
Yüzlerce bilim insanı Antartika’nın vahşi ortamında deneyler yapmak için hayatlarını ortaya koyuyor.
Antartika
Dünya üzerinde sadece Antartika’da insan yerleşimi bulunmuyor. Ancak burası tamamen ıssız değil, zira bilim insanları burada birçok bilimsel çalışma yürütüyor ve hayatlarının bir kısmını burada geçiriyor.
Yaz ayları boyunca birkaç bin insan tarafından ziyaret edilen Antartika hummalı araştırmaların sürdürüldüğü bir yer. Kış aylarında ise geride kalan birkaç yüz kişi dışında yalnızlığa terk ediliyor. Ortalama sıcaklığın – 12 derece olduğu, zaman zaman – 60 derecelere kadar düştüğü bir ortamda bilim insanlarının sürekli olarak kalması zaten düşünülemez. Yiyecek ve diğer gereksinimleri buraya getirmek yaz aylarında kolay olsa da maalesef kışın bu mümkün değil. Antartika’nın derinliklerindeki bazı istasyonlara 10 ay boyunca taze yiyecek gelmiyor, buradaki bilim insanları yıl boyunca konserve yiyeceklerle hayatta kalmaya çalışıyor. Aslında temel ihtiyaçlar giderildiğinde bu istasyonlarda yaşamak oldukça güvenli. Asıl tehlikeli olan dışarıda yapılması gereken deneyler sırasında yaşananlar. Deneylerin yapılacağı noktalara ya uçarak ya da kızakla gidiliyor ve veri toplarken o noktada bir süre kamp kurmak gerekiyor.
Antartika’nın iklimi acımasızdır ve affetmez. Buzun üzerine sis indiğinde öyle bir sis tabakası oluşur ki, burnunuzun ucunu bile görmek mümkün olmaz. Bu şartlar altında buzdaki çatlaklar, çöküntüler, uçurumlar görünmez olur ve hepsi birer tuzağa dönüşür.
Arazide araştırma yapan bilim insanları vahşi Antartika iklimine karşı koyacak kadar sağlam tasarlanmış çadırlar ve kulübelerde korunurlar. İyice yalıtılmış elbiseleri ve uyku tulumları amansız soğukta donmalarını önler. Her bilim insanının günde 3500 kalori sağlayacak bir kumanya kutusu vardır. Çevreyi korumak için tüm atıklar istasyona geri getirilir.
Kısacası bu muhteşem bir macera gibi görünse de, Antartika’da araştırma yapmak oldukça zorlu bir mücadeledir. Burada mücadele veren bilim insanlarımıza minnettarız.
Antartika’da yaklaşık 30 ülkenin araştırma laboratuvarı bulunuyor. İşte onlardan en büyükleri:
Troll (Norveç), Gökyüzünü gözlemleyen bu istasyon morötesi ışınları ölçüyor ve hava durumunu kontrol ediyor.
Rothera(İngiltere), İngiltere’nin Antartika’daki en büyük araştırma istasyonu. Biyolojik araştırmalar üzerine çalışıyorlar.
Amundsen-Scott (ABD), Güney kutbunun tam üzerinde yer alan bu istasyon astrofizik ve astronomi araştırmaları üzerine yoğunlaşmış durumda.
Scott (Yeni Zelanda), Ross Buzulunun kenarında bulunan bu laboratuvarın asıl çalışma konusu iklim değişikliği ve çevreye etkileri.
Syowa (Japonya), Burada Japon bilim insanları ozon tabakası, meteorlar, ikim değişikiği ve kuzey ışıkları üzerine araştırmalar yürütüyor.
Davis (Avustralya), Antartika’daki göllerin yakınında bulunan bu laboratuvar bilim insanlarına mikroplar üzerine araştırma yapma imkanı veriyor.
Vostok (Rusya), Rus bilim insanları Vostok gölünü araştırıyor. Kalın buz tabakasının altındaki bu gölün sularına erişmek için buzun içinde bir tünel kazdılar.
Concordia (Fransa ve İtalya), “Dünyadaki en uzak araştırma istasyonu” olarak adlandırılan Concordia Avrupa Uzay Ajansı tarafından diğer gezegenlere gerçekleştirilecek görevleri planlamak için kullanılıyor.
Ayrıca Port Lockray’da bir Antartika posta merkezi olduğunu ve burada her yıl iş başvurularının değerlendirildiğini de ilgilenenler için belirtelim.
Kaynak: How It Works/10