
3600 Ek gösterge
Öğretmenlerin maaşlarındaki ek gösterge oranın 3000’den 3600’e çıkarılması ve bu oran üzerinden emekli olunması kabul edildi.
4 Yıla 1 Yıl Yıpranma payı
Birçok meslek grubunda olan 4 yıla bir yıl yıpranma payının verilmesi önerisi komisyonda kabul edildi.
Nöbet görevinin ücretlendirilmesi ve Norma dahil edilmesi
Öğretmenler için angarya niteliği taşıyan nöbet görevinin ücretlendirilmesi ve nöbet tutulan saatlerin norm ile ilişkilendirilmesi kabul edildi.
Yüksek Lisans ve Doktoraya Ek Derste Zam
Yüksek lisans ve doktora yapan eğitim çalışanlarının ek ders ücretlerinin artırılması, ek ders ücretlerine yüksek lisans için %25, doktora için %40 oranında artış yapılması kabul edildi.
Tüm atamalarda mülakat sisteminin kaldırılması
Tüm öğretmen ve yönetici atamalarından mülakat sisteminin kaldırılması önerisi kabul edildi.
Komisyon kararlarını değerlendiren Genel Başkanımız Veli Demir, Şura kararlarının bağlayıcılığının olmadığını, AKP iktidarı döneminde bugüne kadar şuralarda alınan ve öğretmenlerin lehine olan hiçbir kararın uygulamaya konulmadığını vurguladı. Demir, “Söz konusu komisyonda alınan ve öğretmenlerin lehine olan bu kararların da uygulanmayacağı yönünde endişelerimiz bulunmaktadır. Ancak Eğitim-İş olarak bu kararların uygulanması için her türlü demokratik ve meşru mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Demir, “Öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri”nin görüşüldüğü komisyonda, Osmanlı Türkçesi’nin zorunlu ders olarak bütün liselerin öğretim programlarında yer almasının benimsenmesini de şöyle değerlendirdi:
“Osmanlı Türkçesi’nin liselerde zorunlu ders olarak bütün liselerin öğretim programlarında yer alması önerisi oy çokluğuyla kabul edilmiştir. Ancak Osmanlıca öğrenilmesi okunması ve yazılması çok zor bir dildir. Resmi dilimiz Türkçe’nin çocuklarımıza yeteri kadar öğretilemediği açıkken bu dilin zorunlu olarak okutulmasını yanlış buluyoruz. Yeterli öğretmen bulunmadığı biliniyorken Osmanlıcanın liselerde zorunlu hale getirilmesi mümkün değildir. Öğrencilerin eski dille yazmayı, Osmanlı Türkçesi harflerini öğrenmeleri ne için gereklidir? Bunu sorgulamak gereklidir. Osmanlıcanın zorunlu ders olarak kabul edilmesi durumunda, 20. Milli Eğitim Şurasında Arapça’nın zorunlu ders olarak okutulması gündeme gelecektir. Devrim Yasalarına açıkça aykırı bu durum gelecekteki sonuçları itibarıyla mevcut laik hukuk düzenini sarsan, toplumsal yapıyı değiştiren sonuçlar yaratacaktır.”