Elif Aydoğdu Ağatekin Seramik Sergisi ‘Boşu boşuna’ – Ankara Nurol Sanat Galerisi 16 Ekim Perşembe 18.30
18 Ekim 2014 Perşembe, 18.30 da bekliyoruz
Ankara Nurol Sanat Galerisi
Gelincik Sokak (Güneş Sokak Köşesi) 2/2
Güvenevler-Kavaklıdere/ANKARA
0312 468 86 70
0312 455 10 33
“boşu boşuna”
“Boşu boşuna”, ziyan olmuş ömürleri,
ziyan olmuş seramik malzemelerle anlatma
arayışıdır…
Ziyan olmuşluğun tadı; üzerine yepyeni
bir köprü yapılacağı için bir daha hiç
göremeyeceğiniz bir ormanda, sonuna kadar
yaşasaydınız ne olacağını tüm ömrünüzce
merak edeceğiniz yarım kalmış bir aşkın
silik izlerinde, çokça doğurup bakamadığınız
çocuklarınızda, uğruna evlatlar verilmiş ama
pekte kimsenin umuru olmayı başaramamış
isyanlarda ya da savaşların bizden kopardığı
her şeyde var…
Seramiğin ziyanlığı ise çöplüklerde gizli,
atılmış, vazgeçilmiş, kırılmış, çatlamış kimse
için kıymetliliği kalmamış bedeni kırık ruhu hala
kaliteli olan parçalar…
Bizim, ziyan olup giden ömürlerimiz gibi…Eğilip
o çöplüklerde, yerden kaldırdığım her parça
kıymetli, dağıtıp tekrar toplamak için sırladığım,
pişirdiğim tüm o parçalarla bu sefer anlattığım
her şey bu ziyanlıkla ilgili…
Eğer tüm bu parçalar ziyan olmuş ömürlerin
rehinliğinden kaçabilmenin bir izine
dönüşebilirlerse bir gün, “boşu boşuna”
yaşanmamış olacaktır bu kadar zulüm…
“in vain”
“In Vain” represents the quest for a depiction of wasted
lives using wasted ceramic materials…
A forest that you will not be able to see again because
it has been torn apart by a brand new bridge built upon
it, the fading traces of an unfulfilled love that you will
wonder forever what it would have turned out to be if
you had inhaled it completely, the many children that
you give birth to but that you have never been able to
take care of, the riots for which sons and daughters
have been sacrificed but that have failed to be noticed
by people or everything stolen from us by wars taste a
little bit like wastedness…
The wastedness of ceramic can be felt in pieces that
are hidden in dumping grounds; that are discarded,
abandoned, broken, or cracked; that are no longer
valued by any soul; and the bodies of which are broken
but the spirits of which are still quality…
Just like our lives that are wasted in vain…
Each piece that I lifted from the ground
in those dumping grounds is precious,
everything I told this time using all those
pieces that I glazed and fired to tear
apart and then to compose again is about this
wastedness…
If all these pieces should become a trace
of escaping from the captivity of wasted
lives one day, then all this cruelty has not
been suffered “in vain”…