İklim Değişikliği ve Türkiye Çalıştayı

İklimimiz fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan insan kaynaklı sera gazlarının atmosferdeki birikimlerinin artması, ormansızlaşma, enerji, ulaştırma, konutlar ve sanayi süreçleri gibi çeşitli insan etkinlikleri yüzünden hızla değişmektedir. İklim değişikliği, sıcak hava dalgaları, artan ve şiddetlenen kuraklıklar, taşkın ve seller ve giderek daha değişken dolayısıyla öngörülmesi zorlaşan şiddetli hava ve iklim olayları ve afetleri yoluyla, küresel gıda üretimi ve gıda güvenliğine yönelik en büyük tehditlerden birini oluşturmaktadır. Örneğin Türkiye 2021 yazında, iklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı etkilerinin gözlenen sonuçlarıyla ilişkili sıcak hava dalgaları, kuraklık olayları, orman yangınları, kuvvetli ve şiddetli yağışlar, bunlarla bağlantılı seller/taşkınlar ve heyelanlar vb. gibi şiddetli hava ve iklim olayları ve afetlerini yaşamıştır. Önümüzdeki yıllarda insan kaynaklı iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nın tropikleşmesini -henüz bir kış mevsimimiz olmasına karşın- ve yılın büyük bölümünde tropikal sıcaklık rejiminin egemen ve etkili olmasına yol açacaktır.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” adlı IPCC 6. Değerlendirme Raporu 1. Çalışma Grubu Politikacılar İçin Özet raporuna göre, İklim sistemindeki değişiklikler Dünya’nın her bölgesinde ve tüm iklim sisteminde gözlenmektedir. Dahası, iklimde gözlemlenen değişikliklerin çoğu, binlerce yılda eşi görülmemiştir ve çoktan harekete geçmiş olan bazı değişiklikler (sürmekte olan deniz seviyesinin yükselmesi gibi) yüz binlerce yıl içinde geri döndürülemez durumdadır. İklim değişikliği, farklı bölgelerde çok sayıda farklı değişikliğe yol açmaktadır ve bunların tümünün daha fazla ısınma ile artacağı öngörülmektedir. Örneğin:

● İklim değişikliği su döngüsünü şiddetlendirmektedir. Bu değişim, birçok bölgede daha yoğun yağış ve buna bağlı seller ve daha yoğun kuraklık olaylarına yol açmaktadır.

● İklim değişikliği yağış desenlerini etkilemektedir. Yüksek enlemlerde yağışın artması olasıdır; ancak subtropiklerin büyük bölümlerinde azalması öngörülmektedir.

● Kıyı bölgeleri, 21. yüzyıl boyunca deniz seviyesinin sürekli yükselmesine tanık olunacak, bu da alçak alanlarda daha sık ve şiddetli kıyı taşkınlarına ve kıyı erozyonuna katkıda bulunacaktır. Daha önce 100 yılda bir oluşan aşırı deniz seviyesi olayları, bu yüzyılın sonunda her yıl gerçekleşebilir.

● Daha fazla ısınma, permafrost erimesini ve mevsimsel kar örtüsünün kaybını, buzulların ve buz kalkanlarının erimesini ve yaz mevsimi Arktik deniz buzunun kaybını artıracaktır.

● Denizlerde daha sık ısı dalgaları, okyanus asitlenmesi ve azalan oksijen seviyelerini içermek üzere, okyanusta oluşan değişiklikler, hem okyanus ekosistemlerini hem de onlara bağlı olan insanları etkilemeye devam edecektir. Bu değişiklikler en azından bu yüzyılın geri kalanında sürecektir.

● Şehirlerdeki kentsel ısı adası etkisi, yoğun yağış olaylarından kaynaklanan su baskınları ve kıyı kentlerinde deniz seviyesinin yükselmesi gibi iklim değişikliğinin bazı yönleri şiddetlenecektir.

“İklim Değişikliği ve Türkiye” temalı bu Çalıştayın amacı, yukarıda özetlemeye çalıştığımız gözlenen ve öngörülen iklim değişikliklerini ve bağlantılı bilimsel güncel konuları aşağıdaki ana oturum başlıkları altında -COVID-19 pandemisi koşulları yüzünden- çevrimiçi olarak Türkiye açısından tartışmayı ve değerlendirmeyi hedeflemektedir:

1. OTURUM: KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TÜRKİYE’DE EKSTREM (AŞIRI) İKLİM OLAYLARI VE AFETLERİ

2. OTURUM: KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TÜRKİYE’DE DOĞAL EKOSİSTEMLER VE TARIMA ETKİLERİ

3. OTURUM: KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, İKLİM DİPLOMASİSİ VE İKLİM ETİĞİ

4. OTURUM: KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TÜRKİYE’DE HALK SAĞLIĞI

Çalıştay Tarihleri: 25-26 Kasım 2021 (Pandemi koşulları nedeni ile uzaktan/sanal olarak gerçekleştirilecektir)

Çalıştay ile ilgili tüm teknik sorularınız için; fulya_ege_edu@hotmail.com adresine e-posta ile ulaşabilirsiniz.

EGE ÜNİVERSİTESİ
https://iklimdegisimi.ege.edu.tr/index.php