ÇOCUĞUMUN ODAKLANMASI İÇİN NELER YAPABİLİRİM?

Blog Yazarı
Bahar Eriş

Bebeklikte oyun: Bebekken çocukla nasıl iletişim kurduğunuz önemli. Mesela bebek ağlarken anne, susana kadar art arda bir sürü oyuncağı bebeğin önüne koyabilir. Başka bir anne, bebekle birlikte çalışarak, önündeki tek oyuncakla oynamanın farklı yollarını gösterebilir. Bunlar farklı stratejiler ve çocuklara dünyayla nasıl bağ kuracakları konusunda farklı mesajlar veriyor.

Rol model olma: Çocuklar bizi taklit ediyor, hem de hayatın en başından itibaren. University of Washington’dan iki profesör, henüz 42 dakikalık bebeklerin yetişkinleri nasıl taklit ettiğine dair videolar çekmişler! Yetişkin dilini çıkarıyor, bebek de çıkarıyor. Ayna gibi.
Anne babanın dikkat ve odaklanma yöntemlerini de taklit ediyor bebekler. Bebeğin bakışı annenin bakışlarını takip ediyor. Bugün anne babaların sürekli telefon ve tabletlerde, bilgisayarda zaman geçirdiği düşünülürse, çocukların da bu cihazlara ilgisi daha iyi anlaşılır. Çocuğunuz ödev yaparken siz de faturaları ayıklamadan tutun pirinç ayıklamaya kadar elinizdeki işi bir köşede odaklı bir biçimde yapabilirseniz, bu ona güzel bir model teşkil eder.

Sık verilen aralar: Araştırmalara göre, öğrenciler ne kadar uzun teneffüs yaparsa, derse o kadar iyi odaklanıyor. Dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden kabul edilen Finlandiya’da, öğrenciler sık sık teneffüse çıkıyor. Teneffüslerini nasıl geçireceklerine de kendileri karar veriyorlar. Önemli olan da bu seçimi yapmaları. Öğretmen güdümünde bir teneffüs, değerini yitiriyor. Bu nedenle serbestçe oynayabilmeleri önemli. Öğrenciler hem dinleniyor hem de iletişimi, çatışma çözümlemeyi, işbirliğini, yani hayatta başarı için önemli becerileri ediniyorlar. Kısacası, sadece odaklanma becerileri değil, duygusal zekaları da artıyor.
Ödev bitene kadar oyun oynamamak da bir diğer uygulama. Bazen belirli aralıklarla ara verip sonra tekrar ödeve dönmek de mümkün. Önemli olan çocuğun ihtiyaçlarına uygun, işe yarar bir rutin belirlemek.

Meditasyon: Yurtdışında özellikle İngiltere, ABD, Kanada gibi ülkelerde meditasyon, odaklanmayı arttırıcı bir yöntem olarak sınıflarda yaygınlaşıyor. Meditasyonun stresi ve depresyon oranlarını azalttığı görülüyor. Bazı araştırmalara göre, okulda yapılan meditasyon, akademik başarıya da fayda sağlıyor, ancak bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Blue School, sinirbilimini sınıflara taşımaya çalışan bir okul. Son birkaç yıldır meditasyon tipleriyle ilgili araştırmalar yapmışlar. Farklı yaş gruplarının gelişim düzeyine uygun stratejiler izleniyor. 4 yaştan ikinci sınıfa kadar, odaklanma ve sakinlik için hareket de işin içinde, çünkü 30 saniye hareketsiz oturmak küçük çocuklar için zor. Üçüncü sınıftan altıncı sınıfa soyut düşünme becerisi geliştiği için, kum saati devreye giriyor. Kum saatinin içindeki mavi kum aşağı inerken, su ve pırıltılar tepede kalıyor, bu da sakinleşme için görsel bir metafor sağlıyor. Başta aktiviteleri öğretmen yönlendirse de, zaman içinde öğrenciler kendi kendilerine yapabiliyorlar.
Yurtdışında bazı öğretmenler de öğrencileriyle odaklanma egzersizleri yapıyor. Örneğin karından nefes alma egzersizleri gibi. Balon egzersizi dedikleri bu egzersizde, çocuklar nefeslerine odaklanıyor. Ellerini karınlarına koyup derin nefes alıyorlar, karınları balon gibi şişip inerken nefeslerini izliyorlar.

