Aramızdakiler…

Blog Yazarı
Fatmanur Şahin

Aramızdakiler…

‘Bir yapının salt bezemeye (süse) adanmış hiçbir bölümü kabul görmemelidir. Bunun yerine, doğru oranlar amaçlanarak yapıyı ayakta tutmaya yarayan tüm öğeler bezemeye dönüştürülmelidir’ demiş Fenelon. Bu cümleden anlaşıldığı üzere bir yapıyı ayakta tutmak ve ona görsel bir anlam kazandırmak aynı anda yapılması gereken bir iştir. Estetik kaygıdan uzak, gerçek bir anlam ve ruh yüklenmeye çalışılmış ve aynı zamanda muhteşem bir statik hesabına sahip olan yapılar, tasarımcısının ve yapımcısının başarılı iş birliği gerçekleştirmesiyle ortaya çıkar. Bu yazımda sizlere bir inşaat mühendisi adayı olarak mimari bakış açısıyla, mimarlık ve inşaat mühendisliğinin geçmişte nasıl harmanlanarak günümüze kadar gelen harika eserler ortaya koyduklarını ve bu süreci açıklamaya çalışacağım.

Stonehenge
Aramızdakiler... 1

Mimarları yapı diliyle konuşan şairler olarak nitelendirirsek kullandıkları yapı dilinin kurallarını yazan kişilere de inşaat mühendisleri diyebiliriz. Yapıların inşa edilmesi sürecinde fiziki şartlara boyun eğmek zorunda kalan mimarların yaratıcılığı ve bu fiziki şartların oluşturduğu problemlere çözüm üretmeye çalışan mühendislerin ortaklaşa oluşturdukları üretim süreci hiçbir sektörde gözlemlenemeyecek kadar güçlü ve önemli bir iş birliğidir. En basit yapısal sistem ile başlayan inşa etme süreci insanlık tarihi boyunca kullanılan malzemelerin geliştirilmesi, toplumsal ihtiyaçlar ve değişen düşünce biçimleriyle çok farklı boyutlara ulaşarak günümüze kadar gelişerek gelmiştir. İnsanoğlunun barınma ihtiyacıyla başlayan bu sürecin ilk örneklerinden birini İngiltere’nin Wiltshire bölgesinde bulunan Stonehenge’de gözlemleyebiliriz. İngiltere seyahatim sırasında görme şansı yakaladığım bu yapıda en çok ilgimi çeken konu ise kullanılan taşların en büyüğünün 9 metre uzunluğunda ve 25 ton ağırlığında olması ve bu yapının 4000-5000 yıl öncesine ait olduğu kabul ediliyor. Dönemin teknolojisini düşünürsek tamamen insan gücü ve zekasıyla oluşan bu yapının nasıl bittiğini düşünmek bu konuda fikir yürütmek gerçekten zor çünkü günümüzde şantiyelerde birçok ağır kütle kule vinçler yardımıyla kaldırılıyor. Konumuza geri dönersek, antik yapılarda rahatça gözlemleyebildiğimiz ilk yapılaşma deneyimlerinin bugün hala Mısır, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde örnekleri mevcuttur.

Zamanın yıldırmaya çalıştığı fakat asla yılmayan ve zamanın hakimiyetiyle olan kavgasını başarılı bir şekilde atlatıp günümüze kadar gelen eserlerin inşa süreçlerinde yaşadığı önemli dönüm noktalarından biri de demir üretiminin başlaması ve demirin yapı inşasında kullanılmasıdır. Demirin pahalı olması ve devamlı bakım istemesi kalıcı bir eser bırakmak isteyen mimarlar için tercih edilmeyen bir malzeme olmasına yol açtı. Daha sonra ise bugün tüm dünyada yaygın olarak kullanılan betonarmenin gelişiyle mimariye yeni bir soluk getirilmiş oldu. Fransa’da bulunan betonarmenin hesaplama yöntemleri geliştirilerek hem Fransa’da hem de diğer ülkelerde inşaat sektöründe hızla yer edindi. Metalle bir araya gelmeden sadece basınç dayanımı olan beton, demir veya çelik kullanılarak burkulmaya karşı dayanıklı hale getirildi. Betonarme bu özellikleriyle hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı ve en çok kullanılan sistem haline geldi.

Kullanılan ana malzemelerin teknolojiyle beraber değişimi ve gelişimi yapılarda uygulanan tekniklerin geliştirilmesine de zemin sağladı ve bu şekilde yapısal tasarımda çeşitliliğe gidildi. Tasarlanan yapılarda giderek daha özgün ve farklı yöntemlerin kullanılması mimari bakış açısında özgürlük sağlamış oldu. Yazımda çalışma alanımın biraz dışına çıkarak ilgi duyduğum tarihi yapıların biraz da olsa mimarisine değinmiş bulundum, bir hatam olduysa mimar okuyucularımın affına sığınıyorum. Tarihi yapıların biz inşaat mühendisi ve mimar adaylarına öğreteceği çok şey olduğuna gönülden inanıyorum. Onlar aramızdaki en güçlü ve en değerli öğretici unsurlar.

Fatmanur Şahin

Kaynakça;

Gülsün Tanyeli, ‘Hiçbir üstad böyle kar etmemiştir’ Osmanlı İnşaat Teknolojisi Tarihi,2017

Işık Aydemir, Betonart Dergisi, 2018, sayı 58

 

4 YORUMLAR