Sanırım 3-4 sene oldu, genç bir mimar kızımız medyaya bol bol beyanat vermişti, ben astronomi ve uzay mimarıyım şeklinde. O zaman çok gülmüştük ama daha sonra uzay labaratuarında kullanılan modül mimarisinin ilgisini çektiğini anlamıştık. Ben bugün size gezegen mimarisini anlatacağım ama biliyorsunuz ben mimar değilim. Peki gökbilimciler neden böyle bir konuyla ilgileniyorlar. Güncel konumuz TOKİ konutlarının mimarisinin tartışıldığı şu günlerde gezegen mimarisi ilgi çeker diye düşündüm.
1995 yılından bu yana 5332 ötegezegen keşfedildi. İçinde bulunduğumuz gezegen sistemine nasıl Güneş sistemi diyorsak, bunlarada yıldız sistemleri diyoruz. Bulunan ötegezegenler 3931 yıldıza ait. Yani bazı yıldızların çevresinde dolanan 1 gezegen varken bazıların birden fazla gezegen olabiliyor. Bugüne dek sanırım 7 gezegenli 2-3 sistem bulundu. Avrupalı bir grup bilimci çok gezegenli sistemlerin mimarisine bakmışlar ve bunları sınıflamışlar. Biliyorsunuz bilimsel araştırmada verileri sınıflamanın anlatılmayacak yararı vardır.
Güneş sistemini çok iyi biliyoruz, güneşe yakın küçük boyutlu gezegenler var, güneşten uzak dev boyutlu gezegenler var. Üniversitede uzun yıllar “gezegenler sistemi” isimli bir ders verdim, bunun çok güzel bir oluşum teorisi de vardır. Gezegen mimarisi dediğimiz bu, acaba ötegezegenlerde de böyle bir sıralanma var mı? Bu açıdan baktıklarında yıldız sistemlerini dört farklı gruba ayrıldığını görmüşler. Bizim sistemimize benzeyenlere sıralı, düzenli sistemler adını vermişler.
İkinci grubu düzensiz sistemler oluşturuyor, yani yıldızına yakın büyük kütleli dev gezegenler, yıldızında uzaklaştıkça küçük gezegenlerin olduğu sistemler. Bizim sistemimizin tersi bir durum söz konusu. Üçüncü grubu karma sistemler oluşturuyor, yani yıldızına yakın uzak dağılmış küçük ve dev gezegenlerin olduğu sistemler. İlişik şekili incelerseniz konuyu daha iyi anlarsınız. Dördüncü grubu benzer sistemler oluşturuyor, onu da bakla tanelerine benzetmişler genelde. Bakla ayıklarken içini açtığınızda 4-5 bakla tanesi hemen hemen aynı boyuttadır.
Bu benzer sistemleri yaklaşık her 10 sistemin 8’ini oluşturuyor, yani evrende bunlardan bol miktarda bulunuyor. Bizim sistemimiz yani düzenli olanlar çok nadir diyor araştırmacılar ama bir sayı vermemişler. Ne kadar nadir olduğunu şuradan anlıyoruz, 10 sistemden 2’si diğer üç gruba ait. Peki bu sınıflamanın kaynağı nedir diye sorduğunuzda hem gezegenlerin ortaya çıktığı gaz ve toz diskinin kütlesinin hem de ilgili yıldızdaki ağır elementlerin bolluğunun rol oynadığına dair göstergelerin olduğunu ileri sürüyorlar.
Boyutu küçük, düşük kütleli bir diskten oluşan ve yıldızı ağır element açısından biraz zengin ise gezegen sistemleri benzer oluyor Sistemin yıldızında ağır element bolluğu fazla, büyük boyutlu ve çok kütleli disklerden oluşan gezegenler düzenli veya düzensiz olabiliyor. Karma sistemler ise orta büyüklükteki disklerden meydana geliyor. Gezegenlerin evrimi sırasında çarpışmalar ve fırlatmalar bu tür mimarinin yapısını değiştirebilir.
Sevgilerimle…