Lütfen çocukları damgalamayın, sınıflamayın, ayrıştırmayın

Bir süre önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda zekâ taramasının başlatıldığı, hâlihazırda 800 bin çocuğun taramasının yapıldığı ve taramaların devam edeceği açıklandı. Bizler çocuk ve ergen psikiyatri profesyonelleri olarak uygulamanın doğurabileceği olumsuzluklara dikkat çekmek istiyoruz.

Zekâ halen net olarak tanımlanamayan çok boyutlu, soyut ve karmaşık bir kavram olup, bu kavramı tek başına zekâ testlerinden elde edilecek “IQ puanı” ile değerlendirmek mümkün olmamaktadır. Zihinsel yeteneğin, testlerden elde edilen puanlar yerine, uyumsal becerilere göre değerlendirilmesi önerilmektedir. Soyut düşünme, diğer insanların düşünce, duygu ve deneyimlerini anlayabilme, empati, kişiler arası iletişim, karşılaşılan yeni durumlara uyum sağlayabilme, boş zamanları değerlendirebilme, kişisel bakım becerileri, davranışları kontrol edebilme, okul/işteki görevleri organize edebilme, farklı düşünceler arasında bağlantı kurabilme gibi beceriler uyumsal beceriler arasında sayılmaktadır. Günümüzde bu uyumsal becerilerin her yönünü değerlendirebilecek bir zekâ testi bulunmamaktadır. Dolayısıyla zekânın sadece test puanına bakılarak değerlendirilmesi, çocuğun gerçek durumunu doğru olarak yansıtmayacak; bu testlerden düşük puan alan bir çocuğun düşük zekâ seviyesine sahip olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Ek olarak, herhangi bir ihtiyaç hali olmadan her çocuğa zekâ testi uygulanması ve yapılan test sonuçlarının doğru kabul edilmesi, çocuklara ekstra yükler yükleyecektir. “Üstün” ya da “üstün olmayan” şeklinde damgalanan çocukların test sonuçlarına göre sınıflandırılması, bu çocukların, duygusal istismardan akran zorbalığına kadar giden geniş yelpazede çeşitli travmalara maruz kalmalarına sebep olabilecektir. Test sonuçlarına göre yapılan sınıflama, ayrımcılığa yol açarak “üstün değil” olarak damgalanan çocukların özgüvenlerinde zedelenmeye, benlik saygılarında düşmeye neden olabilecektir. “Üstün” olarak etiketlenen çocuklarda ise yanlış bir özgüven yükselmesine sebep

olup çocuğun kendisini “üstün” görmesine, çabalamaktan vazgeçmesine ya da yüksek düzeydeki beklentilerin ağırlığı altında harap olmasına yol açabilecektir.

Zekâ testleri ihtiyaç olan durumlarda uygulanmalı ve testin eğitimini almış uzmanlar tarafından yapılmalıdır. Algılaması ve gelişimi yaşıtları ile aynı düzeyde olmayan ya da herhangi bir sebeple uyum sorunları yaşayan çocuklarda sorunun kaynağını bulabilmek amacıyla, çocuğun yüksek yararı düşünülerek uygulanabilir. Test sonuçları, çocuğun klinik durumu ile birlikte deneyimli bir çocuk psikiyatristi tarafından yorumlanmalıdır. Zekâ testleri tarama aracı olarak kullanılmamalıdırlar.

Lütfen çocukları damgalamayın, sınıflamayın, ayrıştırmayın. Çocukların yüksek yararı için, bu yanlış uygulamanın en kısa sürede son bulması gerekliliğini ve bu konuda gerekli girişimlerde bulunacağımızı basına ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği

Yönetim Kurulu