Avrupalı Naif Ustalar Resim Sergisi II

SAF BAKIŞLI DÜNYA: NAİFLİK

A.CELAL BİNZET
Anlatım yollarının sonsuzluğu sanatın en belirgin özelliği sayılır.
Aynı temalar çevresinde dönüp dolaşan sanatçılar için önemli olan “aynı”lıktan sıyrılıp kişisel biçemi aracılığıyla ötekiler arasında kendine farklı bir yer açmaktır. Bir yönüyle entelektüel bir eylem olan sanat olayı, bu noktadan itibaren ve sözü edilen özelliklerinden dolayı zenginleşen bir yapı şeması gösterir.
Entelektüel denmesi boşuna değil.
Esin kaynağını yaşanan dünyadan alan bir eylemde çıkılan yolculuk, asıl kaynağından koparak bilinmez anlatım dilleriyle yeni kapılar açar. İşte o süreçte ister bireysel isterse toplumsal olsun, bilincin yoğun kullanımı söz konusudur. Zaten değinilen bireysellikle toplumsallık olgusu birbiri içine geçmiş gibidir. Birisi nerede başlar, öteki nerede biter, bilinmez.
Söz konusu olan, yaşanan dünyanın algılanması gerçeği.
Yalnız onunla kalsa iyi. Adına sanatçı dediğimiz yaratıcının imgelem dünyası da kendini ortaya atmaz mı?
Sonuçta değinilen süreç -yani yaratma eylemi- belli birikimlerle beslenerek ilerler.
Peki, bu yolculukta tümünden ayrı bir çizgide yürüyen naiflerin yeri nerededir?
Belki “safyürek” diye de çevirebileceğimiz bu sözcüğün içini dolduran anlamlar toplamını öteki anlayışların dışında tutmak gerekiyor. Elbette sonuçta, burada da estetik bir anlayış var. Belli kuralların kendi içinde öne çıktığı disiplinli düşünce sistemi var. Ama bunların tümünden önce, doğaya bakışın saflığından söz edilmeli.
Baştan değinilen entelektüel olgunun yerine içe doğan sanatsal sezgi gücünün varlığına değinmeliyiz.
Bu yönüyle naif sanatçı diğerlerinden ayrılır. Onun kaygıları, kaynağını kendi iç dünyasından alır. Yapıtını ortaya koyarken yalnızca içten gelen sezgileriyle yola çıktığı bilinmez değil. Değinilen durum aynı zamanda bir sorunu da besler. Hem entelektüel boyut olmadan hem de estetik yetkinliği el yordamıyla büyütmenin o denli kolay olmadığını bilmeliyiz. O nedenle naif sanatçı olmak hiç kolay değil. Bizde ve dünyada bu sınıflamaya giren sanatçıların adlarını gözden geçirdiğimizde sayılarının kabarık olmamasının nedeni burada aranmalı derim.
Günümüz sanat ortamının karmaşık yapısı içinde yukarıda değinilen çapraşık durumu kendi yönüne çevirmek isteyenlerin çıkması son derece doğal. Naiflik olgusunu bekleyen en büyük tuzak bu kanımca. Piyasa çarkları içinde –mış gibi yaparak ortaya çıkanları gerçek naiflerin yerine koyma kolaycılığına düşmemek gerek. İşte o zaman dünyanın safyürek bir bakışla yeniden kurgulanmasının estetik sonucunu birlikte yaşamış oluruz.
Naif resimleri bir de bu gözle incelemekte sayısız yarar var.

Rouli Boua (Yunanistan),
Sema Çulam ve Hüseyin Yüce (Türkiye),
Alessandra Placucci ve Guido Vedovato (İtalya),
Olaf Ulbrich’in (Almanya)
resimlerinden oluşan sergimize bekliyoruz.
14 Nisan Salı, 18.30

Editör
Türkiye Eğitim Kampüsü - İlkokul ortaokul lise üniversite eğitim etkinlikleri duyuruları.