Bir başka meditasyon egzersizi de, sevgiyi ve birini sevince hissedilen mutluluk duygusunu düşünme egzersizi. İçten gülüşler denilen egzersizde de çocuklar, kendilerini gülümseten şeyleri düşünüyorlar. Çocuklar bu konuda yetişkinlerden daha başarılı olduğu söyleniyor. Bazen de dinleme egzersiziyle sınıf içindeki sesleri ve dışındaki sesleri dinliyorlar. Bütün sınıf odaklanarak dinliyor. Bir teknikte de öğretmen elinde bir zili çalıyor ve çocuklara zilin sesi tamamen durduğunda elinizi kaldırın diyor. Bütün bunlar sakinleşmeye ve odaklanmaya fayda sağlayan meditasyon egzersizleri.

Lokma lokma: Bazen ödev büyük ve uzun olduğunda çocuk nereden başlayacağını bilemeyebilir, ödevi bitirmek sanki imkansız gibi görünebilir. Bizim için de öyle değil midir? Büyük ve uzun görevleri küçük adımlara bölmek çoğu zaman işe yarar. Bir adım bitince, bir diğer adımla devam edilir, bir bakarsınız o dağ gibi görünen iş bitivermiş!

Sorumlulukları baştan belirleme: Çocuklara en önemli sorumluluklarının öğrenmek olduğunu anlatın. Sizin işte ve evin içinde nasıl belirli sorumluluklarınız varsa, onların en önemli sorumluluğunun da öğrenmek olduğunu belirtin. Bunu çocuğa erken belletirseniz, ödev ve çalışmayı erkenden bir disipline oturtursanız, sonrasında da işler rahat ilerler. Bir veli anlatmıştı; o gün ödev olmasa bile, çocuğunu her gün aynı saatte masaya oturttuğunu söylemişti. Bazen birlikte masaya oturuyor, sohbet ediyorlar ya da oyunlar oynuyorlardı, ama bu şekilde çocuk o saatte masa başında olmayı bir alışkanlık haline getirmişti.

Ortamı hazırlama: Elbette her türlü dikkat dağıtıcıyı ortadan kaldırmak çok zor ama elinizden geleni yapabilirsiniz. Mesela ödev bitene kadar TV, telefon ve bilgisayar kapalı olabilir. Bazı çocuklar sessiz ortamda çalışmayı tercih etmeyebilir, bu da bir stil meselesi. Bazı çocuklar geri planda müzik çalarken daha kolay odaklanıyor.
Evde çocuğun çalışabileceği sessiz bir ortam olması da önemli. Işık alan, iyi havalandırmalı bir yer olması iyi. Düzenli, istediği kitap ve materyallere hemen ulaşabileceği sabit bir ortam odaklanmaya fayda sağlar.

Spor ve müzik: Ünlü fizikçi Einstein, belli problemleri çözerken tıkanınca, ara verir ve keman çalarmış. Keman, onun zihnini toplamasına yardımcı oluyormuş. İzafiyet teorisini belki de onun kemanına borçluyuz!

Ünlü fizikçi Michio Kaku için de buz pateni odaklanmayı sağlıyor. Bu tarz sportif ya da sanatsal faaliyetler, çocukların zihninin kendini toparlamasına yardımcı oluyor.
Sizin çocuğunuz için de başka bir faaliyet aynı işlevi görebilir. Spor ve müzik kendi içinde değerli olmanın ötesinde odaklanmayı da sağlayacağı için, bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz.

Tabii bu, çocuğu o aktiviteden öbürüne koşturmak şeklinde anlaşılmamalı! Çok fazla aktivite de çocuğu yorar ve konsantrasyonunu bozabilir. Çocuğun odaklanabilmek için uykusunu almaya ve dinlenmeye ihtiyacı vardır.

