Çöp deyince hemen aklınıza pis, kokuşmuş, hiçbir işe yaramayan artıklar gelir. Bu kelimeyi duyduğunuz andan itibaren birçoğunuzun hemen gözünde canlandırdığını ve yüzünü ekşitmeye başladığını hayal edebiliyorum. .Ama çöpe attığımız her şeye de “çöp” demek ne kadar doğru olur sizce?
Bizlerde pek alışkanlık haline gelmemiş olsa da birçok gelişmiş ülkede plastik, cam, kâğıt, metal gibi geri dönüşümü olan atıkları çöp tenekesine atmak yasaktır, cezası vardır. Bunun yanında meyve, sebze gibi bitkisel artıklarda çöpe atılmayıp kompost haline getirilerek tekrar geri dönüşüme uğratılırlar. Hatta bu durum bazı ülkelerde öyle bir hale gelmiş ki geri dönüşümlü bu ürünleri rastgele çöpe attığınızda ayıplanası bir durum olarak görülüyor .Ayrıca yasalar çerçevesinde de suç işlemiş oluyorsunuz. İsveç atık bertarafı ve geri dönüşümü konusunda dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biridir. Öyle ki kağıt, plastik, teneke, ayrımını zaten çoktan yapmışlar, ayırmadan çöpe atmak yasak. Şuan ki dertleri ise evsel atıklardan biyogaz elde etmek. Hatta ediyorlar da daha fazla nasıl yaparız tasasındalar… Geçtiğimiz aylarda da elektrik üretmek için yeterli çöpleri kalmadığı, dışarıdan çöp ithal etmek zorunda kaldıklarını da muhtemelen medyadan duymuşsunuzdur. En ilginci de kişi başına en çok suya sahip ülkelerden biri olmalarına rağmen kişi başına en az su tüketilen ülke de olmaya çalışıyorlar. Kışın en fazla dört beş saat güneş görmelerine rağmen güneşten en çok enerji üreten ülke olmak istiyorlarmış. Bununda yanında dışkılarını bile geri dönüştürme peşindeler. Zaten bu konuda da uygulamaya geçilmiş çalışmalar mevcut.
Bu çalışmalardan bazılarına şöyle bir göz gezdirelim…
Sanergy firması gelişmekte olan ülkelerde hem hijyen sağlamakta hem de tuvalet atıklarından enerji ve gelir elde etmekte. Sanergy Kenya’da yeni bir geri dönüşüm modeli kullanarak tuvalet atıklarından enerji ve gelir elde edilmesini mümkün kılıyor. Kenya’da barakalarda yaşayan sekiz milyon insan hijyen koşullarından uzakta yaşıyor .Bu projeyi geçtiğimiz yıl başlatan Sanergy, hijyen için dört aşamadan oluşan bir çözüm öneriyor. İlk olarak düşük maliyetli hijyen merkezleri kuruyor. Bunlardan her birinde 77 kişiye hizmet verecek kapasitede sıcak duş ve tuvalet bulunuyor. Bu merkezler daha sonra ülkedeki girişimciler için franchise sistemiyle pazarlanıyor. Girişimciler mikro finansman sağlayan bankalarca destekleniyor. Tuvalet atıkları hava geçirmez konteynırlar da toplanıyor ve her gün el arabaları vasıtasıyla en yakın işleme tesisine gönderiliyor. Kamyonlar atıkları ana işleme tesisine götürüyor, burada atıklar ulusal şebekeye satılabilecek şekilde enerjiye dönüştürülüyor. Dönüştürme işlemi sonucunda büyük ya da küçük çaplı çiftliklerde kullanılabilecek olan organik gübre oluşuyor [2]
Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelerde atık artan insan sayısı ile birlikte artmakta ve büyük bir sorun haline gelmektedir. Bunun en önemli sebebi de bilinçsiz tüketim sonucu meydana gelen israftır. Şuan ülkemizde az da olsa atık plastik, metal ve kağıtların geri dönüşümü sektör haline gelmiş bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Bunun yanında kimyasalların bertaraf edildiği işletmelerde yer almaktadır. Ancak çıkan atıkların yanında bu işletmelerin kapasiteleri yeterli olamamaktadır.
