EĞİTİMDE MAKER HAREKETİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Eskiden sadece hayal ederdik; çocukluğumuzun ilginç kurguları. Şimdi ise zihnimizin içerisinde gezinen o tatlı düşünceleri harekete geçirme vakti. Tüketimin kaçınılmaz olduğu bu çağa, geri/ileri dönüşüm, inovasyon, açık kaynak gibi birçok yeni kavramla cevap veren yeni bir nesil, artık üretime geçiyor. Tabii ki “Maker Hareketi” ile.
Maker Hareketi (Maker Movement); teknolojiyle D.I.Y. (Do It Yourself / Kendin Yap) kültürünü bir araya getiren, dünyada her geçen gün daha çok yayılan bir akımdır. Maker Hareketi öncülerinden Dale Dougherty‘nin tanımına göre, “Maker ruhunun” temelinde
rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek, yoğun ezber bilgi yerine deneyim
var.
Peki Eğitim sistemimizde “Maker Hareketi” neden önemli?
Hareketin liderlerinden Chris Anderson’in da Makers kitabında belirttiği gibi, sanayi devrimi ve dijital devrimden sonra, sanayi ve dijitali iç içe geçiren belki de 3. bir devrim bu. Hem makinelerin, hem dijital dünyanın oldukça iyi bir olgunluğa geldiğini düşünürsek, ikisinin beraberliğinin belirgin bir değer yaratmasını beklemek çok da hayalperestlik olmaz.
3 boyutlu yazıcıların gelişmesi ile evde ya da çok basit atölyelerde istenilen üretimin yapılabilmesi, aurdino gibi basit elektronik devre kitlerinin bunlarla ve digital dünya ile entegre olabilmesi yapılabileceklerin sınırını hayal gücümüz ile belirliyor.
Artık zihnimizdekileri gerçeğe dökmek çok kolay. İnternetten bulacağımız modellerle, 3 boyutlu yazıcılar yardımı ile eskiden haftalarca süren ve çok pahalıya mal olacak prototipleri, bugün çok hızlı ve ucuza yapabiliyoruz. Arduino, Littlebits benzeri elektronik devreler ve bileşenler sayesinde, detay bilgiye ihtiyaç duymadan, yapabileceklerimiz hayal gücümüz kadar sınırsız. Yapmak istediğimizi bir arama motoruna yazıp yapmaya başlıyoruz. Ve uzun zaman almadan ürünlerimiz ortaya çıkıyor.
Ürünlerimizi oluşturduk peki bunları sergileyebiliyor muyuz?
Maker’ların yaptıkları işleri sergiledikleri bir de Maker Panayır’ları(Maker Faire) yapılıyor. Genelde ücretsiz ya da çok düşük ücretle, insanların ailece gelebileceği ve üretilen projeleri inceleyebileceği keyifli ortamlar. Bu panayırların Türkiye’de ilki İstanbul’da 2014 Kasım ayında yapıldı.
Maker‘ların toplanıp, beraberce ürettikleri mekanlara da makerspace ya da hackerspace adı veriliyor. Türkiye’de maalesef çok az sayıda böyle oluşumlar var.
Ayrıca Maker hareketinde patentlerinde önemini unutmamalıyız.
Maker’ların fikirlerinin ve ürünlerinin haksız rekabetten korunabilmesi ve Maker’lar ile sanayinin işbirliğinin doğru ve adil bir şekilde geliştirilebilmesi için ise patentler son derece önemli. Burada elbette değer yaratan, lisanslanabilir ve bir AR-GE sürecinin çıktısı olan patentlerden bahsediyoruz. Genç Maker’ların, ürünlerinin testten geçirilerek fikri mülkiyet haklarının alınması ve lisanslanması konularında profesyonel desteğe ihtiyaçları var. Lisanslanmış patentleri sayesinde Maker’lar ulusal ve uluslararası çapta yatırım alabilme, iş birlikleri geliştirebilme ve ortaklıklar kurabilme imkanlarına kavuştukları gibi yeni fikirler ve ürünler üzerine düşünmeye, araştırma ve geliştirmeye, üretmeye de devam edebiliyorlar.
Maker hareketi oluşumunu eğitim sistemimizde hızla yaygınlaşmasını ümit ediyorum; yaşadığımız dönemde artık üretmeye gerçekten ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
“Tüketmek yerine üret. Çok şeye gerek yok sadece hayal et.”
Meryem TOSUN Eğitim Uzmanı
