İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI TEK HÜCRELI CANLILAR

İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK MATEMATİK VE FEN BİLİMLERİ PROJE ÇALIŞMASI

Bu Benim Eserim Matematik ve Fen Bilimleri Proje Yarışması

Projenin amacı: İnsan sağlığına zararlı mikroorganizmalar veya mikroplar hakkında bilgi toplamak, onlardan korunma yöntemlerini ve günlük yaşantımıza ilişkin pratik bilgiler hazırlamaktır.

Projenin hedefleri  :

Konu hakkında genel bilgi toplamak.İnsan sağlığına zararlı  mikroorganizmaların veya mikropların en yaygın olanlarını tespit etmek.Günlük yaşantıda mikroplardan korunmaya yönelik genel pratik tedbirler belirlemek.

Proje çalışmaları sırasında gerçekleştirilen faaliyetler:

Ders öğretmeni ile proje konusunun kararlaştırılması,

Proje konusu ile ilgili kaynak kitap, dergi, televizyon, gazete taramasının yapılması,

Elde edilen resim, şekil, grafik, yazı gibi bilgilerin ilk gruplandırmasının yapılması,

Raporun görsel resim, şekil, grafik gibi unsurlarla zenginleştirilmesi,

Proje sunumunun hazırlanması,

Kullanılan yöntemler:

Kaynak taraması, röportaj

Ulaşılan sonuçlar  :

Yalnız mikroskopla görülebilecek kadar küçük olan, son derece basit yapılı, tekhücreli canlılara mikroorganizma ya da mikrop denir. Bu terimlerin her ikisi de çok küçük canlı anlamındaki Yunanca sözcüklerden türetilmiştir. Ama günümüzde, bütün bu tekhücreli canlıları mikroorganizma adı altında toplayıp, yalnızca hastalık yapan zararlı türlerine mikrop deme eğilimi daha yaygındır. Gerçekten de bu minik canlıların çok az bir bölümü insan, hayvan ve bitki sağlığı için tehlikeli olduğu halde, pek çoğu zararsız, hatta yararlı canlılardır. Örneğin yiyecek ve içeceklerin mayalanmasını, ölen canlıların dokularındaki maddelerin ayrışarak doğaya karışmasını sağlayan hep mikroorganizmalardır.

Akşemsettin;Fatih Sultan Mehmet’in hocası ve aynı zamanda bir âlim olan Akşemsettin, 15 inci yüzyılın ilk yarısında insanlar ve hayvanlar arasında hastalıkları taşıyan, gözle görülmeyecek kadar küçük canlılar yani mikroplar olduğunu tespit etmiş, bu kapsamda alınabilecek tedbirler önermiştir. Temizlik kurallarına uyulması gibi.Bütün bu mikroorganizmalar içinde, en çok hastalık etkenini barındıran grup bakteriler ile virüslerdir. Tekhücreli hayvanlardan ve mantarlardan ileri gelen hastalıklar hem sayıca daha azdır, hem de bakteri ve virüs hastalıkları kadar tehlikeli değildir.

Bakteriler bir yandan üzerinde asalak yaşadıkları canlının besinini çalarak direncini kırarken, bir yandan da toksin denen zehirli atıklarıyla canlıya zarar verirler. Vücudun bağışıklık sistemi bu zehirli maddelere karşı hızla ve yeterince antitoksin üretebilirse, toksinler etkisiz duruma gelir ve insan hastalanmaz.

Virüslerin hastalık yapıcı etkisi bakterilerinkinden daha farklıdır. Bu küçük canlılar içine girdikleri vücut hücresini ele geçirerek çoğalır ve sonunda hücreyi parçalayarak hastalığa yol açarlar. Örneğin grip virüsü boğazdaki hücrelere yerleştiği için gribe yakalandığımız zaman boğazımız ağrır.

 

Bazı tekhücreli asalaklar da insan vücuduna yerleştiğinde tıpkı bakteriler ve virüsler gibi hastalığa neden olabilir. Örneğin mikroskopla bakıldığında birer pelte damlasını andıran ve doğal yaşamda zararsız canlılar olan amiplerin bir türü insanın bağırsaklarına yerleştiğinde amipli dizanteri denen hastalığa yol açar.

