Bugün, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu‘nda 2015 eğitim ve yükseköğretim bütçesi görüşülmektedir. Eğitim Sen olarak, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılması ve ekonomik kayıplarımızın karşılanması için TBMM Dikmen kapısı önünde bir araya geldik.
Burada, Genel Başkanımız Kamuran Karaca, hazırlanan eğitim ve yükseköğretim bütçesine ilişkin sendikamızın görüş ve değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı. Yapılan açıklamanın ardından, Genel Başkanımız ve MYK üyelerimiz Meclis‘e girerek, eğitim ve yükseköğretim bütçesine yönelik taleplerimiz kapsamında Türkiye çapında topladığımız 50 bin imzayı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu‘na sunuldu.
Genel Başkanımız Kamuran Karaca‘nın yaptığı açıklama metni:
Eğitime Yeterli Bütçe, Okullara İhtiyacı Kadar Ödenek Ayrılmalı,
Ekonomik Kayıplarımız Karşılanmalıdır!
Bugün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu`nda görüşülen 2015 eğitim ve yükseköğretim bütçesi, önceki yıllardaki bütçelerin kopyası sayılabilecek bir anlayışla, eğitim sisteminin ve yükseköğretimin en temel ihtiyaçlarını görmezden gelen, zorunlu harcamaların dikkate alındığı bir içerikte hazırlanmıştır. Siyasi iktidar, “kaçak” saraylara, makam uçaklarına milyarlarca lirayı bir kalemde aktarırken okullar kaynak yetersizliği nedeniyle dökülmekte, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanmaktadır.
Hükümetin yıllardır övündüğü MEB bütçesi rakamları sadece görünüşte artmakta, eğitim ve yükseköğretim bütçesinin büyük bölümü zorunlu harcamalara gitmektedir. MEB bütçesinin yüzde 68`i personel giderleri, yüzde 10`u sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere toplamda yüzde 78`i doğrudan doğruya personel için harcanmaktadır. Türkiye`de eğitim yatırımlarına ayrılan pay, AKP iktidarı döneminde yarı yarıya azalmıştır. Eğitim bütçesinden yatırımlara ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17 iken 2014 yılı itibariyle bu pay yüzde 9`a kadar gerilemiştir. Aynı dönemde eğitimin yükü büyük oranda velilerin sırtına yıkılmış, halkın cebinden yaptığı eğitim harcamaları son 12 yılda 5 kattan fazla artmıştır. Yıllardır eğitim bütçesinin asıl yükünü hükümet değil; doğrudan öğrenci velileri çekmekte, okulların en temel ihtiyaçları veliler tarafından karşılanmaktadır.
Siyasi iktidar temsilcilerinin her ağızlarını açtıklarında “eğitime en çok payı biz ayırdık” söylemlerine rağmen yıllardır hükümetin eli öğrencilerin ve velilerin cebinden çıkmamıştır. Kamu kaynaklarını özel okullara aktarma konusunda son derece bonkör davrananlar, sıra devlet okullarında yaşanan sorunlara gelince “kaynak yok” yalanına sarılarak devlet okullarını kendi kaderi ile baş başa bırakmıştır.
Ekonomik kayıplarımız karşılanmalı, sefalet ücreti dayatmasına son verilmelidir
2015`te Bütçe gelirleri yüzde 12 artarken, kamu emekçilerine ve asgari ücretlilere 2015`te yüzde 3+3 zam oranı üzerinden bir kez daha “sefalet ücreti” dayatılmaktadır. Bugüne kadar her yıl enflasyon farkı alan kamu emekçileri, hesap kitap bilmeyen, en temel matematik bilgilerinden bile yoksun olan Memur Sen`in 2014 yılı için enflasyon farkı talep etmemesi nedeniyle tarihin en büyük mağduriyetini yaşamaktadır.
2014 yılı için enflasyon farkı ödenmeyecek, ek ders ücretleri başta olmak üzere, aile ve çocuk yardımı, doğum ve ölüm yardımı gibi sosyal ödemelerde de 2013 yılı rakamları esas alınacaktır. Sürekli artan enflasyon rakamları nedeniyle yılın ikinci yarısında kamu emekçilerinin satın alma gücü belirgin bir şekilde azalmış, artan oranlı vergi dilimi uygulaması kamu emekçilerinin 2014 yılı gelirlerinde ortalama yüzde 12 erime yaşanmasını kesinleşmiştir.
2014 sonunda enflasyonun hükümetin hedeflediği yüzde 9,4 çıkması durumunda ortalama yüzde 6 zam alan eğitim emekçileri net olarak yüzde 3,4 gelir kaybı yaşayacaktır. 2015`te yapılacak olan yüzde 3+3 zammın, enflasyon farkı ödenmeyen 2014 maaşlarına göre yapılacak olması, maaşlarımızdaki erimenin 2015`te de süreceğinin kanıtıdır. Örneğin 2015`te en düşük devlet memuru her ay 61 TL daha az maaş alacak, yıllık kaybı 732 TL olacaktır. Memur Sen`in hesap kitap bilmeyen yaklaşımı yüzünden 2014`te hiçbir kalemde enflasyon farkı alamamanın bedelini tüm kamu emekçileri 2015`te de ödemeyi sürdürecektir.
Eğitim Sen olarak eğitime yeterli bütçe ve okullara ödenek ayrılması ve ekonomik kayıplarımızın karşılanması için ülke çapında başlattığımız imza kampanyası ile topladığımız imzaları TBMM`ye sunuyor, sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesi ve taleplerimizin karşılanması için somut adımlar atılmasını istiyoruz.
Eğitim Sen olarak taleplerimiz;
– MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır.
– Eğitimde yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalı, eğitim yatırımlarına ayrılan pay arttırılmalıdır.
– 2014 yılı enflasyon farkı ve ekonomik kayıplar “ek zam” olarak ödenmeli ve zam oranı 2015 bütçesi içinde yer almalıdır.
– Artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmeli, ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalıdır.
– 2015 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır.
– Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda iki kez en az bir maaş tutarında ödenmelidir.
– Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalı, ilk etapta 150 bin öğretmen, 50 bin yardımcı hizmetli ataması acilen yapılmalıdır.
– Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.