Değerli Bilim İnsanları
Başlı başına bir dönüşümün adı olan Modernite XVII. yüzyıl aydınlanması ile birlikte esas ruhuna kavuştuğu düşünülen, bütün disiplinlerde etkisi hissedilen, mevcut paradigmalara ve paradigmatik dönüşümlere yön veren bir süreci ifade etmektedir. Bu dönüşümün izlerini gündelik hayatın içerisindeki bireyler somut anlamda gözlemleyebilse de, esas dönüşümün düşünce ya da zihin dünyasına yönelik olduğu söylenebilir. Aydınlanma döneminde Kant ile birlikte aklın egemenliğinde ruhunu bulan modernite, bir yandan fizik gibi evrenin sınırlarını çözmeye çalışan disiplinlere yön verirken, diğer yandan sosyal bilimlerde modern dünyanın ve modern dünyada yaşayan bireyin niteliklerini ön plana çıkartan tartışmalar ekseninde şekillenmiştir. Bilim tarihinde Newton’un fizik alanında evrene dair getirdiği yeni açıklamaların kabullenilmesi o dönemde görece kolay olmasına karşın, toplumsal alanda sosyal bilimlerin modernite karşısındaki tutumları, argümanları ve bu argümanların toplumsal hayata yansımaları gerilimli ve sancılı bir süreci ifade etmektedir.
Batı ile özdeşleşen modernite, demokrasi ile hak ve eşitliği ön plana çıkartarak yeni bir Avrupa yaratmıştır. Artık büyük imparatorlukların değil ulus devletlerin çağıdır. Bu noktada, Türkiye’de modernleşme serüveni kendine özgü yönleriyle dikkat çekicidir. Cumhuriyet’in ilanı ile ruhunu bulan modern Türkiye Cumhuriyeti ideali batının aksine kırsalda, Türkiye’nin yoksul köylerinde yeşertilmeye çalışılmıştır. Bu süreçte modernitenin itici gücü olarak eğitim kurumları ve sanat ön plana çıkartılmıştır.
Günümüzde ise moderniteye ilişkin tartışmalar, sorgulamalar hemen bütün disiplinler içerisinde devam etmektedir. Modernitenin sonu mu geldi? Akışkan bir kavram mı? Geç modernlik kavramı neyi ifade eder? Postmodernizmin bir karşılığı var mıdır? Bunlar gibi sorulara yanıt bulabilmek için bu yıl üçüncüsü düzenleyeceğimiz Felsefe, Eğitim, Sanat ve Bilim Tarihi Sempozyumu’nun ana temasını “… ve modernite” olarak belirledik. Farklı disiplinlerde çalışan bilim insanlarını bir araya getirerek modernite tartışmalarına ve kavrama ilişkin görüşlerini sunmalarına olanak sağlamayı amaçladık. Önceki yıllarda Muğla’da düzenlendiğimiz sempozyumumuzu bu yıl Giresun Üniversite’sinde gerçekleştireceğiz. Böylece, sempozyum ile Türkiye’nin farklı şehirlerinde çeşitli disiplinlerde çalışmalar yapan bilim insanlarını buluşturmayı hedefliyoruz.
Sempozyumun bu hedefine ulaşabilmesi, Edebiyat, Fen-Edebiyat, Eğitim, Güzel Sanatlar ile İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültelerinin değerli akademisyenlerinin katılımlarıyla mümkün olacaktır. Bu amaçla sempozyum bildiri konuları bağlamında sizin de bir bildiriyle katılımınızı arzu etmekteyiz. Ayrıca geçen yıl ilkini düzenlendiğimiz ve bu yılda ikinci kez düzenlenecek bir karma sergi sempozyumumuzda yer alacaktır. Bu bağlamda sergide yer almak isteyen sanatçıları sempozyumumuzda görmekten mutluluk duyarız.
Sempozyumumuza katılacağınızı umar, saygılar sunarız.
3. Uluslararası Felsefe, Eğitim, Sanat ve Bilim Tarihi Sempozyumu 10-13 Ekim 2018 tarihinde Giresun Üniversitesi’nde düzenlenecektir. Sempozyuma bildiri ile ya da dinleyici olarak katılabilirsiniz.
Sempozyum Bildiri Konuları
Bilim Dili ve Bilim Mantığı
Eğitim Bilimleri
Bilim Tarihi Eğitimi
Eğitim Programları
Bilim ve Araştırma Alt Yapısı Olarak Felsefe
Eğitim Yönetimi ve Denetimi
Bilim, Bilim Tarihi ve Felsefe İlişkisi
Türkçe Eğitimi
Bilimin Felsefi Temelleri
Yabancı Dil Eğitimi
Bilim, Paradigma ve Felsefe
Fen Eğitimi
Bilimin Tarihsel Gelişimi
Eğitim Felsefesi
Bilimin ve Felsefenin Yerelliği
Geleceğin Eğitimi Üzerine
Bilimsel Yöntem Tarihi
Eğitimin Geleceği Üzerine
Eğitimin Alt Yapısı Olarak Felsefe
Sosyoloji
Eğitim, Bilim ve Felsefe İlişkisi
Toplumsal Cinsiyet
Sanat
Modernite
Sanat Eğitimi
Psikoloji
Sanat ve Felsefe
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik
Sanat Kuramları
Kültürel Çeşitlilik ve Kültürler arası Danışmanlık
Sanatın Geleceği
Temel Eğitim
Geleceğin Sanatı
Ölçme ve Değerlendirme
http://febts.com/index.php/tr/