3.TÜRKİYE BİLİM MERKEZLERİ SEMPOZYUM DUYURUSU
21. yüzyılda, fen bilimlerinin, sosyal bilimlerin ve teknolojinin hayatımızın her alanına gittikçe daha çok nüfuz etmesi sonucu multimedyayı daha etkili kullanabilen, uygulamaya yönelik etkinliklerin düzenlendiği ve laboratuvarların da yer aldığı eğitim merkezlerinin kurulumu gündeme gelmeye başlamıştır. Bu bağlamda bilim, teknoloji ve tarih müzelerinde cam vitrinler ardında sergilenen bilimsel aletler, sosyo-kültürel yaşam ile ilgili bilgiler veren objeler yerlerini bilimi dokunarak anlamanın etkin olduğu bilim merkezlerine bırakmıştır. Bilimin dünyayı anlamamızı sağlayan bir anahtar olduğu düşünülürse, bilim merkezlerinin kurulması halkın bilimi anlaması düşüncesi ile doğrudan ilişkilidir. Bilim ve teknolojiyi bir araya getiren bu merkezler, ziyaretçilerine etkileşimli ortamlar sağlayarak ve uygulamalı etkinlikler yaptırarak bilim müzelerinden ayrılmaktadırlar. Bilim müzesi ve bilim merkezi arasındaki temel fark, bilim merkezlerinin uygulamalı ve etkileşimli aktiviteleri bir arada vermeleridir. Bilim müzelerinde yer alan geleneksel müze anlayışındaki “Lütfen dokunmayın” ibaresinin yerini, bilim merkezlerinde “Gözlemleyin, Dokunun ve Deneyin” ibaresi alır. Yaygın düşünce olarak bilim; kendine özgü yöntemlerle yapılan, yalnız bilim insanlarının ya da bilime yatkın kişilerin anladığı şekilde tanımlanmış ve sadece seçkinlere özgü bir etkinlik olarak görülmüştür. Bilim insanlarıyla toplumun geri kalanını buluşturan ve iki tarafı birbirine bir köprü ile bağlayan bilim iletişimi son yıllarda çok önemsenen bir alan haline gelmiştir. Bilim iletişimi en basit tanımıyla bilimsel ve teknolojik gelişmelerin halk tarafından, onların da istek ve önerileri doğrultusunda, anlaşılabilecek şekilde anlatılması olarak tanımlanabilmektedir. Bu doğrultuda bilim merkezleri bilim iletişiminin en iyi aktarıcıları arasındadır. Bilim merkezlerinin amacı; yenilikçi, araştırmacı ve özgüven sahibi bireylerin yetiştiği bir bilgi toplumunun oluşmasına destek olmak için, her yaştan ziyaretçiye yönelik eğlenceli ve etkileşimli ortamlar sunarak, onları bilim ve teknolojiyle buluşturmak, bilimsel merak ve öğrenme isteği uyandırmak, yeni fikirler üretilmesine imkân sağlamaktır. Bilim merkezleri aracılığı ile toplumun bütün fertlerinin bilim ve teknoloji ile buluşmalarının sağlanması ve oluşturulacak olumlu etkiyle Türkiye’de bilim kültürünün gelişmesine katkıda bulunulması amaçlanmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda yola çıkmış bilim merkezlerinin sürdürülebilirliğinin temellerinden biri olan bilim iletişimini tartışmak için Türkiye Bilim Merkezleri Sempozyumu’nun üçüncüsü BİLİM İLETİŞİMİ ana temasıyla bu yıl 26-27 Kasım 2016’da Konya Büyükşehir Belediyesi Konya Bilim Merkezi’nin organizasyonunda Konya’da gerçekleştirilecektir. 3.Türkiye Bilim Merkezleri Sempozyumu’na katılımlarınızdan büyük mutluluk ve onur duyarız.
KİMLER KATILABİLİR?
Sempozyumda bildiri sunmak ve deneyimlerini paylaşmak üzere;
Bilim merkezleri
Bilim müzeleri
Çocuk üniversiteleri
Yüksek lisans ve doktora öğrencileri, mezunları (çalışma alanı bilim merkezi, bilim müzesi, bilim iletişimi… vb. gibi sempozyum konularına uygun olan araştırmacılar, akademisyenler)
Konya Bilim Merkezi’nde 26-27 Kasım tarihlerinde yapılacak olan sempozyuma katılabilirler.
***Sempozyum programı çerçevesinde yapılması planlanan fuaye için teknokentlerin, sergi ünitesi üretimi yapan firmaların katılımı beklenmektedir.
***Sempozyuma dinleyici olarak konuya ilgi duyan herkes katılabilir.
3. TÜRKİYE BİLİM MERKEZLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ KONULARI
Sergi anlatımı ve hikâyeleştirme
Sergi galerilerinde kullanılan teknolojiler
Bilimin topluma yayılmasında bilim merkezlerinin yeri
Bilim merkezlerinde STEM uygulamaları
Bilim merkezi – MEB işbirliği
Maker hareketi
Bilimin anlaşılırlığı üzerine kamu araştırması
Bilimsel filmler
Bilim merkezleri ve astronomi