Mutluluğunun Mimarı Sensin

blog yazarı
SEW_DE

Mutluluk, aramakla bulunacak bir şey değildir. Onu inşa etmek gerekir.
Bu hayata, iç benliğimizi tanımak, seyir halimizde her türlü farklı enerjiyi tanırken, bize katkıda bulunan, yardımcı olan, enerjimize enerji katan bireyleri görürüz. Kimisini tanımaktan onur duyarız. Kimini tanıdığımıza pişman oluruz. Onur duyduklarımızın tercih ve seçimleri işimize gelmediğinde, içimizde oluşan o volkanı nereye döndürsek diye düşünürken, çevremizdeki en zayıf halka olan seçtiğimiz kişiye yükleniriz. Bu kişi de genellikle bizi en iyi taşıyan kişi olur. En iyi tanıyan, kusurlarımızı hoş gören..

Bir insanın kusuru hoş görülürken, hedef olarak seçilen kişinin otomatik olarak üstlendiği zorunlu sorumluluk duygusunu hiç düşündük mü?
Sorumluluk duygusunu hiç kimseyi dahil etmeden, kendimiz üstlendiğimizde ise bu duygumuzda ne kadar yalnız kaldığımızı anımsadınız mı içimizdeki duyguyu anlamayan kalabalık kitlelerde yer bulurken…

Kendimizi ifade etme yetileri, bize bahşedilmişken, bu durumu bizim yerimize hayatımızı kolaylaştıracak olan kişiye bırakmak, düşünemediğimiz, aslında tam da kullanılmak üzere seçilmiş olan kişiye haksızlık olur diye düşünüyorum.

Hepimiz bu dünyaya, üzerimizde ışıldamayı bekleyen cevherle geldik. Herkes, var olan potansiyeli yanında, bir de yapabileceği hususları öğrenme gayesinde bulunursa, yeniden doğmanın şevkini tadar bu dünyada. Başarmanın ne kadar kutsal olduğunu kendisine kanıtlar. Ve gerçek sorumluluk sahipleri birlikte olma duygusunun aşkına varır. Bir olma duygusu budur. Değer veren, değer görür. Aklı olan aklını kullanır. Hizmet eden, hizmet görür. Yüreği olan, ritmi duyar. Fayda sağlayan, faydayı fark eder. Güzel bir kelamla, güzel sözleri işitir iç benliğinde…