Hayatınızda ‘Bu anı hiç unutmayacağım’ değiniz bir an oldu mu? Şöyle bir düşünün kaç kez böyle bir cümle kullandınız ya da kaç anınız hayatınızda hiç unutmayacağınız bir yerde. Yaptığım bir araştırma sırasında bu soruyu sordum kendime.47 yıllık hayatımda 14 iyi kötü anıyı hatırlayabildim.Oysa koca bir yaşamın getirdikleri sadece 14 olabilir mi? Neler kaçırdım neleri görmedim diye uzun uzun düşünmeye başladım.
Şunu çok net görebiliyorum ki ; günümüz koşullarında birçok insan stres kaynaklı birçok rahatsızlık yaşamaktadır. İş ,aile, kişisel sorunlarımızın yarattığı düşünceler bir bakmışsınız hayatımızın çok büyük bir bölümünü almış götürmüş. Koca bir günün ardından ailemizle günü paylaşacak 3 ,4 cümleden başka bir şey yok ortada. Sadece dinlenmeye çalışmak ama dinlenirken bile günden kalan düşünceleri hala beyinde yaşatmak ertesi güne dinlendiğimizi sanarak başlamak.Çok yabancı gelmiyor değil mi?
Neden mi böyle bir konuyu ele almak istedim.Yeni öğrendiğim bir bilgi ‘ÇÖPÜ BOŞALT’. ‘ÇÖPÜ DIŞARI BIRAK’ Bu kadar basit bir ifadenin o denli büyük anlamını araştırdıkça gördüm. ‘Anı yakalamak’ diyorlar buna.Beyindeki düşünceleri boşaltıp o ana odaklanmak. Odaklanıldığında daha çok şey görmek,keyif almak ve stresten uzaklaşmak. ’Nefes alış sesini fark etmek, rüzgarın sesini ,bir kitap sayfasının açıldığını duymak ,birinin saçıyla oynadığını fark etmek ,yere düşen bir yaprağı görmek ..gibi tamamen odaklanma ve dinleme ile başarılabilecek ve yaşantımıza keyif katacak bir kazanım. Bunu başaran insanların daha empatik,daha yardımsever daha duyarlı ve başarılı olduğu gözlenmiş.
Peki kolay mı bunu başarabilmek hem de hiç kolay değil.
Öğrenilmiş yaşam becerileri buna engel oluyor maalesef.Ailemizden,çevremizden, okulumuzdan öğrendiklerimizle şekilleniyor bu yaşam becerileri. Çocuğumuza ya da bir yakınımıza ‘ya boşver düşünme unut gitsin ‘diyerek,akıl verdiğimiz bir çok şeyi aslında kendimizin başaramadığına tanık olmuşuzdur diye düşünüyorum. Çünkü,bu güne kadar getirdiğimiz alışkanlıklarımızdan vazgeçmek ,yeni bir yol haritası çizmek çok zor. Ama imkansız değil.Çünkü imkansız kılmayan üç kelime var ‘DOĞRU YAŞAM BECERİLERİ’.
DOĞRU YAŞAM BECERİLERİNİN İLK DURAĞI :UYUM SAĞLAMA İHTİYACI
Hayatınızda hiç bilmediğiniz tanımadığınız bir yerde yaşamanız gerektiği söylendi. Ne yapardınız? Oraya uyum sağlamak adına araştırmaya başlardınız ,sorular sorardınız öğrenmeye çalışırdınız galiba .Tek amacınız sorunsuzca yaşamınızı devam ettirmek için gerekli bilgileri toplamak olurdu.Orada yaşamaya başladığınız andan itibaren ise edindiğiniz deneyimler uyum sağlamanız için çok önemli bir adım olurdu . Olumlu ya da olumsuz deneyimlere göre hayatınızı şekillendirir ve uyum surecinin dinamiklerini harekeye geçirirdiniz.
Şimdi hayatta 4 5 yıldır var olan bir çocuğu düşünelim.Hiç bilmediği ve tanımadığı bir dunyada ,doğduğu andan itibaren en büyük çabası uyum sağlamak . Bu yüzden hayatı tanımak ve uyum sağlamak adına araştıracak Merak ettiklerini soracak öğrenmeye çalışacak. Zamanla deneyimlemeye başlayacak kıracak ,dökecek, düşecek ağlayacak ve yaşadığı her deneyim onu n hayata uyumunu sağlayacak.
Bu yüzden okul öncesi eğitimde İlk ihtiyacımız uyum sağlama dinamiklerini ve ihtiyaçlarını belirlemek olmalıdır.
Gelecek yazı:Okul öncesinde yasam becerileri uygulamaları..
Sibel Aydın
Oguzkaan Koleji Anaokullari Koordinatörü
