Her şey dahil mi?

blog yazarı
Emel URUÇAY

Merhaba özlenenler ve özleyenler. Yazmasan da olur diyenler size de merhaba… Yaz dönemi dolayısıyla tatile çıkan beynim geri gelerek beni mutlu etti ve tekrar yazmaya başlayabilirsin dedi. Tatil sonu genellikle ilk konu klasik olarak gezi notları veya tavsiye edilen mekanlar olur ya, benimki de bu konulara yakın bir yazı olacak. Her şey dahil sistem otellerin süper eğlenceli aktiviteleri ile eğlenen konukların çilesini çeken ve çoğunlukla görünmezmiş gibi davranılan otel hizmetlileri.

Yemeklerini büyük bir özenle yapan ve acaba beğenilecek mi diye açık büfe standında heyecanla bekleyen aşçının; “neden daha değişik yemekler yok ki!” cümlesini duyunca yıkılışını, çöp toplayan görevlinin farkına varılmadan gözünün önünde yerlere atılan peçetelerin dansını düşünün… Tabiî ki de bunlarla bitmedi, her şey dahil sistem yeni başlıyor. Havuza tuvaletini yapan çocuğunu uyarmayan konuğun temizlik görevlisine sinirli bir şekilde emir vermesi miydi ki her şey dahil?

Okumayı seven bir garsonun, kitabımı gördüğünde yanıma gelerek “özür dilerim bana yakışmaz ama kitabınızı çok merak ettim, konusunu öğrenebilir miyim?” demesiydi her şey dahilin kalp sızısı. Can kurtaran görevlisinin konukların hayatını kurtarması için güneş altında oturtulmasıydı her şey dahilin üzüntüsü.

Görünmez otel hizmetlileriydi tatilin rahat geçmesini sağlayan. Verdikleri emeklerdi sistemi düzenleyen. Tek bir gülümseme, küçük bir selam onları işe bağlayan, kendilerini görünür hissettiren. Gittiğiniz tatillerde tüm hizmetlilerin görünür olması dileğiyle…