Benim Dünyam Sahnem

OYNAYAN ÇOCUK ÖĞRENİR
BENİM DÜNYAM SAHNEM

Yazıma William Shakespeare’in oyunculara tiradıyla başlamak istiyorum.
“Bütün dünya bir sahnedir ve kadın erkek herkes birer oyuncu. Sıraları geldikçe girerler çıkarlar. Her insan nice roller oynar ömrü boyunca…”(Shakespeare)
Oyun çocuğun kimseden öğrenemeyeceği konuları kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir. Oyun çocuğun gelişimine katkı sağladığı gibi öte yandan eğitici bir değere de sahiptir. Bu bağlamda oyun bilişsel gelişimin aynasıdır. Piaget’e göre oyun, gelişim süreci içerisinde üç farklı gruba ayrılır. Bunlar; ilk on sekiz ayda gerçekleşen taklit davranışlarını içeren ‘ alıştırmalı oyun’, iki altı yaşları arasındaki ‘sembolik oyun’, yedi on iki yaşları arasındaki ‘kurallı oyun’

Kentselleşmenin içinde büyüyen çocuklarımızın oyun ve oyun algısı da değişti. Bu bağlamda yaratıcılıkları, sosyal yapıları, oyun oynama şekilleri, hayal kurma kabiliyetleri köreldi. Bunun sonucunda oyunun şekli değişti. Bütün gün tablet ve bilgisayar başından kalkmayan hazır yapıcılığın var olduğu oyunlarla meşgul olmaya başladılar. Bu da çocukların Oyunlarını dahi üretememesine, var olan yaratıcılıklarını kullanamamasına neden oldu.

Tüm bunların sonucunda çocukluktan yetişkinliğe giden bu yolda, karşılarına çıkacak olan zorlukların başında, sosyal hayatlarını etkileyecek en büyük faktörler arasında, iletişim bozuklukluları, kolektif bir çalışma içerisinde var olamama olgusu, üreten insanlar olmak yerine tükenen bireyler olarak toplumda yerlerini alacaklar. Ebeveynleri olarak bizler çocuğun en önemli yapı taşı olan oyunu onların hayatlarından çıkarmamalıyız aksi takdirde hayalleri olmayan yetişkinler yetiştirmiş oluruz. Bu yüzden
Sevgiyle ve Oyunla Kalın

Burcu Kavaklıpınar