Hareket: Tıp dergisi Pediatrics’deki bir araştırmaya göre, düzenli fiziksel faaliyette bulunan çocukların zihinsel performansında ve beyin işlevlerinde gelişme görülüyor. Fiziksel aktivite beyin sağlığı için çok önemli, sınıftaki zamanın da daha verimli geçmesini sağlıyor. Örneğin 12 haftalık bir egzersiz programının, çocukların matematik ve okuma puanlarını arttırdığı görülmüş, özellikle de hiperaktivite sorunu olan çocuklarda fayda sağlanmış.
Hiperaktivitede çocukların planlama ve odaklanmayla ilgili beyin işlevleri bozuluyor. Fiziksel aktivitenin ise bu işlevleri iyileştirdiği biliniyor. Dolayısıyla, hiperaktivitenin düzelmesi için aktivite önemli!
Yürümek, bisiklete binmek, okuldan sonra dışarda oynamak, ev içindeki işlere yardım etmek, bir spor takımında oynamak… Kısacası çocuğun yürüyebileceği, koşabileceği, hoplayıp zıplayabileceği fırsatlar yaratmak odaklanabilmesi için önemli.

Beslenme: Tam buğday, sebzeler, fasulye gibi gıdalar beyne düzenli glükoz gitmesini sağlıyor. Bunları beynin yakıtı gibi düşünebilirsiniz. Lifli gıdalar, şeker salınımını yavaşlatıyor, böylece çocuğunuz daha iyi odaklanabiliyor. Dengeli bir kan şekeri düzeyi, çocukların daha iyi odaklanmasını sağlıyor. Kana çabuk karışan, şekerli gıdalar ve içecekler, katkılı gıdalar kan şekerinin hızla yükselip düşmesine yol açıyor, bu da odaklanmaya düşman. Çocukları tahıllı gıda ve atıştırmalıklara erkenden alıştırırsanız, daha çok sever ve kabullenirler. Çinko, demir, magnezyum eksikliği de odaklanmayı olumsuz etkileyebiliyor.

Yapılacak işler listesi: Bazen birçok ödev çocuğun üstüne üstüne gelir, hangimizin gelmez ki! Bu gibi durumlarda bir yapılacak işler listesi yapıp, yapılan işlerin teker teker üstünü çizmek kontrol duygusu sağlayabiliyor.

Ne sıkıcı ne gerici: Bazen çocuklar verilen ödev kendilerine göre çok kolay ya da çok zor olduğunda da odaklanmakta güçlük çekebilir. Bu nedenle çocuğun beceri düzeyine göre aktiviteler ve ödevler vermek gerekir. Bazı çocuklar düzeylerinden çok kolay ya da çok zor aktivitelere maruz kaldığı için yanlışlıkla hiperaktif sanılabiliyor.
Ayrıca bazen hayatta sıkıcı şeyleri de yapmamız gerekir, her şey eğlenceden ibaret değil! Başarmak için kendimizi biraz zorlamamız gerekir. Bu uzun vadede mutlu bir hayat için de önemli. Bunu çocuğa onun dilinde anlatmak gerek, o bunu görebilecek yaşta ve olgunlukta değil. Bu konuda tarihten ve günümüzden ünlü kişilerin hayatları, birer sebat modeli olarak işe yarayabilir. Özellikle çocuğun ilgi duyduğu alandan kişiler seçerseniz, kendisiyle ilişki kurması ve ilham alması daha olasıdır.
Ayrıca sıkıcı işleri ne kadar erken aradan çıkarırsa, eğlenceli işlere o kadar daha çabuk kavuşabileceğini de belirtebilirsiniz.

Altta yatan problemler: Her şeyi yapmanıza rağmen çocuk hala güçlük çekiyorsa, altta yatan başka bir bozukluk olup olmadığını anlamak için bir uzmana başvurmak iyi fikir. Bazen yapısal olarak dikkat sorunu söz konusu olabilir, bunun için de profesyonel destek gerekebilir.
Şunun altını önemli çizmekte fayda var: İlaç ilk seçenek değil, başka her şey denendikten sonra son seçenek olmalıdır. İlaçların etkileri yanında birçok yan etkisi var. Çocuklara gereksiz yere ilaç vermek, etik değildir ve kabul edilemez.