Muhalif her sesin susturulmak istendiği bir dönemde, her güne yeni skandallarla başlar olduk. Her günümüz hukuk, adalet, yaşam hakkı gibi kavramlara nefes verip; hakkımız olanı ve geleceğe dair umutlarımızı diri tutmakla geçer oldu. Toplumun yalansız, dolansız, sansürsüz bilgiye ulaşma hakkı da dün itibariyle büyük bir yara daha aldı.
Bilindiği üzere Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, toplumun geniş kesimlerince AKP ile IŞİD arasındaki işbirliğinin tartışıldığı ve Ortadoğu’nun kan gölüne çevrildiği bir dönemde, yayınladıkları “MİT tırları ile eli kanlı cihatçı çetelere ilaç değil, silah taşındığı” içerikli haberle siyasi iktidarın hedefine oturmuştu. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından haklarında açılan dava sonucunda ise Can Dündar ve Erdem Gül, “terör örgütü” ile ilişkilendirilerek “casusluk” iddialarıyla tutuklandı.
Belirtmek isteriz ki söz konusu tutuklama kararı, gazetecilik mesleğine ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına tehditkar bir sınır çizmiştir! Bu sınırın açık anlamı, ancak ve ancak AKP’nin arzuları doğrultusunda haber yapılabileceği, AKP’nin bilinmesini istemediği şeylerin toplumla buluşturulmasının “YASAK” olduğu ve bu sınırı geçenlerin cezaevine kapatılacağıdır!
Can Dündar ve Erdem Gül’ün “terör örgütü” ile ilişkilendirilmesi ve “casusluk” iddialarıyla tutuklanması, her geçen gün daha fazla sayıda insanın canice katledildiği bir bölgeye devletin silah taşıdığı gerçeğini değiştirmemektedir! “Terör” ve “casus” arayışında olanlar, öncelikle bu gerçeğin hesabını vermelidir!
Söz konusu “YASAK” politikası ile sadece gazetecilere değil, muhalif tüm kesimlere de bir mesaj verilmek istenmiştir. Türkiye, hükümete muhalif tüm kesimlerin kendisini fiili bir gözaltında hissetmesinin hedeflendiği ve “YASAK” çemberlerinin her geçen gün daha fazla daraltılmak istendiği bir ülke haline getirilmiştir. Bu nedenledir ki söz konusu davanın hukuki değil, siyasi bir dava olarak değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Çünkü sorunu tespit etme biçimimiz çözüme dair kapıyı aralama imkanını da sunmaktadır. Böylesi kararlarla karşılaşmaktan kurtulabilmemizin yolu, yan yana gelerek örgütlü bir toplum yaratmaktan geçmektedir.
Baskıya, zulme, tehditlere boyun eğmeyerek emek mücadelesini kararlılıkla yürüten bir sendika olarak, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını kınıyoruz! Mesleğine ve onuruna sahip çıkan Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün nezdinde toplumun hakikati öğrenme hakkına sahip çıkan ve bu doğrultuda mesleğini icra eden tüm basın emekçilerinin yanında olduğumuzun bilinmesini isteriz!