Bir güzel geri dönüşüm örneği de INTELLI PAPER markasından; firma atık kağıtları USB bellek programlanabilir belleklere çevirerek kartvizitleri, postaları, tebrik kartlarını neredeyse her tür kağıdı kolay ulaşılabilir ve taşınabilir depolama aygıtlarına dönüştürüyor. Silikon hafıza çipini kağıt katmanlarıyla lamine edip üzerine iletken USB devrelerini basan yazıcı düşük maliyetli, geri dönüşüme uygun ve kişiselleştirilmiş bir USB bellek üretiyor. Bir zarf içinde binlerce fotoğraf yada bir kartvizit içinde ayrıntılı firma tanıtımı yapmayı mümkün kılan Intelli Paper ürünlerini resmi sitesinde farklı kullanıma uygun paketler halinde satışa sundu. [3]
Bir başka örnek projemiz bu sefer yakın komşumuz olan İran’dan. Taş kesme işlemi sonrasında ortaya çıkan atık taşları değerlendiren Tahran merkezli mimarlık bürosu Architecture by Collective Terrain “Apartman No.1” ‘i inşa etti. Atık taşların değersiz olmadığını, ticari fayda sağlanabileceğini göstermek amaçlı geliştirilen projeden 5 katlı görünümü ve tarzıyla eşsiz bir bina ortaya çıktı.
Yine ömrünü tamamlamış lastiklerin bertarafının büyük bir sorun haline geldiği günümüzde, ülkemizde de bir kaç firma bu konuya el atmış vaziyette. Ancak bu firmaların şu anki bertaraf yöntemleri yakarak veya parçalayarak dolgu malzemesi olarak kullanımını sağlayabilmektedir. Oysa İtalyan enerji ve Sürdürülebilir Kaynaklar Ulusal Ajansı tarafından yürütülen TyGRe projesi çerçevesinde hurda lastikten silikon karbit ve sentetik gaz üretimi gerçekleştirilebilmekte böylelikle silikon karbit düşük maliyetle üretilerek ekonomiye kazandırılmaktadır.
Son olarak yerli girişimcilerimizden Can Deniz Uysal arkadaşımızın çalışmasından örnek verelim. Metalurji Mühendisi Can Deniz Uysal Türkiye’nin ilk çip ve akıllı kart dönüşüm tesisini kurarak başta cep telefonlarındaki SIM kartlar olmak üzere neredeyse hayatımızın büyük bölümünde karşımıza çıkan çipli kartların içinde yer alan altın ve gümüşü ekonomiye kazandırmak amacıyla güzel bir proje hazırlamıştır.
Proje kapsamında SIM kartın yanı sıra kredi kartından, mağaza kartlarına kadar içinde manyetik alan veya çip bulunan ve yılda 30 milyonu çöpe giden kartlar geri dönüşüme alınacak. Ekonomi Bakanlığı’nın da destek olduğu çalışmanın pilot uygulamaları İstanbul’da başladı. Ayrıca proje İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin (İDDMİB), ilk kez düzenlediği ‘Metalik Fikirler 1. Ar-Ge Proje Pazarı’nda da ödül kazandı.[4]
Konumuzu burada sonlandırırken gelişmişlik düzeyini artırma çabasında olan ve ekonomisini güçlendirmek yolunda olan ülkemizin geri dönüşüme daha önem vermesi gerektiğini belirmeden geçmeyelim. Tabii kaynaklarından uzun vadede ve maksimum bir şekilde faydalanarak atık israfına son vermemiz gerekmektedir. Unutmayalım geri dönüşüm bizde başlıyor. Işığı uzakta aramak yerine geri dönüşümü kendimizde başlatmalıyız.Bu konuda günümüzde bol miktarda israf edilen temel beslenme kaynaklarımızdan olan ekmek israfı ile ilgili bir proje üzerinde çalışmaktayım. İnşaallah yakın bir zamanda projenin olumlu sonuçlarını sizlerle paylaşacağım.
Bir an düşünelim! Kaçımız plastiklerini, kağıtlarını ayırıyor, yıkadığı meyvesinin suyunu bahçesine döküyor ve kullandığı deterjan vb. ürünlerin çevreci olup olmadığına dikkat ediyor. İnsan olmamızdan ötürü doğaya karşı sorumluluklarımızı yerine getirmemiz şart. Unutmayalım doğanın bize ihtiyacı yok, bizim ona ihtiyacımız var. Aldığımız her nefesin hakkını vererek yaşayalım ve böylece yaşadığımız hayattan tat alabilelim…
Sağlıcakla kalın
Vahit KENAR
KAYNAKLAR
[1]
[2] http://isfikirlerivefirsatlari.com/is-fikirleri/yeni-is-fikirleri-is-fikirleri/insan-diskisindan-enerji-ve-gelir-elde-etmek/
[3]
[4]http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2012/11/06/sim-karttan-altin-cikardi