DÜŞÜNCE ÜZERİNE

blog yazarı
Selin Yıldırım

Düşüncenin eşittir özgürlük olduğunu daha hiç düşünmüş müydünüz? Ah gene düşünce dedim. Düşüncenin hala ne kadar önemli olduğunu görememek, saçmalık.

Ünlü düşünür Descartes’ın dediği gibi; Düşünüyorum, öyleyse varım. Böyle bir cümle de insanın aklına gelen ilk soru: İnsan düşünmeden var olamaz mı? Hayır olmaz, olamaz çünkü her doğru düşünmeden geçer ve yanlışa baş kaldırıyla. İnsan kendi doğrularını böyle yaratır çünkü biz insanlar diğer hayvanlardan ayrılırız; düşünebilme eylemimizle. O zaman biz neden bize sunulan bir yargıyı düşünmeden kabul edip bunu kendimize doğru olarak kabul edelim ki.

Bizler küçüklüğümüzden beri okullarda hep şunu gördük. Öğretmen haklıdır, Öğretmene karşı çıkılmaz, şayet karşı çıkılırsa notunu kırar. Tabi ki de bu yargıları genellemiyorum. Fakat bu durumun böyle olduğu yerler aşikâr. Örneğin hepimiz fizik dersi gördük orda bize öğretilen genel geçer kurallar vardır. Ama şunu unutuyoruz fizikte kesinlik yoktur. Bir yargı başka bir yargıyla geçerliliğini yitirebilir. O zaman biz neden düşünmeden yorum katmadan kabul ediyoruz. Aslında birçok öğrencinin fizik yapamıyorum demesinin sebepleri arasında gelir. Peki biz ne zaman düşünmeye başlarız? Neden demeye başladığımızda, işte o zaman sorgulamaya başlamışız demektir. Sorgulamak gerek ki doğruyu bulalım.

Kimisine göre de hayır demek düşünmektir. Hayır demek baş kaldırmaktır. Çoğu ebeveyn çocukları onların sundukları seçeneklere “hayır” dediği için çocuklarına hep yüklenir ya da öğretmeniyle tartıştığı için “ya notunu kırarsa” diyebilir ya da “neden hayır dedin ya başına bir iş gelirse?” diyebilir. Bırakın gelsin yıllardır hep küçüklere öğütler veriliyor peki kaçı bundan ders çıkartabiliyor? Hep şu denmez mi: İnsan yaşayarak öğrenir. Hah işte yaşasınlar çıksınlar batsınlar kötü olsunlar iyi olsunlar hoş tam da battıklarında, dipte olduklarında çıkabilirlerse öğrenmeye başlarlar. O zaman gelin düşünelim gelin batalım ve artık durduğumuz yerden bir adım atalım.