 

.Günlük hayatta mikropların yol açtığı bazı hastalıklar

Virüslerin neden olduğu bulaşıcı hastalıklardan bazıları;

Kızamık, kabakulak,su çiçeği,soğuk algınlığı,grip,ishal,uçuk

Bakterilerin Neden Olduğu Bulaşıcı Hastalıklardan Bazıları;

Verem, tifo, kolera,gıda zehirlenmeleri ve sıtma

Sonuçların değerlendirilmesi

Bütün canlılar gibi insanlar da her an mikroplarla karşı karşıyadır. Ama mikropların çoğu vücuttan içeri girip dokulara yerleşmedikçe hastalık yapamaz. Vücut yüzeyini örten deri, mikropların içeri girmesini engelleyen çok iyi bir koruyucu katmandır. Gene de bazı mikroplar, örneğin sıtma asalağı, kendisini taşıyan sivrisineğin iğnesini batırarak deride açtığı minicik delikten içeri girerek bu engeli aşabilir.

Burun delikleri ve ağız gibi açıklıklardan mikropların girmesi daha kolaydır. Ama bu tehlikeye karşılık insanın solunum yollarında çok etkili bir temizleme ve süzme sistemi bulunur. Burundan başlayarak bütün solunum yolu, yabancı parçacıkları tutan yapışkan bir salgıyla kaplıdır. Solunum yolunu döşeyen hücrelerin titrek tüycükleri hareket ettikçe bu sümüksü salgı boğaza doğru ilerler ve yutularak mideye iner. Eğer içinde mikroplar varsa, midenin salgıladığı asit ve enzimler bu canlıları parçalayarak zararsız duruma getirir.

Bütün bu engellere karşın vücuda girmeyi başaran mikropların karşısına bu kez ikinci bir savunma duvarı çıkar. Bu savunmanın temel direği, fagosit denen ve yabancı parçacıkları yok etmekle görevli olan bazı akyuvarlardır. Bu özelleşmiş hücreler yabancı parçacığın çevresini kuşatır ve içine alarak enzimleriyle yok eder. Fagositlerin bir bölümü derinin ya da solunum yolu ile bağırsakların içini döşeyen zarın hemen altında bulunur. Vücudun bu bölgeleri, saldıran mikropları yutabilecekleri en uygun yerlerdir.

Eğer mikroplar kana karışırsa, bu kez de karaciğer ve dalaktaki fagositler işe girişir. Bu önleme karşın mikropların sayısı hastalığa yol açacak kadar artarsa, vücudun öbür bölgelerindeki fagositlerin büyük bölümü hızla o bölgeye gönderilir. Böylece mikroplar ile savunma hücreleri arasında kıyasıya bir savaş başlar.

Deri ve sümüksü salgı gibi engeller ile fagositler, insanın doğuştan var olan savunma sisteminin birer parçasıdır. Bir mikropla ilk kez karşılaşıldığında o mikroba karşı kazanılan bağışıklık ise, sonradan edinilen ikinci ve güçlü bir savunma mekanizması oluşturur. Bu nedenle, bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en etkili yolu aşılanmaktır.

Bulaşıcı hastalıklarla etkin mücadelede; çevre koşullarının olumlu hale getirilmesi, yeterli ve sağlıklı içme-kullanma suyunun temini, kişisel temizlik kurallarına uyulması ve gıda güvenliğinin sağlanması gerekmektedir.

Proje konusu ile ilgili literatür taraması

Tıp kitapları,dergi,gazeteler

Faaliyetlerin takvimi

Kaynak taraması                                                    : Bir Hafta

Proje amacının ve hedeflerinin belirlenmesi    : Bir Gün

Proje hedefleri doğrultusunda toplanan bilgilerin yeniden gruplandırılması : İki Gün

Proje raporunun hazırlanması                             : Üç Gün

Proje sunumunun hazırlanması                         : Bir Gün

Proje bütçesi

Kaynak ayrılmamıştır

Proje hazırlarken destek aldığı kişi ve kurumlar hakkında bilgi  vb. açıklamalar

Annem babam öğretmenim